Mustafa Koçak Adalet İstemeye Devam Ediyor.

Ailesi, TAYAD’lılar ve Avukatları Mustafa Koçak için adalet istemeye devam edeceklerini duyurdular.

Mustafa Koçak adil yargılanmak için bedenini açlığa yatırmıştı. Ve açlık direnişinin 296.gününde hayatını kaybetti. Adalet savaşının sembolü, halklara umut oldu.
AKP faşizmi, her türlü aşağılık ve ahlaksız yöntemleri deneyerek İtirafçılaştırmaya çalıştı, onursuzluğu dayattı ama “başarılı” olamadı. Mustafa’yı onurlu, namuslu yaşamaktan vazgeçiremedi. Kendilerine benzer işkenceler yapılsa, ilk dakikada onursuzluğu seçecek olan AKP’nin polisi yargısı, onurlu duruşunu yediremediklerinden, intikam almak için 296 gün damla damla bedenini eriten Mustafa’yı duymazdan geldiler. Ve Mustafa’yı günah keçisi yapmak istediler.

İTİRAFÇILAŞTIRMA SALDIRISI DİRENİŞE ÇARPTI!

İtirafçılaştıramadıkları Mustafa Koçak’a verdikleri ceza kendi hukuklarına bile aykırıydı. Hem esasta hem usülde bir sürü hukuksuzluk vardı ve normal bir yargılamada ilk celsede serbest kalması gerekiyordu. Ama yapmadı faşizmin yargısı çünkü emirle alınmış karardı. Ve “adaletin olmadığı yerde direnmek haktır” diyerek bedenini açlığa yatıran Mustafa tam 296 gün “adil yargılayın beni” dedi.

ADALETSİZLİKLERİ İLE ÖLDÜRDÜLER.

296 gün boyunca direnen Mustafa hayata gözlerini yumarken onurun, namusun ve adalet savaşının sembolü oldu.

11 haziran günü bir basın açıklaması yapan, Mustafa’nın ailesi, avukatları ve TAYAD Mustafa’yı adaletsiz bırakanların yakalarına yapışacaklarını duyurdu. Adaletsizlikle ölümüne sebep olanlardan hesap sorulacağının duyurulduğu basın açıklamasında şunlara değinildi:

Mehmet Güven (TAYAD): Merhaba, ben TAYAD’lı ailelerden Mehmet Güven.
Mustafa Koçak’ın direnişini ve onun gözaltına alınıp şubeye götürülüp orada gördüğü işkenceleri ve daha sonra hapishanede gördüğü işkenceleri ve bu işkencelere karşı, adalet için Mustafa Koçak’ın önce açlık grevine başlayıp daha sonra ölüm orucuna çevirdiği süreci ve en sonunda onu sonsuzluğa uğurladığımız konusunda TAYAD’lı aileler olarak açıkladığımız metni okuyacağım.

23 Eylül 2017 tarihinde gözaltına alındı. Tanımadığı insanlar hakkında yalan ifade verilmesi istenerek itirafçılaştırılmaya çalışıldı. Siyasi şubede 12 gün boyunca bu sebeple işkence yapıldı. Kafasına teneke geçirilip gürültü yapıldı. Hamile ablasına ve kız kardeşine tecavüz etmekle tehdit edildi. Bir daha gün yüzü göstermemekle, hapisten ömür boyu çıkartmamakla tehdit ettiler. Mustafa’yı yalan yanlış ifadelerle, işlemediği, alakası dahi olmadığı suçları yükleyerek tutukladılar.
Savcı, ifadelerin yalan olduğunu, Mustafa’nın hiç bir alakasının olmadığını bile bile iddianame hazırladı ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istedi.
Mahkeme heyetide iddianamenin yüzmece olduğunu bile bile tüm hukuk kurallarını ve ilkelerini çiğneyerek iki kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi.

Hukuksuzluk öyle bir boyuta vardı ki Mustafa hakkında ifade veren gizli tanık Cavit Yılmaz sonradan çıkıp, ‘Bu ifadeler yalan, benden zorla tehditle alındı. Mustafa’nın mahkemesinde tanıklık yapmak istiyorum, gerçekleri açıklamak istiyorum.’ Dediği halde bunun noter tastikli belgelerle mahkemeye sunduğu halde Mahkeme heyeti bu belgeleri incelemeledi, dava dosyasına dahi koymadı.

Bu süreç boyunca tüm bu yaşananlardan anlaşıldı ki Mustafa kurban seçilmişti.İftiracılık itirafçılık ve yalan ifade vermeyi reddedenlere gözdağı verme amaçlı kurban seçilmişti. Adaletsizliğin en büyüğüne maruz kaldı Mustafa . Bu adaletsizliğe boyun eğerek, ömrünü 8 metre karelik bir hücrede geçirecekti ya da yaşadığı tüm bu adaletsizliklere karşı adalet mücadelesine girişecekti. Mustafa onuru için mücadele etmeyi seçti. Onursuz bir yaşam yerine onuruyla, onurlu bir şekilde ölmeyi tercih etti. Ve 3 Temmuz 2019 tarihinde adil yargılanma hakkı için ve yeniden yargılanma talebiyle süresiz açlık grevine başladı.

Tutuklu bulunduğu Şakran T Tipi Hapishanesinde adalet mücadelesini engellemek için tutsaklığında çeşitli tehditlere ve işkencelere maruz kaldı.Bir kaç gazeteci ailesi ve Yoldaşları dışında diğer herkes bu haklı mücadeleyi görmezden geldi, 3 maymunu oynamayı tercih ettiler.

Oysa Mustafa sadece kendi için değil adaletsizliğe uğrayan herkes için sürdürüyordu mücadelesini. Ve açlık grevinin 99. Gününde direnişini ölüm orucuna çevirdi. Çok haklı ve meşru bir taleple direndi Mustafa.

Adaletsizliğin bu kadar fazla olduğu ülkemizde, adaletsizliğin sorumluları sağır sultan kesildi. Mustafa bunlara rağmen adalet mücadelesini kesintisiz sürdürdü. Yoldaşları arkadaşları ve ailesi neredeyse her gün Mustafa için eylemler yaptılar.

25 Mart tarihinde ise zorlu müdahale için Mustafa hastaneye kaldırıldı. Zorla müdahale işkenecesine maruz bırakıldı.

Tüm mesleki ilkelerini ayaklar altına alan doktor müsmekteleri bilinci açık ve şuuru açık olduğu halde ve müdahaleyi kabul etmediğini defalarca dile getirildiği halde, Mustafa’ya zorla müdahale adı altında işkence yaptılar.70 kez zorla serum bağladılar. Bileklerini ve ayaklarını kelepçelediler. Kelepçeledikleri halde Mustafa serumları dişleri ile söküp attı. Ayaklarının altına dahi iğne batırdılar. Vücudunda yara olmayan tek bir nokta dahi bırakmadılar. İşkenceci polisler Mustafa’nın 33 kilo kalmış bedenine ahlaksızca işkence yaptılar. Anüsüne jop soktular. Seni sakat bırakacağız dediler.

Tüm işkencelere direndi Mustafa. Boyun eğmedi onurunu korumuş olmanın haklı gururuyla. Başı dimdik çıktı tüm bu işkencelerden. İşkenceciler bunca işkenceye rağmen Mustafa’ya boyun eğdirmemenin acizliğinin yanı sıra onurlarını tüm insanlıklarını kaybettiler. 23 Nisan 2020 tarihinde ölüm orucu direnişinin 296 gününde yaşamını yitirdi Mustafa. Yenilmedi. Mücadelesini terk etmedi. Adalet istedi. İstemeye de devam ediyor. Adalet mücadelesi veren Mustafa katledildi. Adalet mücadelesinin sembolü haline geldi. Ve Mustafa adil yargılanma hakkı için başlattığı direnişte şehit düştü fakat Mustafa katillerin cezalandırılması ve adalet mücadelesinin devam etmesini hak ediyor.

Yalan beyanlarda bulunarak yüzlerce insanın tutuklanmasına ve yargılanmasına sebep olan Berk Ercan kendi çıkarları gereği bu komploların kurulmasını emreden siyasi iktidar mensupları Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ,İçişleri bakanı Süleyman Soylu ,adalet bakanı Abdülhamit Gül ,yalan sahte deliller üreterek bu komployu tezgahlayan ve insanları iftiracılığa zorlayan tehdit eden savcı Can Tuncay ,bu sahte belgelerle göstermelik yargılama yapan 27 Ağır Ceza Mahkemesi heyeti başkanı Tamer Keskin, zorla müdahale emri veren Sağlık Bakanı Fahrettin Koca , Mustafa’yı tutsaklığın da da Siyasi şube polisleri zorla müdahale adı altında işkence gerçekleştiren hapishanesi başhekimi Metin Erdal, Şakran 2 nolu F tipi hapishanesine doktoru Ertan Ceylan, Ahmet İnal Şakran hapishanesi dahiliye uzmanı Ali Gamlı Mustafa Koçak’ ın öldürülmesinin suç ortaklarıdır. Bu olay halkın gözü önünde alenen gerçekleşmiştir .Mustafa Koçak’ın öldürülmesinden sorumlu olanların cezalandırılmasını istiyoruz. Mustafa Koçak için adalet istiyoruz.

Taleplerimiz devletin iftiracılık politikası katlediyor. Berk Ercan ağır silahlarla yakalandı. Cezasızlık vadi ile resmi kayıtlara göre kişi üzerinde yalan beyanda bulundu. Yalan beyanlarıyla Mustafa Koçak’ın katledilmesine sebep olan Berk Ercan’ ın cezalandırılmasını istiyoruz. İftiracılık yasaları kaldırılsın. Mustafa Koçak İstanbul Siyasi şube polis amirleri tarafından üçüncü kişiler aleyhinde yalan ifade vermeye zorlandı. 12 gün boyunca kafasına teneke geçirildi. Soyuldu. Islatıldı. Soğuk hava altında ıslak bekletildi. Kız kardeşlerine tecavüzle tehdit edildi. Tüm bu işkencelere boyun eğmedi. Onursuzluğu kabul etmedi.

İşkenceci siyasi şube polisleri ve işkence talimatı verenler cezalandırılsın. Yüzlerce kişiyi işkence talimatları ile gözaltına aldıran, ölmelerine sebep olan iftiracılık politikalarının gönüllü tetikcisi sicili kirli savcı Can Tuncay yargılansın cezalandırılsın. Mustafa Koçak hakkında adil yargılanma hakkının ilkelerini yok sayarak göstermelik bir yargı yapan ,somut delil olmadan vicdani karar adı altında siyasi karar vererek iki kere ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası veren İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi başkanı Tamer Keskin ve mahkeme heyeti yargılansın cezalandırılsın. Açlık grevi ,ölüm orucu süreci boyunca Mustafa Koçak sesini duyurmak için kullandığı tüm yolları engelleyen telefonlarını ve ziyaretlerini yasaklayan Mustafa’ya her gün zorla müdahale zeminini hazırlayarak zorla müdahale işkencesine bizzat katılan Şakran 2 nolu F tipi hapishanesi müdürü Abdullah Demirci cezalandırılsın. Siyasi iktidarın talimatları ile Mustafa Koçak’ a zorla müdahale adı altında işkence eden ve siyasi şube polislerinin Mustafa’ya tacizlerine göz yuman mengele artığı doktorlar Ertan Ceylan Metin Erdal Ali Gamlı ve Ahmet İnal cezalandırılsın. Zorla müdahale talimatı veren ve zorla müdahale işkencesine kapılan Şakran hapishanesi Savcısı Murat Kayançiçek cezalandırılsın. Zorla müdahale sırasında Mustafa koçağa taciz eden siyasi şube polisleri jandarmaları ve erleri cezalandırılsın.

Mustafa’nın ağırlaştırılmış müebbet cezası almasının, zorla müdahale ederek direnme hakkının elinden alınmasını , katledilmesinin talimatlarını veren Siyasi sorumluları için İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, adalet bakanı Abdülhamit Gül ,Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ve Recep Tayyip Erdoğan yargılansın cezalandırılsın. Mustafa Koçak ya adalet ya ölüm dedi. Mustafa’nın Adalet talebi devam ediyor. Mustafa’yı katledenler cezalandırılsın.

TAYAD ‘lı Aileler

Sosyal ağlarda paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.