Kendini Feda Eden Amerikalı Anarşist’ten Mektup “Silahlanın”

Washington’da bir anarşist göçmenlerin kamplara kapatılmasına karşı gerçekleştirdiği silahlı eylemde hayatını kaybetti. 

13 Temmuz tarihinde, ABD İç Güvenlik Bakanlığı’na bağlı Tacoma Kuzeybatı Geri Gönderme Merkezi’ne yönelik sabotaj eylemi düzenleyen eylemci Amerikalı polis tarafından kurşunlanarak katledildi.

69 yaşındaki Willem Van Spronsen  göçmen hakları ve anti-faşist eylemlerden bilinen bir kişi.

Tacoma geri gönderme merkezinde göçmenlerin yaşadıkları kötü koşulları ve zorla geri gönderilmelerini sıkça protesto etmişti Van Spronsen. Ve hatta bu nedenle yargılanmıştı. 

Göçmenlerin geri gönderilmesi amaçlı kullanılan otobüslerini ateşe vermeye çalışırken Spronsen’in dört polis tarafından aynı anda ateş açılarak katledildiği öğrenildi. 

Spronsen geride eylemini açıklayan bir mektup bıraktı:

“Yanlış var ve doğru var

Kötülüğün güçlerine karşı harekete geçme zamanı.

Kötülük, bir hayatın diğerinden daha az değerli olduğunu söylüyor.

Kötülük, buradaki amacımızın ticaret akışı olduğunu söylüyor.

Kötülük, daha önemsiz sayılan kişiler için toplama kamplarının gerekli olduğunu söylüyor.

Kötülüğün yardımcısı toplama kamplarının daha insancıl olması gerektiğini söylüyor.

Merkezcilerden kaçının. Bende bir babanın kalp kırıklığı var, kırık dökük bir bedenim var ve haksızlığa karşı sarsılmaz bir nefretim var. İşte beni buraya getiren budur.

Bu, benim fark yaratmaya çalışmak için açık fırsatım, daha açık bir davetiye için beklemek nankörlük olur.

Üç öğretmeni takip ediyorum:

Don Pritts, benim manevi rehberim, “eylemsiz aşk sadece bir laftır.”

John Brown, ahlaki rehberim, “gerekli olan şey eylemdir!

Emma Goldman, politik rehberim, “Dans edemezsem, devriminizde yer almak istemiyorum”. Ben aklı havada bir hayalperestim, sevgiye ve kurtuluşa inanıyorum.

Kazanacağımıza inanıyorum.

Devrimci olduğum için çok mutluyum. (beslendiğimiz jingo saçmalığı yerine hepimiz okulda Emma Goldman’ı okumuş olmalıydık. ama konuyu dağıtıyorum.) (hepimiz YPJ kahramanlarının fotoğraflarına bakmalıyız, titremeli ve hayallerimizin imkansız olduğunu mu düşünmeliyiz, iyice dağıttım, durdurun beni.)

Bu faşist holiganların devlet adına veya devlet tarafından desteklenerek ve korunarak sokaklarımızda savunmasız insanlara saldırdığı bu günlerinde,

Çok karlı geri gönderme / toplama kampları ve bilime karşı savaş günlerinde,

Bu umutsuzluk, boş çaba ve bitmeyen özlem günlerinde, Faşizmin görünür yükselşini yaşıyoruz. (görünür diyorum, çünkü dikkat edenler onun on yıllar boyunca devletin koruması altında ayakta kalmasını ve gelişmesini seyretti. (bkz. Howard Zinn, “ABD Halklarının Tarihi”) şimdi hükümetin (dünyanın dört bir yanındaki hükümetlerin) açık ve tam işbirliği ile hedeflerine doğru hiç durmadan ilerliyor.

Faşizm, devletin ihtiyaçlarına hizmet eder, şirketlerin ihtiyaçlarına hizmet eder ve bedelini sen ödersin. kim yararlanır? Jeff Bezos, warren Buffett, Elon Misk, Tim Cook, Betsy de Vos, George Soros, Donald Trump ve bu liste böyle devam eder. Bir daha söyleyeyim: Zengin adamlar (senin gerçekten o kadar iyi olmadığını düşünenler.) gerçekten hükümetlerin altını oyun (“komünist” hükümetler dahil her yerdeki hükümetleri.)

Çünkü onlar zengin adamları daha zengin yapan kuralları koyarlar.

Bunun üzerine daha fazla düşünmeyin.

(hey arka sıradaki vatanseverler, dinliyor musunuz?)

Ben hepinizi ve bu dönen topu [dünyayı] o kadar çok seven bir adamım ki kendime çocukluğumda verdiğim şerefli olma sözümü yerine getireceğim.

İşte burada, şu toplama kamplarından kar eden şirketlerde İşte burada, polis / sınır muhafızları / proud boys / beckies [beyaz üstünlüğü yanlısı gruplar] çekincesiyle gerçek yüzlerini göstermekten korkan kahverengi ve ehlileştirilememiş arkadaşlarda. İşte burada, pazarın açgözlülüğü tarafından neredeyse tüketilmiş bir gezegende

Ben siyah beyaz bir düşünürüm. Geri gönderme kampları bir nefret suçudur. Beklemiyorum. Bundan daha fazlasını söylemek zorunda olmamalıyım. Kırık kalbimi bir kenara koydum ve bildiğim tek yolla iyileştim, faydalı olarak.

Acımı etkili bir şekilde bölümlere ayırıyorum… ve bu işi zevkle yapıyorum.(eylemimin enkazını sırtlananlara, bu yükü en iyi şekilde kullanacağınızı umuyorum.)

Yoldaşlarım:

Devrimin geri kalanını kaçıracağım için üzüntü duyuyorum. Aranızda olmanın şerefi için teşekkür ederim. Bana yararlı olacağım alanın verilmesi, ideallerimi yerine getirdiğimi hissetmek, hayatımın ruhani zirvesi olmuştur.

Değerli ve harika halkımın savunulmasına yardım etmek için elimden geleni yapmak, tarif edilemeyecek kadar çok zengin bir deneyim. Trans yoldaşlarım beni dönüştürdüler, hayal ettiğimiz geleceğe bugün aramızda en marjinalleştirilmiş olanların rehberliğiyle ulaşacağımıza dair inancımı pekiştirdiler. Öyle net bir şekilde hayal ettim ki, nasıl sonuçlandığını göremediğim için pişmanlık duymuyorum. Beni bu kadar ileriye taşıdığınız için teşekkür ederim.

Ben antifa’yım, dünyanın her yerinde yaşam sevgisinden hareket eden her yoldaşla birlikte duruyorum. özgürlüğün herkes için gerçek özgürlük ve yaşamaya değer bir hayat anlamına geldiğini anlayan yoldaşlarla birlikte.

İnancını koru!

Tüm iktidar halka!

bella ciao

Aptal hükümet kurumlarının bu konuyu “araştırmak” için para harcamalarına izin vermeyin. 13 yaşında orta okul yıllarında, seçim sistemi hakkında düşündüğümüz sırada radikalleştim. Bu statükonun iskambil kağıtlarından ev olabileceğine karar verdiğim andı. Devamında okumalar bu düşüncemi olumlu yönde geliştirdi. Okumayı şiddetle tavsiye ederim!

Herhangi bir kuruluşa bağlı değilim, taktik seçimlerimi doğru bulmayan tüm örgütlerden dışlandım. Kullandığım yarı otomatik silah ucuz, ev yapımı kayıtdışı “hayalet” ar15 idi, altı şarjörü vardı.

Yoldaşları ve yeni gelen yoldaşları kendilerini silahlandırmaya şiddetle teşvik ediyorum. Artık insanları yırtıcı devlete karşı savunmaktan sorumluyuz: eğer bunu yapacak lüksün varsa, silahlanma yasasını görmezden gel, ben yaptım.”

Sosyal ağlarda paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.