137 Yıllık Kavga: BU MEYDANLAR, ATEŞ ALTINDA, KAN İÇİNDE KAZANILDI!

Bölüm -1

1 Mayıs, 137 yıldır burjuvazi ile işçi, emekçiler arasında dişe diş sürdürülen mücadelenin adıdır. 1 Mayıs, tüm emekçileri işçi sınıfının ideolojisi etrafında birleştirme ve hak mücadelesini büyütme günüdür.

1 Mayıs için en çok kullanılyan tanımlardan biri şudur: 1 Mayıs BİRLİK, MÜCADELE ve DAYANIŞMA günüdür. Ki güzel bir tanımdır. İçi dolu dolu bir tanımdır. 

İLK KIVILCIM AVUSTURYA’DAN:

“8 saat uyku, 8 saat çalışma ve 8 saat kendimize ait sosyal yaşam istiyoruz”  

1 Mayıs’a kaynaklık eden mücadelenin tarihi 137 yıldan da önceye uzanır. 

1856’da Avusturyalı işçiler günde ortalama 16 saatlik ağır çalışma koşullarına karşı “8 saat hareketini” başlattılar. Talepleri “8 saat uyku, 8 saat çalışma ve 8 saat kendimize ait sosyal yaşam istiyoruz” idi. 

İşçiler, çok net formüle etmişler taleplerini. 

Ve bugün, vahşi kapitalizmin geri döndüğü bugünkü koşullarda, işçi sınıfı bu hakka yine sahip değil! 

Avusturyalı işçilerin talebi 30 yıl sonra Amerikalı işçilerin gündemindeydi.

KIVILCIM, AMERİKA’DA GENEL GREVE VE ÇATIŞMAYA DÖNÜŞTÜ!

1870’li yıllarda kapitalizmin bunalımı derinleşmiş, işçilerin üzerindeki sömürü ve baskı artmıştı. Bu yıllarda kapitalizmin en çok geliştiği yerlerden olan Chicago’da, New York’ta, Dalhimor’da, Pensilvanya’da işçilerin mücadelesi büyüdü. 

Amerikan işçi sınıfı, 1886’da 8 saatlik işgünü için genel grev yaptı. 

Chicago’da polis grevin 3. gününde 3 Mayıs günü grev kırıcı provakatörleri devreye sokarak grevdeki işçilere saldırttı. 

Polis, işçilerle grev kırıcılar arasındaki çatışmayı bastırmak bahanesiyle grevcilere ateş açtı. 6 işçi katledildi.

HAYMARKET KOMPLOSU

Katliamı protesto etmek amacıyla Haymarket Alanı’nda bir miting düzenlendi. Miting sona ermek üzereyken polis saldırdı, aynı anda alanda bombalar patladı. Onlarca işçi katledildi. 

İşçilerin 8 Saatlik işgünü mücadelesine önderlik eden devrimci işçiler komployla “suçu” ilan edildiler.

İşçi önderlerinden August Spies, Samuel J. Ficiden, Eugene Schwab, Albert Persons, Adolf Fischer, George Engel, Oscar Neebe, Louise hakkında dava açıldı. 7 işçi önderine idam cezası verildi. 

11 Mayıs 1887’de, Amerikan işçi sınıfı tarihine “Kara Cuma” olarak geçen günde; R. Parsons, Spies, Engel ve Fischer asılarak katledildiler. 

Asılmadan önce mahkemede son sözleri sorulduğunda Spies şöyle dedi: 

“Bizi asarak işçi hareketini yok ettiğinizi sanıyorsanız…Asın! Burada bir kıvılcım yok edeceksiniz. Ama burada önünüzde, arkanızda, her yerde yeniden alevler parlaya cak. Bu, yerin altından gelen bir yangın, onu söndüremezsiniz.”

İşçi önderinin öngörüsü doğrulandı. Söndüremediler. Avusturya’da yakılan ve Amerika’da yangına dönüşen ateş, tüm dünyaya yayıldı. O gün, tüm emekçilerin enternasyonal kavga günü oldu. 

2. ENTERNASYONAL’İN KARARI

1889’da toplanan II. Enternasyonal’in kararıyla, 1 Mayıs,bütün dünyada “Birlik mücadele ve Dayanışma Günü” ilan edildi. Bu toplantıda 1 Mayıs 1890’da mitingler düzenlenmesi kararı alındı ve bu karar hayata geçirildi. Sonraki yıl, 1891’de toplanan II. Enternasyonal’in II. kongresinde ise, 1 Mayıs’ın işçilerin birlik, dayanışma ve mücadele günü olarak süreklikutlanması kararlaştırıldı. Buna göre, her ülkenin işçisi kendi gelenek ve koşullarına göre bugün tatil yapacak ve emeğin bayramını kutlayacaktı.

Ancak o günden bu yana, sömürücü egemen sınıflar, 1 Mayıs’ın bir “bayram” gibi yaşanmasına asla tahammül edemediler.

1 Mayıs’ın işçi sınıfının birlik, mücadele, dayanışma günü haline gelmesini engellemek için dünyanın dört bir yanında saldırılar düzenlediler. 

Fakat buna rağmen dünyanın emekçileri, ezilenleri, 137 yıldır 1 Mayıs kavgasından vazgeçmediler. Her 1 Mayıs’ta bütün katliamlara, yasaklamalara rağmen, dünyanın dört bir yanında meydanların dolması bunun kanıtıdır. 

MEYDANLAR YERİNE PİKNİK, KAVGA DEĞİL KARNAVAL… OLSUN İSTEDİLER

Sömürünün, hak gasplarının, katliamların eksilmeksizin sürdüğü günümüz dünyasında, 1 Mayıs kavgası da sürüyor. 

Avrupa emperyalistleri olsun, bizim gibi ülkelerin faşist diktatörlükleri olsun, 1 Mayıs’ı “birlik, mücadele, dayanışma” günü olmaktan çıkarmak için ellerinden geleni yaptılar. 

Salonlara hapsetmeye çalıştılar. 

Bir “bahar bayramı!”na çevirip, piknik alanlarına hapsetmeye çalıştılar.    

Avrupa’nın bir çok yerinde olduğu gibi, sıradan “karnavallara” çevirip, içki içilen bir meydan eğlencesine çevirmeye çalıştılar. 

Burjuvazinin bunlarda yer yer başarıya ulaştığı da oldu. 

Ama 1 Mayıs kavgası bitmedi. 1 Mayıs’ın eylem günü, kavga günü olması gerçeği değişmedi. 

2023’ün 1 Mayısında da, uzlaşmacılara, piknikçilere, karnavalcılara rağmen, 1 Mayıs kavga günü olmaya devam edecek. Meydanlarda yine kavganın kızıl bayrakları dalgalanacak! 

Yaşayıp göreceğiz.  

– Sürecek –

Sosyal ağlarda paylaşın