Anadolu İsyanlar Tarihimizden

KALENDER ÇELEBİ AYAKLANMASI

”Her cana kanan serseriye er demesinler

ser vermeyenin ismine server demesinler” (Kalender Çelebi)


Resmi tarih dışında bir tarihi var bu toprakların.Zulme karşı direnenlerin yazdığı bir tarih.Zalimlerle olan kavganın,zalimlere karşı direnişin tarihi.

Kralların,sultanların,beylerin efendilerin değil teslim olmayanların yazdığı Anadolu isyan tarihimizden bir direnme destanı.

Halkın talepleri baskı ve şiddet ile bir noktaya kadar bastırabilse de ilelebet susması mümkün değildi.Bugün olduğu gibi dün de yönetenlerin artık eskisi gibi yönetemediği,halkın ise bu şekilde yönetilmek istemediği gerçeğidir.

Ekende olmayan ama  biçende hazır ve nazır olan osmanlının,talan ve zulüm düzenine karşı 16. yüzyılın başından itibaren peş peşe gelen isyanların içindeki en kitlesel direniştir Şah Kalender Çelebi ayaklanması.

O dönemdeki bütün ayaklanmalarda olduğu gibi Kalender Çelebi ayaklanmasındaki ortak nokta da ekonomik,siyasal olarak osmanlının var olan talan düzenine karşı kurtuluş yolunu aramıştır.

 Anadolu kaynıyordu. Osmanlı zulmünü iyice arttırmış.Yoksul halk ise osmanlının açgözlülüğünden muzdariptir.Aş yoksulun kursağından inmeden yarısına ortak olmakla beraber, aşırı vergiler, toprakların da elinden alınması birbirini izleyen ayaklanmalara neden oluyordu.

…‘’Hak ve adaletin olmadığı yerde çelişki,tepki ve çatışmalar kaçınılmazdır.Osmanlı düzeninde ortaya çıkan bütün toplumsal hareketlerin neredeyse temel karekreristik özelliği ağır baskı ve sömürüye karşı yoğunlaşan tepkiler içermesidir.Buna karşın merkezi yönetim ve yerel temsilcileri tepkiler kaşısında bozuk yapıyı onarmak,huzur ve güven ortamı yaratacak ve toplumu hoşnut kılacak biçimde uygulamaları değiştirmek yerine özlem ve istemleri şiddet ve kıyım yoluyla her dönemde bastırma yoluna gitmişler ve bu davranışlarını geleneksel hale getirmişlerdir.

Uygulanan bu yöntem,sindirmede kimi zaman geçiçi olarak başarılı olsa da,toplumun içten içe sürekli kaynamasına sisteme karsi  yoğunlaşan öfkelerin birikmesine ve patlamasına engel olamamıştır.16.yüzyıldan itibaren Anadolu’yu yangın yerine çeviren ve ‘’Celali’’diye adlandırılan eylemlerin özü bir anlamda budur.(1)

Sonuç olarak ‘yoksulların,mazlumların,ezilenlerin hak ve özgürlük savaşımıdır.Kırılmadan,dökülmeden insanca yaşama isteğidir..(2)

‘’Zulm ile doldu dünya yoktur huzura imkan

  Ma’mur olan yerleri zalimle etti viran

        .……

  Alem haraba vardı yıkıldı mülk-i osman

  Kan ağlasın reaya çak eyleyip giriban’’(3)

İstanbul beyleri ise hergün yeni bir ayaklanma korkusuyla yatıp kalkıyordu..Korkusu boşa değildi.Şah kulu,nur halife,baba zünnun…Birbirini izleyen isyanların hepside kısa bir süre içinde olmuştu.

Osmanlının talan düzeni karşısında yoksulların,mazlumların birleşmemesi için her türlü yöntemi kullanarak halkı ve önderlerini sindirmeye,halkı inançsal temelde birbirine düşman etmeye çalışıyordu.Amaçlanan halkın birleşik ayaklanmasını parçalayarak bir parça nefes almaktı.

Baskının,sömürünün artması sonucu binlerce gönül eri  kurtarıcı olarak gördüğü Hacı Bektaş Veli  dergahı postnişi KALENDER ÇELEBİ’ye çevirmişti yüzünü.Kurtuluşu onun önderliğinde ayağa kalkıp huruç etmesine inanıyordu..Yoksul halkın  toplumsal baskısı sonucu  Kalender Çelebi bu koşullar altında ortaya çıkıyordu.

”Canlar,dostlar,yoldaşlar..Vakit doldu,niyaz tamama erdi..Alacağımız menzil epey ırak..menzile ulaşıncaya kadar durmak,oturmak değil,bu uğurda ayağa kalkmak gerekir.’’(4)

Kan ve gözyaşı üzerine kurulu bu talan düzenine karşı baskı ve kıyıma uğrayanlar,Türkmen aşiretleri,toprağı elinden alınan köylüler,konargöçerler,tımarı elinden alınan sipahiler,hangi dinden dilden olursa olsun anadolu’da baskı ve zulüm altındaki binlerce ezilen cümle mazlum Kalender Çelebi’nin direniş bayrağı altında toplanır.

 ”istanbul şehrinde ol sahip devlet

 tacı tahtı ile yıkılmalıdır”..(pir sultan abdal)

Hacı Bektaş Veli soyundan gelen Kalender Çelebi etkili ozanlığıyla beraber, halkın dilinde gönlünde sahib-i zaman şah Kalender’dir.Davaya bağlı ateşli  önderliğiylede halk arasında büyük saygınlık kazanır.

”Yol uzun menzil ırak..Çektiğimiz acıların dinmesi gün doğumu kadar yakın..Kurtuluşumuza amade o günler şimdi içinde bulunduğumuz bu kutlu günlerdir..Dönüp bakın gerinize!Ardınıza! Hangi akşam sabaha varmamış?Hangi deniz vurgun sonrası dinmemiş?

Hangi albastı nihayete ermemiş?Bu kavgada er ya da geç nihayete erecek.Cümlemiz murad ettiği o güzel günlere kavuşacak.İşte o vakit cenneti gökyüzünden yeryüzüne indirmiş olacağız..Cenneti alayı gökyüzünden yeryüzüne indirdiğimiz o gün adem nesli kurtuluşa erecek…(5)

Kalender Çelebi’nin önderliğinde 30-40 bin kişiyi bulan ayaklanma orta anadoluda nevşehir,sivas,kayseri,maraş,yozgat,tokat’a kadar geniş bir alanı kapsıyordu.

 ”Bu düzeni kim kurmuş bizlerde bilek”…Pir sultan abdal

Zalimlerin sarayını yıkıp hakça bir düzendi İstekleri.Başlarında ne bey,ne paşa,ne sultan ne başkası.Bütün kavgaları yurtlarında aşarsız yaşayıp,murad ettikleri şehr-i rıza’yla cennet kılmaktı Anadolu’yu.

”Cümlenin muradı dünyada cennet”..(Pir Sultan Abdal)

Ayaklanmanın geniş etkisiyle,Osmanlı tarafından topraklarına el konulan Dulkadir Beyleri’de Kalender çelebi’ye katılır.

Hakça bir düzen talebi Osmanlıda büyük korku yaratır.Macaristan’ı istilaya giden Kanuni Sultan Süleyman ayaklanmanın etkisiyle geri dönmek zorunda kalır.Ayaklanmayı bastırma görevi sadrazam İbrahim paşa’ya verilir.Pargalı ibrahim paşa yanına binlerce tüfekçi ve sipahi alarak Anadolu’ya geçer.

‘’Kazova,Sivas üzerine yönelen güzergahta ayaklanmacıların üzerine ilk önce Rum/Sivas beylerbeyi Yakup paşa saldırdı.Vakanivüslerin kayıtarına göre ‘Anad’ denilen yerde çetin bir savaşa tutuştular.Savaşta Yakup paşa yenildi.Kalender Çelebi güçleri daha sonra üzerlerine gelen Hüsrev Paşa karşısında bozulur gibi oldularsa hızla toparladılar.Tokat civarında Anadolu Beylerbeyi Behram paşa komutasındaki büyük bir osmanlı ordusu ‘’Cincilfe’’ denilen ‘’Karaçayır’’ mevkiinde ağır bir yenilgiye uğrar Kalender Çelebi tarafından.Savaş alanında osmanlının birçok paşası ve beyi öldürülür..Karaman beylerbeyi Mahmut paşa,Alanya beyi Sinan paşa,Amasya beyi Koçi bey,Birecik beyi Mustafa bey,Anadolu tımarları defterdarı Nuh bey,Karaman tımarları kethüdası Mehmet bey gibi üst düzey osmanlı yöneticileri gelmektedir.

Buradaki savaşta bozguna uğrayan Osmanlı güçleri dağılır. Behram paşa canını zor kurtarır,bütün ağırlığını savaş meydanında bırakıp Tokat kalesine sığınır.(6)

Bunun üzerine Devlet-i Aliyye’nin vezir-i azamı devşirme İbrahim paşa  ne kadar paşası beyi,ne kadar çerisi süvarisi varsa hepsini topyekün Kalender Çelebi’nin peşine düşürürler.

Bu zaferle güç kazanan Kalender Çelebi’ye sunni köylülerde katılır.

Osmanlı ordusunda ise  Cincife yenilgisi sonrası yaşanan panik ve moral bozukluğunun önüne geçmek isteyen devşirme İbrahim paşa aldığı kararla,cincife cenginden kurtulan,kaçan hiçbir çeriyi arasına almayarak yenilginin savaşçılar arasında duyulmasını istemiyordu.Yeni savaşçılarıyla tekrar girişecegi cenge moral üstünlüğü elde tutmak istiyordu.

Kalender Çelebi ayaklanmasının sırf Alevi isyanı olmadığını gören Osmanlı,aldığı acı ders ile yeni bir oyunla ortaya çıkar.Çareyi içten parçalamakta bulur.Daha önce toprakları elinden alınan ve ayaklanmaya katılan Dulkadir beylerine haber yollayıp,topraklarının geri verileceğini ve yolsuzlukların düzeltileceğini söyler..

İbrahim paşanın tek hedefi vardır.Şah Kalender’i derdest ederek Sultan Süleyman’ın huzuruna muzaffer bir komutan olarak çıkmaktı.Dulkadir beyine vereceği sözünde,onları ikna etmek için vereceği fermanında önemi yoktu onun için..

”Şah Kalender denen zındığın safında huruç eden bozguncuların ve onlara tabi olup giden boy beylerinin ve sipahilerin tımarlarında açıkta kalan dirliklerin yararlı kişilere dağıtılması,vaktiyle Alaüddevle Bey ve Şehsuvar oğlu Ali bey’in beratıyla tasarruf ederken,ilhaktan sonra ellerindeki dirlikleri padişah haslarına katılmak ve ümera ve sipahilere dağıtılmak üzere zapt edilmiş Dulkadirli sipahilerine tımarları,her kimde bulunursa bulunsun,geri alınıp sahiplerine eski halleriyle aynen iade edilmesi ve gerek boy beyi ve gerekse sipahilerin eski dirliklerin sahiplerinin tasarruf ettikleri üslup üzere deftere kaydedilmeleri hükmolunur”..(Vezir-i azam/Rumeli Beylerbeyi İbrahim Paşa (1527 haziran/(7)

”Ortak olma sakın mülk ile mala,kime kaldı bu cihan sana kala”..Kaygusuz Abdal

Kalender Çelebi ve yarenleri cümle yoksulları azat etmek için,Dulkadir beyliği ise mülklerine kavuşup osmanaoğluna kul olmak için yola çıkmışlardı..Kalender Çelebi ve yarenleri kamil toplumu hedeflerken onlar ikballerini sağlama alma telaşındaydılar.

‘’Korkumuz can telaşından değil,korkumuz fakir fukaraya,bunca sefile,bunca yetime zulmedilmesinden.Cümle cihan bile ki,şah Hüseyn’i Kerbela’nın aşkına biz ikrarımızı verdik.Turaba yüz sürdüm niyaz bend oldum,ikrardan döneni Nemrud’tur bildim,bundan geri yüzseler beni bozmam bu ahdi’’(8)

Malın kokusunu almıştı Dulkadir beyleri.Verdikleri ikrara,bağlılık yeminlerine ihanet ederek osmanlı safına geçerler.Kendilerini kanıtlamak için ayaklanmacı köylüleri vazgeçirirler.Bunda başarılı olurlar.Ve ayaklanma çözülmeye başlamıştır.30-40 bin kişilik Kalender Çelebi müridi 3-4 bine kadar düşmüştür.

Bu yol demirden leblebiydi.Kılıçtan keskin,kıldan inceydi.Ateşten gömlekti.Rızalık yoluydu.Bir lokma bir hırkaydı.Bu hırka ateşten gömlekti.Lokmayı yiyebilenin,ateşten gömleği giyebilenin,demirden leblebiyi yiyebilip,köprüden geçebilenin ve ölmeden evvel ölmeyi bilenlerin gelip geçebileceği bir yoldu.

Ve Kalender Çelebi,yolda  bulup yolda bırakan yol düşkünlerinin değil, malı mala canı cana katan yol kardeşi musahipleriyle Nurhak’a gider.

Osmanlı ise güçten düşen Kalender çelebi’nin üstüne yürür.22 Haziran 1527’de karşı karşıya gelen iki güç ceng eder.Sonuna denk direnen Kalender Çelebi ve başından beri yanından hiç ayrılmayan, Dulkadir beylerinden olup ihanet şerbetini içmeyen Komutan Veli Dündar öldürülürler.Zalime teslim olmazlar.Kalender Çelebi ve Veli Dündar’ın başları kesilerek atların terkine bağlanır.”Ahaliye ders olsun”diye dolaştırılan başları zaferin nişanesi olarak istanbul’a Sultan Süleyman’a götürülür.

Osmanlı çerisi moralli ve son derece donanımlıydı.Ama ayaklanma ne osmanlının kılıcı ne  de  5 bin sipahi 3 bin tüfekçi ateşiydi,ne de sayı azlığıydı.Dulkadir beylerinin ihaneti ve çabaları sonucu ayaklanma biter.

 Denir ya,’erenlerin hikmetinden sual olunmaz’.

 Erenler katarının yedicisi Şah Kalender’in adı 

 Hiç unutulmaz da,

 Şah Kalender’i yok etmek için

 Yola çıkanları adı dahi bugün hatırlanmaz.(9)

 Anadolu topraklarının mayasında direniş vardır,mücadele vardır.Gün gün yeşeren Umut vardır.

 Direnenler her zaman kazanamayabilirler ama kazananlar her daim direnenlerdir.

 Dünden bugüne zalimlerin zulmüne biat etmeyen,teslim olmayan, kavgamızın tüm Kalender’lerine Veli Dündar’larına selam olsun.

KAYNAK

(1)Anadolu halk hareketleri konferansı,A.Haydar Avcı s/62

(2)Kalender Çelebi Ayaklanması s/20

(3)16.yy şairi Seyit Seyfullah

(4)Büyük isyan s/155 Kemal Derin

(5)Büyük isyan s/213 Kemal Derin

(6)Kalender Çelebi Ayaklanması s/54-55 Ali Haydar Avcı

(7)Büyük isyan s/315 Kemal Derin

(8)Şah Kalender İsyanı s/348 A.Haydar Avcı

(9)Şah Kalender İsyanı s/34 A.Haydar Avcı

Huruc ;(1)Çıkma,çıkış (2)Göç TDK

Sosyal ağlarda paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.