Tutuklu avukatlar ve müdafileri: “ÇHD susmadı susmayacak”

Devrimci avukatların Silivri’de görülen duruşmaları ikinci gününde devam etti.

Tutuklu avukatlar ve müdafileri “ÇHD susmadı susmayacak” sloganları ile salondan çıkartıldı.

​Duruşmanın ikinci gününde 55 gündür açlık grevinde olan Selçuk Kozağaçlı, Aycan Çiçek, Aytaç Ünsal, Behiç Aşçı ve Engin Gökoğlu, ÇHD ve HHB’li 20 avukatın yargılandığı davada, sanık avukatlar reddi hakim talebinde bulundu.

Bu talep Mahkeme tarafından reddedildi. Karar; önce Selçuk Kozağaçlı, daha sonrasında sanıklar ve tüm avukatlar salondan atıldıktan ve kısa bir ara verildikten sonra, boş mahkeme salonuna okundu.

“Mahkemeye, HDP Milletvekili Musa Piroğlu, CHP Milletvekili Mahmut Tanal, Avrupa Demokrat Avukatlar Birliği (AED), Dünyada İnsan Hakları ve Demokrasi İçin Avrupalı Avukatlar Birliği’nden (ELDH) avukatlar ile İtalya, Belçika, Almanya, Fransa ve Yunanistan’dan avukatların da bulunduğu çok sayıda kişi katıldı.​​

Mahkemede neler yaşandı:​

Sanıklar sıra sıra neden reddi hakim talebinde bulunduklarını açıkladılar.​
Duruşmanın ikinci gününde avukatların açıklaması şöyle idi:

Behiç Aşçı:

​“Tanık Berk Ercan’ı sorgularken ‘DHKP-C’nin bazı davalara etkisi olduğunu ve bizim bu davalara müdahalemizi sordunuz. Muhtemelen Soma Davasını kast ettiniz. Tanık bu sorunuzu anlamadığı için cevap vermedi. Evet Soma Davasında müdahale var ama bizim değil. Ölen 301 işçi için ‘Bu işin fıtratında var’ diyerek Recep Tayyip Erdoğan müdahale etmişti. Bu sözün ardından davaya bakan mahkeme başkanı tenzili rütbe ile sürülmüştü. 301 işçinin katilinin elini kolunu sallayarak çıkmasına izin vermediğimiz için müdahalemiz olduğunu düşünüyorsanız gurur duyarız. Berk Ercan’a neden Soma’yı sordunuz?

Soma patronlarıyla bir ilişkiniz var mı bilmiyorum ama Soma Katliamına ilişkin müdahale var tespitinize katılıyoruz.”

Engin Gökoğlu:

“İnanmadığınız bir yargılamayı yapıyorsunuz. Dünden beri hakkımızda mütalaa veren savcının yüzünü göremiyoruz. Gizli savcı oldu artık.”​

Aycan Çiçek:

​“Dosyada benim firari olduğum yazıyor, tutukluyum, buradayım.”

​​Selcuk Kozağaçlı​:

“Şahsınızı tanımıyorum fakat sizi ceza kanunundaki suçlarla itham edeceğim. Savcı ayırt edebilirse bu suçlarla ilgili bağlı bulunduğu büroya başvuru yapmalı. Burada olanları gözümle görmesem inanmazdım, ilk kez bir karara ‘Hazırlık soruşturmasında her şey tamamlandı’ yazdıran bir yargıç gördüm. Bu kararlarla kendi varlığınızı yok saydınız.

Bu cesarete ve pervasızlığa sahip heyetin yargılama yapması mümkün değil. Sizi reddediyorum. Üç kez savcıdan tekitle mütalaa istediniz. Savcı mütalaa vermeyi reddedince görevden alıp yerine gizli savcı atadılar. Cumhuriyet tarihinde bir ilk olan bu uygulama ihsası rey (tarafını belli etme) sınırlarını aşan bir yargılama.

Adalet Bakanlığı yapmış olan Cemil Çiçek, Bekir Bozdağ, Abdülhamit Gül bile bu kadarını hayal edemez, ‘bu kadar değil yanlış anlamışsınız dinleyip reddedeceksiniz’ der. Siz talebi almadan reddediyorsunuz, talebi alıp sonra reddetmeniz lazım.”​​Yargılamada dinlenen tanıkların beyanlarının, dijital materyal raporunun aslında bir rapor olmadığı, dinlenen tanıkların yalan söylediğinin çok açık olduğu avukatlar tarafından defalarca dile getirildi.

Hatta bunlar belgelendi. Sizin tanık Berk Ercan’ın devşirilmesinde Sulh Ceza Hakimliği, 26. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı ve 37. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı sıfatlarınız aracılığıyla kollukla birlikte hukuka aykırı yalancı tanık yaratma işine dahil olduğunuza inanıyor ve TCK’da suç olan bu fiili gerçekleştirdiğiniz için Cumhuriyet Savcısına suç duyurusunda bulunuyorum. HSK’ya şikayet ettim bir kez daha edeceğim.

Sizin örgüt üyesi olduğunuzu düşünüyorum. Hükmü kafanızda kurdunuz, ilan ettiniz. Biz artık sonuçlarla toto oynuyoruz, kime 11 yıl verilecek diye… Hazırlık soruşturmasında tüm delillerin toplandığını düşünüyorsanız bile bunu tutanağa yazdıramazsınız.

En az 20 dokümanda evrakta sahtecilik olduğunu söylüyoruz, bunu açıklığa kavuşturmadan davada hüküm kuramazsınız.”

​Bu sözleri ardından Selçuk Kozağaçlı, daha sonrasında  sanıklar ve tüm avukatlar „ÇHD susmadı susmayacak“ sloganlar ve alkışlar eşliğinde salondan çıkarıldılar.​​Boş bir mahkeme salonuna heyet hem avukatların reddi hakim talebini kabul etmediklerini hemde Selçuk Kozağaçlı hakkında beyanları nedeniyle suç duyurusunda bulunduklarını açıkladılar.

​Bu esnada mahkemeyi protesto etmek amacıyla avukatlar duruşma kapısını yumruklayarak, “Savunma susmadı, susmayacak” sloganı attılar.​​

​​Duruşmanın ardından Avrupa Demokrat Avukatlar Birliği (AED), Dünyada İnsan Hakları ve Demokrasi İçin Avrupalı Avukatlar Birliği’nden (ELDH) avukatlar ile İtalya, Belçika, Almanya, Fransa ve Yunanistan’dan avukatlardan oluşan yabancı heyet bir basın açıklaması yaptılar.

Basın açıklamasında dünyanın hiç bir yerinde avukatsız yargılanma yapılamayacağını, savunma hakkının ihlal edildiğini ve avukatlar için endişeli olduklarını dile getirdiler.

Sosyal ağlarda paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.