AKP faşizmi halkı ajanlaştırmak için çırpınıyor(1)

AKP faşizmi devrimciler karşısında acizleştikçe acizleşiyor.
Halkı ajanlaştırmaya, işbirlikçileştirmeye çalışıyor.

İki evladını katlettiği Kemal Gün’e dahi işbirlikçilik teklif edebilen AKP faşizmine aileler, anneler, kardeşler gereken cevabı veriyor.

Makamına çağırdığı Kemal Gün’e, devrim yolunda canını feda eden halkın kahraman şehitleri için kullandığı “biz onlara leş diyoruz” cümlesi faşizmin ahlakının olmadığını tekrar gösteriyor…

Konuyla ilgili basın açıklaması yapan TAYAD’lılar tepkilerini dile getirirken işbirlikçiliğin onursuzluk olduğunu, soysuzluk olduğunu söylediler. Bunu asla kabul etmeyeceğiz diyen Kemal Gün’ün yaptığı basın açıklamasının metnini yayınlıyoruz. Görüntülü açıklamanın linkinden HHB hesabından izlemeniz mümkün.

Ben Kemal Gün Sarıyer Küçükarmutlu Pirsultan Cemevi Başkanı Beyhan Gün’ün babasıyım.  12. ayın 27’sinde  baskınla gözaltına alındı ve tutuklandı. Bir hafta sonra tabi biz Şimar Deniz’in babasıyla beraber itiraz dilekçesini yazıp, savcılığa götürdük verdik. Ve direkmen savcılık bizi mekanına istedi. Tabi biz gittik yazıhanede oturduk.  Siz niye geldiniz dedi önce bana. Ben de dedim ki savcı ve benim kızım Cemevinin Başkanıdır. Peki suçu ne ki gözaltına alıp tutukladınız?

Dedi ki “tüm Pir Sultanları, Ankara’da, İstanbul’da cemevi başkanlarını toplayıp da hem Küçükarmutlu‘da , hem Kilyos’tan dedi, üç gün ağırlamış. Ağırlaması bir yerde, cemevinde örgüt mü yapıyor, yoksa bunları mı örgütlüyor… terörizm yapıyor,” diye söyledi bana. Ben de  dedim ki benim kızım Cemevi’nin başkanı. Bizim örf ve adetlerimiz, ibadetlerimiz ne ise biz cemevlerinde görüyoruz.

Biz kendi örf adetlerimize göre kendi cemevlerimizde ibadet yapıyoruz. İkinci bir seferde döndü “orada Tokatlıların günü olmuş, Tokatlıların ayrıyeten bir alevi kitlesi var…

İşbirlikçi olarak, gelin siz gidin çocuklarınızla konuşun, çocuklarınız gelsin bize ifade versin, akşama evindedir.

Dedim savcı bey, öyle bir şeyimiz yok, sen bizi irademizi satın alamazsın, iradesiz değiliz. Bizim irademiz o kadar düşkün değildir. Sen diyorsun ki, resmen çocuklarınızı bize getirin, resmen bizim elimize verin ve işbirlikçi olun. Biz bunu kabul edemeyiz. Benim çocuğum buraya gelirse başka bir insana iftira atarsa işbirlikçi olursa ben o çocuğu ben o çocuğu red ederim.

Siz öyle sanın dedi, öyle olmaz dedi. Bunun biz onların cenazelerine leş diyoruz diye bu kelimeyi konuştuğu gibi, yanımda Şimal Deniz’in babası otururken, dedim kalk burdan… kalktığımızda da, tam karşımızda böyle dik durdu.

“BİZ ONURUMUZU SATMAYIZ, ÇOCUKLARIMIZLA DA ONUR DUYUYORUZ”

Dedim savcı bey, siz bize resmen işbirlikçilik teklif ediyorsunuz biz onurumuzu satmayız, çocuklarımızla da onur duyuyoruz… bizi dışarıya çıkarttılar, çıkarttıktan sonra da oradaki yazıcısı bizi götürdü, o insana da tepki gösterdi (polis) sen böyle insanları neden benim karşıma getirdin. Savcıbey dedi, siz istediniz, ben de getirdim. Ondan sonra kapıyı açtık çıktık dışarı, biz tekrar söyledik biz işbirlikçi değiliz, biz devrimciyiz biz çocuklarımızla onur duyarız, TAYAD’lı Mesut da yanımdaydı.

Sosyal ağlarda paylaşın