“Sen Misin Onursuzluğu Kabul Etmeyen!” AKP Faşizmi Mustafa Koçak’tan İntikam Alıyor

69 gündür açlık grevinde Mustafa Koçak.

Ne için?

Adil yargılanmak için!

Bir insanın adil yargılanabilmek için 68 gündür açlık grevinde olması tuhaf gelebilir bi çoğuna. Tuhaf gelmesi de normaldir.  Çünkü herkes bir gün olası yargılanma durumu ile karşılaştığında adil olmayan bir yargılanma ile karşılaşmayı aklından bile geçirmek istemez. Ve geçirmez de.  Bir devlet adil olmalıdır. Devletin en büyük iddiası ve sorumluluğu adaletli olmaktır.

Yargılanmak ne demek? Yargılama eylemine konu olmak. Öncelikle bir suç olmalı. Suç ispat edilmeli. Suç isnad edilmeli…  İddia makamının sorumlulukları arasında bunlar vardır. Yani savcı bir suç işlendiğini iddia etmeli, suçu ispat etmeli ve suça denk düşen kanun maddesine göre ceza istemeli.

Karar mercii ise iddia makamı yani savcılığın iddialarını ispat edebilmesi, kanıtlaması durumunda kendi takdir hakkını da kullanarak gerekli cezayı verir.

Adil yargılanmak için  açlık grevi yapıyor Mustafa Koçak! 69 gündür!

Mustafa Koçak davasında bu yukarıda saydıklarımızın hiç biri yaşanmadı. Hiç biri!

Ortada suç yoktu.

Suç göreceli bir kavramdır. Her fikrin suç tanımı farklıdır. Bir fiilin suç olup olmadığını belirleyen bir çok faktör vardır. Siyasi davalarda ise suçun tanımı ideolojiktir. Karşıt iki ideolojinin suç tanımı tabandan zıttır. Kapitalizmin suç tanımı ile sosyalizmin suç tanımı ak ile kara kadar farklıdır.

Ancak bahsettiğimiz konu bu değil. Suçun en kaba tanımına, yani  “kanuna aykırı davranış” tanımına denk düşen hiç bir şey yok dosyada. Yani faşizmin kendi kanunlarına göre dahi bir “suç” söz konusu değil. Hatta ortada suç olup olmadığını tartışabileceğimiz bir fiil yok.

O halde bir suç icad edilmeliydi.

Faşizmin hükmünün olduğu ülkelerde bu işin sihirli değneği İŞKENCE’dir. Evet suç icad edip, bu suçu, suçlamak istedikleri kişiye zorla kabul ettirmek.

O da yok! Yani Mustafa Koçak bir “suç” işlediği için alınmıyor. Bir itirafçı olması için gözaltına alınıyor.

Mustafa Koçak alınıyor. Gözaltında hazırlanmış bir ifadeye imza atması isteniyor. Ki bu metin bir çok insanı suçlayan içeriğe sahiptir. İtirafçılık dayatılıyor. Belli ki artık kullanılırlığını yitirmiş Berk Ercan yerine bir başkasını yaratmak istiyorlar.

 Kabul etmiyor tabii ki. Ve 12 gün boyunca en aşağılık işkencelere tabi tutuluyor. Kardeşlerine tecavüz etme tehdidine kadar giden aşağılık işkence metodları deneniyor. Ama Mustafa Koçak onurlu kalmayı tercih ediyor.

Bu yöntem ile sonuç alabildikleri Berk Ercan’ın, Mustafa Koçak hakkında verdiği ifade ile dava açılıyor son çare olarak.

Berk Ercan bir itirafçı. İftiradan menfaati olan, her konuda her türlü kullanılan bir sümüklü mendil.

Berk Ercan ifadesinde, M.Selim Kiraz davasında DHKC savaşçısı Şafak Yayla’ya silahı Mustafa Koçak’ın verdiğini iddia ediyor. “bir köftecide bana söyledi” diyor. Tek delil bu! Bir çok kez yalan söylediği ispatlanmış birinin ifadesinin inandırıcılığı kalmaz. Bu yüzden Berk Ercan iftiraları ile tutuklanan bir çok kişi serbest bırakılmıştır.  

Bir de Şafak Yayla’nın gömleğini Mustafa Koçak’a verdiğini idia etmiş ifadesinde. Polis bunun üzerine eve baskın yapıyor o gömleği bulabilmek için ama nafile. Öyle bir gömlek yok. Buldukları gömlekte ise Şafak Yayla’nın DNA’sının izine rastlanmıyor.

Yani İftiracı Berk Ercan’ın hiçbir iddiası ispat edilemiyor. Çünkü iftira ispat edilemez!

Tüm bunlara rağmın mahkeme başkanı Tamer Keskin Mustafa Koçak’a ağırlaştırılmış müebbet veriyor.

Mustafa Koçak’a müebbet veren hakim Tamer Korkmaz

Burası çok dikkat edilmesi gereken nokta.

Kendi iddialarına göre bile isnad edilen suça denk bir ceza değil verdikleri.  İspat edemedikleri, kanıt sunamadıkları, iddia ettikleri suç silah temin etmek!!!

Yani tüm TCK yasalarında bu suçun tanımı “yardım ve yataklık” suçuna denk düşer ki bunun cezası en fazla 15 yıldır. (bknz TCK 39.madde)

Şafak Yayla’nın kendisine verdiği iddia edilen gömleği aramak için eve gelen polislerin Mustafa Koçak’ın ablasına “kardeşin artık gün yüzü görmeyecek” demesi şu gerçeği gösteriyor: İşkence ile istediklerini yaptıramadıkları Mustafa Koçak’ı cezalandıracaklardı. “Nasıl olur da onca işkenceye rağmen onurlu yaşamayı tercih edersin” diyerek cezalandırılmasını sağlayacaklardı. Bunun için Mustafa Koçak hakkında hiç olmazsa bir iki kanıt bulmak istemişlerdi ev baskını yaparken.

Ama onu da bulamadılar.

Ziyanı yok!

Mahkeme başkanına verilmesi gereken ceza söylenir, mahkeme başkanı da gereğini yerine getirirdi nasıl olsa.

Ve öyle de oldu.

Ne olursa olsun onurunu koruyan bir devrimci Mustafa Koçak. AKP faşizminin ahlaksızlığına ortak olmayı kabul etmediği için ahlaksızlar tarafından müebbet hapis cezası verildi.

TEK “SUÇU” POLİSİN HAZIRLADIĞI İFADENİN ALTINA İMZA ATMAMAK!

BERK ERCAN OLMAYI REDDETMEK.

Alçakça, zorbaca, keyfi bir şekilde ceza verecek. Buna karşı da direnilmeyecek. Böyle olsun istiyor AKP faşizmi. Evet bu günlerde bu yaşanıyor. Ailesine, hapishane yönetiminin açlık grevine zorla müdahale edecekleri tehtidinde bulunduklarını söylemiş. Böylesi bir müdahalenin sakat bırakacağını hatta hayatını kaybetmesine dahi sebep olacağını bilmiyor olamaz hapishane yönetimi.

Mustafa Koçak anadolu halklarının onurunu koruyor. Onursuzluk ve ahlaksızlığın iktidarı AKP faşizmi onurlu kalmayı tercih eden Mustafa Koçak’ı cezalandırıyor. Mustafa’nın adalet talebi ile sürdürdüğü direniş bu anlamıyla herkesin yanında olması gereken bir direniş….

Sosyal ağlarda paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.