Çağlayan eylemi ak koyun kim kara koyun kim belli ediyor

6 Şubat günü Çağlayan adliyesine yönelik bir eylem gerçekleşti. Asıl olarak eylem gerçekleşti mi, gerçekleşirken mi çatışma çıktı, gerçekleştikten sonra mı henüz bilinen net bir şey yok. Halkın, kamuouyunun eylem ile ilgili bildiği tek şey basına servis edilen haberler. Ki bu haberlerin büyük çoğunluğu polis kaynaklı veya istihbarat…

Gel gelelim eylemin ertesi gününde eylem ile ilgili bir video çıktı. Ki bu video, eylemde eyleme katılan iki halk kurtuluş savaşçısının yer değiştirme esnasında kontrolsüzce ateş ettiğine yönelik servis edilen haberleri yalanlıyordu. Videoda polisin servis ettiği haberin aksine iki devrimci C kapısından giremeyince yer değiştirmek veya geri çekilmek için hızlı adımlarla uzaklaşırken bir kadının yere düştüğü görülüyor. Çok net bir şekilde kadının düşme anında iki devrimci silahlarını kullanır halde olmaksızın hızlı adımlarla olay yerinden uzaklaşmaya çalışıyor.

Hal böyleyken gerek getirilen yayın yasağıyla, gerek basına servis edilen haberlerle ölen Dilfiraz Karataş’ın devrimcilerin silahlarından çıkan kurşunlarla öldürüldüğü yalanı yayılmak isteniyor.
Eylemi gerçekleştiren devrimci örgütün halka zarar veren eylemlerden uzak durduğu, bu konuda tarihinin tertemiz olduğu bilinir. Kendi deyimleriyle “halka zarar vermeyeceğimizi dost da düşman da bilir”. Herhangi bir şekilde eylem esnasında halkın istemeden zarar görmesi halinde örgüt halktan özür dilemesini bilmiştir. Bu konuda gerçekten de tarihi hiç kimse tarafından inkar edemeyeceği kadar temiz ve açıktır. Ki bu bundan önce gerçekleşen bir çok eylemde devlet güçlerine dahi “onların eylemine benzemiyor” dedirttirmiştir.

Çağlayan eyleminin yapıldığı 6 Şubat’tan beri en demokrat görünümlü yayın kuruluşlarından en AKP’lisine kullanılan dilin aynı olması üzerinde düşünülmesi gereken bir durumdur.
Ortaya çıkan videonun, Sözcü, Tele1, Halktv, KRT gibi sözde muhalif haber kanalları tarafından görülmemiş olması mümkün değildir. Videolarda görünenin aksine, yapılan haberlerde tüm bu kanallar polisin kontrolsüzce, muhtemelen korkuyla ve panik halinde yaptığı yaylım ateşi sonucunda halktan insanların yaralandığı gerçeğini gizleme telaşı içerisindedirler. Ve Dilfiraz Karataş isimli vatandaşın ölümünü. Videodan görüldüğü üzere Dilfiraz Karataş’ın ölümü iki halk kurtuluş savaşçısından herhangi birinin silahından çıkan kurşunla olmamıştır.
Ayrıca olay yeri video kayıtlarının çeşitli açılardan yayınlanması gerekirken sadece kör noktadan çekilmiş videoların yayınlanması iki halk kurtuluş savaşçısının halka kurşun sıkmadığının bir diğer kanıtıdır.
AKP’nin ve madyasının iddia ettiği gibi iki halk kurtuluş savaşçısının kurşunlarıyla yaralananın veya ölenin görüldüğü her hangi bir video yoktur. Çağlayan adliyesinde binlerce kamera var ve gerçekten böyle bir durum olsa en net bir şekilde bu anı halkın gözünün içine sokacağından kim şüphe edebilir? AKP’nin delili, ispatı yoktur sadece yalanları vardır.

Fakat özellikle psikolojik savaş uzmanı Sözcü yaptığı tüm haberlerde bu nokta gizlenmeye çalışıldığı görülüyor. Halk kurtuluş savaşçılarının halka sıktığı yalanını özellikle ve sinsice satır aralarına serpiştirme gayreti içinde Sözcü.

Evet ülkemizin en böyük terör örgütü şu an ülkeyi yöneten faşist AKP iktidarıdır. Yüzbinlerce insanımızın depremde ve deprem sonrası müdahale edilmemesi sebebiyle ölümünden birinci dereceden sorumludur. Yıkımdan hemen sonra bölgeyi nasıl talan ederim telaşı içinde olan AKP terör örgütüdür.

İktidara geldiği günden beri halkımız aç bırakan, adaletsiz bırakan, binlerce insanın çeşitli sebeplerle ölümüne sebep olan AKP iktidarıdır. Uyuşturucudan, kadın ticaretine, dolandırıcılıktan kara para aklamaya, kumardan fuhuşa, mafya örgütlenmelerinden hayali ihracata, sahte ilaçtan depreme dayanıksız yapılaşmaya… her işin içinde ve başında AKP iktidarı ve Erdoğan vardır.
Ülkemizin yer altı yer üstü kaynaklarını emperyalist tekellere peşkeş çeken AKP iktidarıdır. Halkın tüm tepkilerine rağmen topraklarına el koyan, ülkemizin doğasını yok eden AKP iktidarıdır.

AKP YASADIŞIDIR!

AKP iktidarının hiç bir örgüte, hiç bir yapılanmaya terörist deme hakkı yoktur. Yasaları çiğneyen AKP iktidarıdır. Kendi yasalarına uymayan kendileridir. Kendi yasaları uygulamayan yine kendileridir. Bugün kendi yasalarını uygulasalar ülkemiz hapishanelerinde bulunan bir çok devrimci ilerici serbest kalır.
Bir devrimcinin, bırakalım devrimciyi bir AKP’li ile husumeti olan herhangi halktan birinin tutuklanması için mevcut yasalar yetersiz kalıyorsa hiç bir hukuki dayanağa ihtiyaç duymaksızın tutuklayan AKP’nin mahkemeleridir. Buna karşılık, uyuşturucu tüccarlarının, katillerin, soyguncuların, depremde binlerce insanın ölümünden sorumlu olanların hiç birini yasalara rağmen tek bir gün tutuklanmaz bu AKP mahkemelerinde…
AKP’nin suçları yazmakla bitmez.

Bu düzen çürümüştür.

YOZLAŞMIŞTIR.
Artık halka verebilecek hiç bir şeyi kalmamıştır adaletsiz ve açlıktan başka.
Sözcü, Tele1, Halktv, KRT gibi kanallar bu düzenin çürümediğini ispatlamak için çırpınmaktadır. Halkın düzenin hala çürümemiş olduğu yalanına inanması için hiç bir fırsatı kaçırmama gayreti içindedirler. Halkın tek kurtuluşu bu düzeni yıkmaktadır. Bu düzenin çürüdüğünü, tek yolun devrim olduğunu savunan devrimcilere karşı tüm bu kanallar AKP’den farklı olmadıklarını ispatlamak için faşist medyayla kara propaganda yarışına girerler.
Ama halk görüyor.
Görmeyenler de görecektir.
Bu halkın en namusluları, en onurluları, en soylu damarını temsil eden devrimcilerdir. Bu gerçek ucuz kara propagandalarla, terör demagojileriyle gizlenemeyecek kadar halkın belleğindeki yerini korumaktadır.
Bir tek devrimci eylem tüm maskeleri düşürmüş, ak koyunu kara koyunu daha net göstermiştir. Gerçeği halktan gizleme yarışında muhalif görünümlü basın AKP medyasından daha da kirlidir.
Tüm düzen medyası Çağlayan eylemi ile ilgili gerçekleri istedikleri kadar gizlemeye çalışsınlar.
Gerçeğin er ya da geç ortaya çıkmak gibi bir huyu vardır.
Ve bu konuda da gerçekler er ya da geç ortaya çıkacaktır.

Sosyal ağlarda paylaşın