Amasra Maden Katliamı Davası’nda Tanıklar Anlattı: “BURASI PATLAYACAK” DİYE HAYKIRDIK.. KİMSE DİNLEMEDİ!”

Amasra’da 43 işçinin KATLEDİLDİĞİ maden katliamı davasına 16 Ekim’de devam edildi. 16 Ekim’de yapılan duruşmada tanıklar dinlendi.
Tanıklar, madende katliamdan günler öncesinden gaz yükselmesi yaşandığını, bunu müfettişlerden, işletme müdüründen sendikacılara kadar herkesin bildiğini, gördüğünü, ama önlem alınmadığını anlattılar.
Kuşku yok ki, bu tanıklıklarda en dikkat çekici noktalardan biri, sendikanın da göz göre göre gelen katliama karşı bir şey yapmamış olmasıdır.

AMASRA KATLİAMI DAVASI:

Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Amasra Müessesesi’ne ait maden ocağında 14 Ekim 2022’de meydana gelen patlamada 43 işçi katledilmişti.
Maden katliamı davasında halen 7’si tutuklu 23 sanık yargılanıyor.
4 tutuklu sanık ‘olası kastla öldürme’ suçundan 1080 yıl, 4’ü tutuklu 19 sanık ise ‘taksirle öldürme’ suçundan 20 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanıyorlar.
Kuşku yok ki, devlet ve TTK, katliamdan sorumlu olanları kurtarmak için elinden geleni yapacaktır. Çünkü aslında asıl korunan daha üst düzeydeki sorumlulardır. Onlar davanın sanıkları arasında yoklar.

KATLİAM GÖZ GÖRE GÖRE GELDİ

Duruşmalarda dinlenecek olan 130 tanık var.

  1. duruşmada tanık olarak dinlenen işçilerin hepsinin anlattıkları aynı noktaya gelip dayanıyor: Katliam göz göre göre geldi.
    İşçiler, son zamanlarda sıcaklığın ve yorgunluklarının arttığını, sürekli metan gazının yükseldiğini, sendikacıların ve amirlerin bu yönde uyarıldığını ancak ikazlarının dikkate alınmadığını vurguladılar.

TANIKLAR ANLATIYOR:

Barutçu Kaan Kerman: “İşletme Müdürü Selçuk Ekmekci mobbing uyguluyordu. Çalışma esasımız az işçi ile çok kömürdü. Acil durum eylem planı bize hiç gösterilmedi”.

Murat Aşgın: “Havalandırmayla ilgili sıkıntılarımız vardı. -320’de haddinden fazla gaz vardı. Olay günü -320 kotunda iki defa vantüp arızası gerçekleşti. Taş tozu sadece anayollara serpiliyordu”.

Yusuf Yalçın: “Gaz yüksekti, gaz birikmesi olduğu için ters vantüp yapıldı. Arın olması gerekenden daha sıcaktı son zamanlarda, ben normalde 1 litre su içerken 2,5 litre su içmeye başlamıştım… Denetime gelen müfettişlerin bunu görmemesi, fark etmemesi imkansızdı.
… Vefat eden Murat Ergin, patlamadan önceki günlerde sendikanın seçim sürecinde, sendikacılara ‘Burası patlayacak’ diye bağırdı ben buna şahit oldum”.

“SENDİKA… İŞİ DURDURSAYDI SONUÇ ALIRDIK!”

Nakliyat işçisi ve sendika İş Yeri Temsilcisi Serkan Kamış: “Sendika seçimleri sırasında ikazlarımız dikkate alınmadı… Problemlerimiz vardı, herkese duyuruldu ama koltuk sevdası çözüme engel oldu. Belki onlara da yukarıdan baskı vardı. Gaz sorunu olduğunu, sıcak havadan çalıştığımız ortama giremediğimizi hepimiz biliyoruz. -350’lere pervanelerin yetmediğini hepimiz biliyoruz. Burada anlatılan bütün sorunlar daha önce hem bize iletilmişti, hem de bizim aracılığımızla sendika başkan ve yöneticilerine iletilmişti. Sıcak olan bacalarda işi durdursalar veya eylem yapsalardı sonuç alırdık. Sendika seçimleri hazırlığı yapılırken vefat eden madenci kardeşimiz Murat Ergin ‘Bizi öldüreceksiniz, önce içerideki sorunları halledin” diye bas bas bağırıyordu. Bütün bunlardan sonuç alamadık. Sendikacılar kendi adamlarını rahat yerlere koyardı.”

Gece vardiyası işçisi Talip Özalpuvan: “Biz eski işçiyiz, sıcaklık değerini gördüğümde alev yüzüme vuruyor gibi hissediyordum. Burada sıkıntı var dedim. Abi çalıştırıyorlar dediler. O gün lağım attıklarında şükür bir şey olmadı dedim. -350’nin havalandırması azdı. Aspiratör değişecekti, o ara seçim girdi. Rahmetli Murat söz aldı, ‘burada böyle konuşuyorsun, gel aşağıya bak bir de. -350’de bir patlama olursa hesabını kim verecek’ diye sordu, sendika başkanı ‘ben veririm’ dedi.
-320’deki sıcaklık durumu, patlamadan önceki son akşamdı. Alev resmen yüzüme vuruyordu, ‘atmayın lağım’ dedim çavuşa. Neyin ne olduğunu az çok biliyoruz ama. Tedbir alınmadı, ertesi gün patlama oldu burada”.

“TAHLİYE EKİBİ 3 SAAT SONRA GELDİ”

Ferhat Dönmez: “15 yıllık madenciyim.. ilk defa ters vantüp sistemi gördüm… sürekli üretim baskısı var… Tahliye ekibi olaydan üç saat sonra geldi… Eskiden hava istasyonları vardı ayak diplerinde, bu iki üç yıldır yoktu. Tahlisiye nöbetçisi patlama öncesi yoktu”.

Mert Doğan: “Patlama öncesi madene gelen müfettiş denetiminde… Müfettişleri ayak başında gaz varken oraya sokmadılar, müfettişleri temiz havadan geçirdiler…
2020 yılında -250 kottaki müfettiş denetiminde gaz sensörleri öttüğü için yukarıdaki sensörler ötmesin diye aşağıya indirildi.”

Yusuf Akar: “Bizim bu zamana kadar doğru bildiğimiz her şeyin yanlış olduğunu şu an bize verilen eğitimlerle öğrenmiş olduk. Bundan önce kara düzen çalışıyormuşuz. … Patlamadan 10 gün evvel, metanın 1,80 olarak arttığını görmüştüm ve çok terlemiştim. Nezaretçi oraya girmemem yönünde uyarmıştı… Ama arının gerisinde asıl sıkıntı vardı, bu konuyla ilgili hiçbir şey yapmadılar.”

AİLELERDEN AÇIKLAMA: “KADER DEĞİL KATLİAM!”

Duruşma öncesinde aileler ve demokratik kurum temsilcileri Bartın Adliyesi önünde bir açıklama yaptılar.
Açıklamada katledilen madencilerin yakınları, tüm sorumluların yargılanmadığını vurguladılar.
Yapılan konuşmalarda “TTK Genel Müdürlüğünün de sorumluluğuna dikkat çekerek soruşturmanın bu kapsamda gerçekleşmesi gerektiği, yaşananların kader değil, katliam olduğu ve katliamın önlenebilir olduğu” belirtildi.

Sosyal ağlarda paylaşın