Berkin Elvan Davası’nda EBRU TİMTİK DE SALONDAYDI…

ADALETSİZLİĞİN VE ADALET SAVAŞÇILARININ DAVASI… EBRU TİMTİK DE SALONDAYDI…

Berkin Elvan Davası’na 23. Eylülde İstanbul Çağlayan 17. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi.

Davanın 17. duruşmasıydı.

„Salgın nedeniyle“ duruşma salonuna sınırlı sayıda izleyici alındı.

Duruşma Salonunda

Olanlar Olmayanlar:

Katil oradaydı. Üzerindeki tüm koruma zırhlarıyla, tüm pişkinliğiyle, tüm katliamcılığıyla oradaydı.

Bu davayı başından itibaren takip eden, katillerin açığa çıkmasını sağlayan Halkın Hukuk Bürosu’nun tutuklu avukatları da, manevi varlıklarıyla salondaydılar.

Ve ölüm orucunda şehit düşen avukat Ebru Timtik de salondaydı. O Ebru Timtik ki, bu davanın oluşmasında, katilin mahkemeye çıkarılmasında birinci dereceden çabanın sahibiydi. Katilin mahkemeye çıkarılması için açlık grevi bile yapmıştı.

Elvan’ın adalet isteyen ailesi oradaydı.

Peki olmayanlar?

Adalet orada değildi!

Görüntüsü olan ama ismi nedense bir türlü tesbit edilemeyen ikinci katil, orada yoktu.

İki polise “ateş” emrini veren amir orada yoktu.

Ve…

“Emri ben verdim” diyen orada yoktu.

Katilin rahatlığı:

Berkin’in avukatlarından Deniz Özen, “Sonda söyleyeceğimi başta diyeceğim. Fatih Dalgalı peruk da taksa, bıyık da taksa Berkin Elvan’ı vurmuştur” dedi. Özen, görüntülerdeki kişinin Dalgalı’yla olan fiziksel benzerliğinin de bunu kanıtladığını belirtti.

Mahkemenin bu aşamasında söz alan katil polis Fatih Dalgalı ise şöyle dedi:

“Baştan beri karşı tarafın avukatlarının söyledikleri standarttır. Konuştukları varsayım ve hayalidir. Keşif esnasında polis ve jandarmanın kavga ettiğini söylüyorlar. Bunu da ispat edemiyorlar. Kimsenin yaralanmasıyla bir ilgim yok”.

Herşey belgeli, kanıtlı, görüntülü ama katil hala cinayetini reddediyor.

Reddediyor çünkü, savcı ve yargıç cübbesini taşıyanların, adaleti değil, kendisini koruyacağını biliyor.

Reddediyor çünkü, AKP iktidarının, Tayyipler’in ve Soylular’ın arkasında olduğunu biliyor.

Dosyanın niteliği:

  • Dava, aylar boyunca Berkin’in yoldaşlarının, avukatlarının, ailesinin çabaları sonucunda açıldı. 
  • Dosyadaki deliller tutuklu oldukları veya Ebru Timtik gibi, hayatta olmadığı için salonda bulunmayan halkın avukatlarının sayesinde toplandı…
  • Emniyet, Berkin’in katledildiği bölgede görevli polislerin listesini göndermedi… Emniyet Müdürlüğü, uzun bir süre yanlış gün ve yanlış saatlerde Okmeydanı’nda görev yapan polislerin listesini göndererek katilleri korudu.
  • Savcının olayla ilgili ismine ulaşılan ilk polisin nerede görev yaptığına ilişkin sorusuna, Emniyet Müdürlüğü tam bir yıl sonra yanıt verildi.
  • Sokakta Mobese kamerası olmasına rağmen, mahkemeye “kamera yok”dediler.
  • Görüntüsü olan diğer katilin ismi hala tesbit edilemedi. Emniyet Müdürlüğü, resmi, görüntüsü önünde olan personelinin kimliğini tesbit edemiyor.
  • Berkin’in vurulmasıyla ilgili dosya, başlangıçta, yüzlerce dosyayla birleştirilmişti. Berkin’in sahiplenilmesi sonucunda dosyayı ayırmak zorunda kaldılar.
  • Soruşturma savcısı keşif talep ettiğinde Sulh Ceza Hakimliği talebi “şu aşamada gerekli olmadığı ve bu talebin görevi kötüye kullanma suçunu oluşturacağı” gibi akıl ve mantık dışı bir gerekçeyle reddetti.
  • Katilin avukatları, dosyadaki işlemleri serbestçe takip edebilirken Berkin’in avukatları için gizlilik kararı getirildi.

Görüntülerde ismine ulaşılamamış bir ZET’çi (gaz fişeği tüfeği) polis daha var.

Katil polis Fatih Dalgalı’ya ve Berkin’e gaz fişeği ile ateş eden görüntüsü belli ismi belli olmayan polise atış emri veren bir amir var. Bu amir, sanıklar arasında değil.

Mahkeme ve Berkin’in avukatları, uzun süre katil sanığı hiç görmedi. Katil Fatih Dalgalı, duruşmaya ekran aracılığıyla katıldığında da ekrana gözlük ve takma bıyık takarak çıktı.

Halkın avukatlarının çabasıyla, katilin cep telefonu sinyallerine ulaşıldı. Berkin’in vurulduğu anda Fatih Dalgalı’nın telefonu atış yapılan yerden sinyal veriyordu.

Olay yeri keşfi yapılamadı, jandarma ile polis arasında tartışma (!) yaşandı, jandarma bırakıp gitti.

Sonuç ne olur?

Dava sürüyor.

Dava 9 Aralık’a ertelendi.

9 Aralık’ın “karar duruşması olabileceği belirtiliyor.

O duruşmadan karar çıkar mı?

Ama daha önemlisi, o karardan ADALET çıkar mı?

Yargılanması gereken asıl sanıklar orada olmadığı sürece, o salondan, o karardan adaletin çıkmayacağı kesin! 

Sosyal ağlarda paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.