Tarihin Işığında
23 Şubat
1933

Ulusal Onura Saldırıya Karşı Gençliğin Şiddeti: “VAGON Lİ” EYLEMİ

İstanbul ve Anadolu işgalden kurtarılmıştır fakat Fransız, İngiliz şirketler yeniden yurdu işgal altına almaya çalışmaktadırlar.
Bu şirketlerden biri de Fransız Vagon-Li şirketidir.
Vagon-Li, Ankara ile İstanbul arasında yataklı, yemekli vagonlar işleten bir şirketti.

Günlerden bir gün (11 Şubat) şirket çalışanlarından Naci Bey, bir konuyu konuşmak üzere Beyoğlu Şubesi Müdürü’nü arar ve konuşmasını Türkçe olarak yapar.
Bunun üzerine şube müdürdü Gatean Jannoui, Naci Bey’e kızar ve şöyle der:
“Bu şirketin resmi dilinin Fransızca olduğunu bilmiyor musun? İlla ki size sopa ile mi davranmalı?”
Bu söylemekle de kalmayıp, işçi Naci Bey’i, para cezası ve işten uzaklaştırma cezası verir.

Olayın duyulması üzerine gençlik şiddetli bir tepki ortaya koyar.

23 Şubat’ta Darülfünün (üniversite) öğrencileri o gün bir toplantı yaparak bu olayı protesto etmeye karar verdiler.
Karara göre;
öğrenciler, kimseye sezdirmeden Şirketin Beyoğlu Şubesi önünde toplanıp eylemlerini orada gerçekleştireceklerdir.

Öğrenciler Beyoğlu’nda taş bulamayacakları düşüncesiyle,
üniversitenin arkasındaki arsalardan taş toplayıp, taşlarını paketleyerek yanlarında götürdüler.
Saat 16.30’da üçerli beşerli gruplar halinde, Galatasaray’la Parmakkapı arasında
toplanmaya başladılar.
Toplantıyı sezen Vagon-Li müdürü Mösyö Janoni şapka ve
bastonunu alarak hemen KAÇTI…
Saat 17.30’da kız ve erkek öğrencilerin sayısı bir kaç yüze
varmıştı.
İstiklal Caddesi’ndeki trafik durdu. Bir öğrenci, duran bir tramvayın basamağına çıkarak neden orda olduklarını anlattı.
Ardından öğrenciler ellerindeki taşları fırlatarak ve sopalarla
şirkete hücum ettiler, tmiş, bir hamlede kepengi kırarak yere indirmişler,
camları ve şirket levhalarını kırmışlardır. Heyecan bu sırada doruk
Halkız Biz / İsyanlarımız
169
noktasına çıkmıştır. Sonra içeri girip büroyu tahrip etmişlerdir.
… Yirmi dakika sonra 300 kişilik polis kuvveti ve itfaiye arazözleri
gelmiştir… Nümayiş devam etmiştir.
Arazözler su sıkmaya başlamış, fakat öğrenciler, hortumları
sıkarak suyu kesmişlerdir… Polis otuz kadar öğrenciyi gözaltına
alarak Galatasaray Karakoluna götürmüş, fakat arkadaşları ‘milli
heyecana tercüman olan arkadaşlarımızın derhal serbest
bırakılmasını istiyoruz’ diye müdahale etmişlerdir… Gözaltına alınan
öğrenciler saat 21.00’de serbest bırakılmışlardır.
Diğer taraftan,
Galatasaray’daki Vagon-Li acentesini tahrip eden gençler… Karaköy’e
yürümüşler, oradaki Vagon-Li acentesini de tahrip etmişlerdir.
Sonra… Öğrenciler Milliyet, Vakit ve Haber gazeteleri önünde,
gençliğin teessürünü ifade etmişler, ‘Yaşasın Gençlik, Yaşasın Gazi’
diye bağırmışlardır…
Cumhuriyet gazetesi önünde gençlik, ‘Sütunlarınızı, başmakalenizi


güzellik müsabakalarına tahsis ediyorsunuz, gençliği hiç
düşünmüyorsunuz’ diye bağırmıştır.
Yıl 1933’tür. Gençlik, ulusal onurlarına yönelik bir tavır karşısında
derhal tavır alır. Bağımsızlık savaşının ruhu henüz canlıdır… Ve öte
yandan; Gençliğin mücadele, örgütlenme tecrübesi henüz çok fazla
değildir. Ama bu gençlik, eylemi, taşları önceden tedarik edişten,
onları ambalajlamalarına, Beyoğlu’nda toplanış biçimlerine kadar
bugün de uygulandığında başarılı olabilecek bir yetkinlikte
örgütlemiştir. Eylemden sonra gazeteleri dolaşmaları, onlara
yönelttikleri eleştiriler de oldukça politik ve iradi davrandıklarının bir
diğer göstergesidir…

Sosyal ağlarda paylaşın