Umut Direnişle Pırıl Pırıl

Direnmek umuttur.
Umut yıldızlaşıyor.
Dünyanın Almanya’sında yıldızlaşan umut pırıl pırıl ışıldıyor
.

Umut fakirin ekmeği.
Umudu canlı tutan fakiri yoksulu ayakta tutar.
Umudu büyüten; yoksulluğun, fakirliğin ve bi cümle adaletsizliğin biteceğine olan inancı büyütür. Bu inanç gerçek güçtür.

Halkın sorunlarını kendi imkanları ile direnerek çözebileceğinin dışında yol gösterenler sadece halkı kandırmıyor aynı zamanda halkın umudunu yok etmeye çalışıyor. Açlığı ve yoksulluğu, adaletsizliği büyüten sistemi, sistemin aracıyla, yani seçimle yeneceğini savunanlar her seçimden sonra hem halka öfkelenip küsüyorlar hem de moralsizliklerini alıp halkı dertleri ile baş başa bırakıp bir sonraki seçimlere kadar kayboluyorlar. Bu arada da sistemin efendilerini rahatlatıyorlar -kısa süreliğine de olsa-.

Ülkemizde açlık, yoksulluk, sefalet ve adaletsizlik öylesine büyümüştür ki, artık seçim aldatmacası da işe yaramıyor, faşizm halkı seçimlerle de kandıramıyor. Faşist baskı ve zulüm, halka örgütlenerek mücadele etmekten başka bir yol bırakmıyor.
Faşizm şu gerçeği hatırlatıyor yine: Açlığa açlar, Adaletsizliğe, adaletsizliğe mahkum edilenler son verebilir…

Bu dünyanın her yerinde böyledir.

Almanya’da adaletsizliğe son vermek için adaletsizliğe uğrayanlar direniyor.

200 yıldır kullanılagelen faşist 129 yasalarıyla Almanya’da sürekli olarak devrimciler, ilericiler tutuklanıp hapse atılıyor. En fazla da Almanya’nın en sağlam işbirlikçisi Türkiye faşizmine karşı mücadele edenler.

129ab yasaları ile suçmuş gibi gösterilen fiillere bakın:

Nişana katılmak.
Cenazeye katılmak.
Tabuta omuz vermek.
Çocuk korosu kurmak.
Facebook profiline bir devrimci resmi koymak.
Irkçılık karşıtı organizasyonlar yapmak.
Alman devletinin onayladığı yasal gösterilere katılmak.

Bu kadar da olmaz diyenler olabilir. Ama bu kadarından daha fazlası da oluyor Almanya’da. Bu adaletsizlikleri 200 yıldır kullanageldikleri 129ab yasaları marifetiyle yapıyor alman devleti.
Alman devletinden de yaşlı bu yasalar öylesine saldırgan, demokratik hak ve özgürlüklere düşmanlık içeriyor ki, halkın refahını, demokrasi ve insan haklarını kendine dert eden herkes için tehdit aracı olarak Demokles’in kılıcı gibi duvarda asılı hazır tutuluyor.

Eda Deniz Haydaroğlu 70, Ilgın Güler 19 ve Sevil Sevimli 14 gündür açlık grevindeler Almanya’da. 70 gündür alman kamuoyuna, ilericilerine, devrimci ve demokratlarına çağrıda bulunuyorlar: “bu adaletsizliğe sessiz kalmayın!”.
Ülkelerinden uzakta, dünyanın Almanya’sında, devrimcilere, demokratlara, ilericilere, daha ötesi genel bir ifadeyle muhalif olan herkese karşı kullanılabilecek 129ab yasalarının tehtidine son verilmesi için bedenlerini açlığa yatırmışlar. Bu yasaların kaldırılmasını istiyorlar.
Bu yasalarla tutuklu bulunan tüm devrimci tutsakların serbest bırakılmasını istiyorlar.
Bir yargılama yapılacaksa tutuksuz yargılama yapılmasını istiyorlar. Tutukluluk adaletsizliğine son verilmesini istiyorlar.

Alman adaletsizliğinin, alman devletinin halen nazi devleti olduğunun açık ispatı bir dosya var ki kesinlikle herkesin bilmesi gerekiyor;
Franco Albrecht isimli eski bir asker, bir Nazi eylem yapmak üzereyken yakalanıyor. Evinde yapılan aramalarda patlayıcı, silah bulunuyor. Üstelik yakalandığında üzerinde sahte Suriye pasaportu bulunuyor. Örgütlü bir nazi yani.
Ne oluyor biliyor musunuz bu Franco Albrecht’e? Yargılanıyor. Ama tutuksuz.
Evet yanlış okumadınız, tutuksuz yargılanıyor. 4 yıl boyunca.
4 yıl boyunca elini kolunu sallaya sallaya geziyor nazi faşist.

Gelelim serbest bırakılmaları için açlık grevi yapılan 4 Türkiyeli devrimciye.
Biri Özgül Emre.
Devrimci, gazeteci…
Tutuklanmadan 1 ay önce polis karakola çağırdığında gidiyor. Ne işlem yapılacaksa yapılıyor. Yani kaçması gibi bir durumu yok.
İhsan Cibelik: Bir sanatçı. 35 yıllık Grup Yorum emekçisi. O konser senin bu konser benim yüzbinlerin gözleri önünde. Adı adresi belli…
Serkan Küpeli: Bir anti faşist. İşinde gücünde. Üstelik evinden alındığında yeni bebek sahibi olmuş bir genç.
Hasan Unutan: Irkçılığa, haksızlığa, adaletsizliğe kendi gerçekliği içinde karşı çıkan, mücadele eden bir devrimci. Bir emekçi. Aynı zamanda esnaf. Evli 3 çocuk babası.
Yani bu dört kişinin de suçlarının(!) toplamı Franco Albrecht’in üzerinde yakalanan silah kadar değil. Ama Franco Albrecht tutuksuz yargılanırken, kaçmaları sözkonusu olmayan, delil karartmaları mümkün olmayan 4 kişi tutuklu yargılanıyor.
Alman devletinin devrimci, sosyalist, komünist düşmanlığı ile her türlü evrensel hukuk ölçülerini ayaklar altına aldığı 129ab yasalarının kaldırılması için sürdürülen direniş tüm dünya halklarını ilgilendiren bir direniştir. 60 milyon insanın ölümüne sebep olan insanlık düşmanı nazizmin halen uygulamada olması ve buna karşı yürütülen direnişin ilgilendirmeyeceği kimse olamaz.

3 beden adaletsizliğe karşı direniyor. Umudu büyütüyor. 70.gününde dünya halklarına “direnin!” çağrısı yapıyor.

Direnmek umuttur.
Umut yıldızlaşıyor.
Dünyanın Almanya’sında yıldızlaşan umut pırıl pırıl ışıldıyor.

Sosyal ağlarda paylaşın