ZULMÜNÜZDE BOĞULUN…


Telefon çalıyor…
Mine ‘’abimi kaçırdılar, zorla müdahale edecekler’’…
Ahh Mine ahh…
Ahh Hasan abi..
Yüreğim yangın yeri o an.
Uzakta olmanın acısı, üzüntüsü, öfkesi, bütün duygular iç içe.
ZULMÜNÜZDE BOĞULUN E Mİ…

Telefon çalıyor…
“Abimi bulduk, Kırıklar Cezaevi’ne getirmişler’’
Mutluluk..
Ama kısa bir mutluluk..
Buldular ama yaralı, bereli, işkenceli…
ZULMÜNÜZDE BOĞULUN E Mİ…

Bir anneyi, babayı evladının ağzından kendine yapılan işkenceleri dinlemek zorunda bıraktınız…
Tam 73 yara,
73 zorla müdahale,
Copla tecavüz,
Küfür, hakaret, işkence…
ZULMÜNÜZDE BOĞULUN E Mİ…

Telefon her çaldığında tedirgin oluyorum.
Bilmem, bu kaçıncı çalışı acı, acı…
Bilmem, bu kaçıncı korkarak açışım telefonu,
Açsam mı, açmasam mı, bilemiyorum…
Açsam ‘’ya bir şey olduysa’’ korkusu, ölüm haberi korkusu..
Açmasam ‘’acaba zaferi mi kazandık’’ düşüncesi…
Böyle olmuştu Helin’i ölümsüzlüğe uğurladığımız günde;
“Halkımızın Başı Sağolsun, Helin Bölek Şehit düştü’’ diyordu ses…
ZULMÜNÜZDE BOĞULUN E Mİ…

Arkasından bir değil, on değil, onlarca kez çaldı telefonum…

Yüreği direnişlerle birlikte atanlar arıyordu

Haberin doğru olup, olmadığını öğrenmek için…
Helin…
O gencecik yaşında, o incecik kalmış bedeni ile

tam 288 gün direndi adaletsizliğe…
Tam 288 gün saniye saniye eridi annesinin gözleri önünde…
ZULMÜNÜZDE BOĞULUN E Mİ…

Bir annenin gözleri önünde

kızının yavaş yavaş ölümüne tanıklık etmesine sebep oldunuz…
Telefon çalıyor…
‘’Cenaze aracı durduruldu, Cemevi’ne gidilmesine izin vermiyorlar’’
Ailesi, arkadaşları, yoldaşları, dostları, sevenleri göremeden..
Son görevlerini yerine getiremeden,
Yıkama yeri dahi olmayan bir mezarlıkta defnedilmesini istiyorlar…
ZULMÜNÜZDE BOĞULUN E Mİ…



Bir anneyi seyyar gasilhanede kızını yıkamak zorunda bıraktınız!
Mezarlığa gaz bombası atma alçaklığını yaptınız!
Telefon çalıyor…
Mine’nin sesi kulaklarımda: “abim çok kötü durumda ama çok da onurlu, başı dik, abim ile gurur duyuyorum, onların önünde eğilmedi, onların yalanlarına, iftiralarına ortak olmadı, kimsenin günahına girmedi…’’
ZULMÜNÜZDE BOĞULUN E Mİ…

Gencecik bir kıza günlerce abisi ile görüşebilmek için

hapishane kapılarında çile çektirdiniz…

Gencecik bir kıza;
‘’bari abimizi bize verin, son anlarında bizimle olsun, bizim yanımızda ölsün’’ dedirttiniz.
ZULMÜNÜZDE BOĞULUN E Mİ…

Telefon çalıyor gece,
En korkunç saat…
Elimden gelse açmayacağım ama açmalıyım…
Mine “abimi kaybettik’’…
Boğazım düğüm düğüm öfkeden…
Mustafa o akşam demişti ya “artık nefes alamıyorum’’
İşte ben de nefes alamıyorum…
Yutkunmak zor oluyor böyle anlarda…
Bir yumru oluyor Mustafa’ya, ailesine yaşatılanlar, boğazıma duruyor…
Ama dayanacağız,

Çünkü Helin sesleniyor bana;
“Ölüm bize tutsak biz sevdaya
Göğsümüzde acılara daha çok yer var
Sevdamızın harcı cansa her yeni bir can
Feda olsun canım sana bu can sevdaya
Yılanlara çıyanlara rağmen yürüdük…
Hiç durmadan…’’


Yürüyoruz, yürüyeceğiz…


ZULMÜNÜZDE BOĞACAĞIZ SİZİ!

Zulmün sahipleri yarattıkları adaletsizlikte boğulana kadar,
onurumuzla yollar aşıp, dağlar aşıp, direneceğiz.
Telefon çalacak ve ben

muzaffer günün haberini de alacağım mutlaka…

ZULÜM SON BULACAK

ZAFERİ YAZACAĞIZ SIZLAYAN YÜREKLERE.

Sosyal ağlarda paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.