“Yaşanmamış ömrünün diliyle konuş”

16 yıl 8 ay adaletsizlikle parçaladıkları yüreklere, bir damla su bile olamaz. Ama bir ileri adımıdır, adalet yürüyüşümüzün.

Berkin Elvan’ın Tutsak Avukatı Oya Aslan‘ın Gazete Duvar’da yayınlanan yazısı:

Konuş ki gerçeğin yağmuru sulasın bugünü.

Kelimeler dağdan kopan kaya ağırlığında mı olur? Olsun.

Onlar gerçeğin savaşçılarını acıtmaz. Üzerine çıkar yükseliriz sana doğru. Acıtırsa, nar çiçeği ömrüne kıyanları acıtır.

Soluduğun Haziran havasını 269 gün diri tuttun bedenin erirken, direniş 16 kiloya düşen bedeninde büyüdü. Bir de sen büyüdün bizde; acın, özlemin ve gülüşünle.

Duymuşsundur, 16 kiloluk bedenine 16 yıl 8 ay ceza biçmişler. Ancak tetiğe son dokunan o katil hâlâ özgür. Senin gibi bakan çocukların gülüşünü söndürmeye devam etsin diye mi? Bu sorunun cevabı sende.

16 yıl 8 ay’ın içinde ne saklıdır. 8 yıl önce bugünlerde hastanenin giriş kapısında yürekleri seninle çarpan arkadaşlarının, sevenlerinin umutlu bekleyişlerini hatırlarsın;

Kafana sapladıkları fişeğin ahıyla sokaklara, meydanlara, parklara ve okullara seni taşıyan liselileri,

Mahalleyi senin isminle arşınlayanları,

Gün yüzüne bakmaktan korkanların fotoğraflarını açığa çıkartanları,

Köşe başlarında selamlaşmalarını bir miras gibi taşıyan, göz kırparak sana koşar adım gelen abilerini…

Ah Berkin söz sırası sende, meydanlar senin ki hep senindi. Hatırlar mısın o feryadı: “Yatıyor kalkıyor Berkin diyorlar”.

16 kiloluk bedenin 3 milyonun omuzlarında büyüdü. Büyüyen 16 kiloluk bedeninin korkusu bu.

Hile, yalan, sahtekarlık; oyalayarak zaman kazanma oyunları; gizleyemedi katilini halkın ellerinden. Yargılatmama çabaları dağılıp gitti.

Kabul ettiler olası kastla da olsa seni katlettiklerini.

Kabul ettiler kabaran öfkenin seyrini göze alamadıklarını.

Kabul ettiler, seni sevenlerin içinde yanan ateşin hışmını gördüklerinden.

Gülsüm Ana’nın öfkesine sığmayan dilinden.

Sami Baba’nın sızlayan yüreğinden.

Gamze ve Özge’nin eğilmeyen başından. Adalete sevdalı yıldızlı yüreklerden korkuyorlar hâlâ.

16 yıl 8 ay adaletsizlikle parçaladıkları yüreklere, bir damla su bile olamaz. Ama bir ileri adımıdır, adalet yürüyüşümüzün.

Halk çocuklarına saplanan kurşunlar, her defasında bilerek isteyerek kastla yöneldi.

Her defasında korunup kollanarak; “ayağım kaydı-hata-sekme” kılıfıyla aklandı katiller. Ama bu kez olası da olsa kastı kabul ettiler.

Ve haklısın Berkin, eşik aşıldı. Aklama duvarları çatırdadı.

16 yıl 8 ay bir günlük acının karşılığı bile olamaz. Ama 16 yıl 8 ay ödenen bedellerin üstü örtülemez başarısıdır.

Sosyal ağlarda paylaşın