Turan Aktaş: “Birlik olmazsak, dik durmazsak, üstümüzde tepinmeye devam edecekler.”

(Direnen İşçilerle Kod 29 Röportajı -2)

GHA: Merhaba. Kod 29 ile işten atılan 170.000 kişiden birisiniz ve direniştesiniz. Neler söylemek istersiniz bu konuyla ilgili?
Turan Aktaş: Kod 29, işverenin işine gelen yıllar önce çıkartılmış bir madde. 4857 sayılı kanun maddesi, ama bu kanun maddesi, özellikle bu ak parti döneminde daha hızlı, daha yaygın bir şekilde kullanılır hale geldi. AK parti hükümeti genel başkanı Recep Tayyip Erdoğan işverenler toplantısına şunu söyledi, «  bakın işçiye karşı sizi koruyoruz işçiler bundan sonra eylemler yapamayacaklar gösteri yapamiyacaklar.  »
Kod 29 işvereni korumak için çıkartılan bir maddedir.
İşçileri ve çalışanları mağdur eden bir maddedir. Mesela ben de Şişli belediyesi’nde çalışıyordum. Şişli belediyesi’nden atılma sebebim arkadaşlarım ve kendi adıma açmış olduğum eşit hizmete eşit ücret diye bir dava açtım. Muammer Keskin Şişli’nin başına geldi, «  ya bu davayı çekeceksin ya da seni işten atarız  » dedi, ben de dedim çekmiyorum dedim ve beni 2019’da kod 29’dan işten attı.
Kod 29, 4857 sayılı bir iş maddesi ahlak ve iş kurallarına uymadı diyerek beni işten attılar. Bahanesi bu. Bana kalırsa kod 29’da ister Özel sektör olsun, isterse kamu ve devlet dairelerinde ki oraları yöneten insan olsun bir ahlaksızlık varsa, bana göre buraları yöneten insanlarda var. İşçilerde kesinlikle bir ahlak ya da iyi niyet sorunu olmaz.

«İşçisini polise veren bir sendika başkanı»


GHA: Sendikaların bu konudaki duyarsızlığı ile ilgili ne anlatmak istersiniz?
Turan Aktaş: Sadece ülkemizde 2020 senesinde ülkemizde 170.000 işçi kod 29’dan atılmış ve ben de bir sendikanın üyesiydim. DİSK genel işin üyesiydim. Biz bu maddelerden atıldığımız zaman o zaman sayın Kılıçdaroğlu oraya geldi. açılışa geldi. Genel iş patronu Remzi Çalışkan talimatıyla, 3 nolu şubesi başkanı Nurettin Ateşe ve onun sekreteri bizi polise ihbar ettiler yani işçisini polise veren bir genel iş başkanı Remzi Çalışkan.
Oradan polisin eliyle kaldırmaya çalıştı. Şimdi bir Genel-İş başkanı bunu işçiye yaparsa, patron ne yapmaz  ? İşçi nasıl korkmasın çünkü işçiye sahip çıkan yok, hem benim aidatımı alacak, benim aidatımla beş yıldızlı otellerde keyif çatacaklar, ilden ile gezecekler. Kamplar yapacaklar. İşçiye sahip çıkmaya gelince de bu benim çalışanım değil diyerekten disk’in önlüklerini polis zoruyla bizden almaya çalışacaklar karakola götürülerketen darp edilerekten. Sarı sendika deniyordu eskiden, Türkiye’de sarı sendika TÜRK-İŞ, HAK-İŞ gibi sendikaları deniyordu DİSK genel işi kuran insanlara demiyorum onları ayırıyorum çünkü onlar bu sendikayı kurarken bir bedel ödediler ama bu bedeli ödeyenler bugün yerlerinden kalkmış olsalardı herhalde bu DİSK’i ve yönetenleri kılıçtan geçirirlerdi. Maalesef ki ülkemizde böyle bir sistem var.

«Kol kola girersek, düzeni de yıkarız, patronlara da diz çöktürürüz  !»


GHA: Üzerinizde kırmızı önlüğünüz ile katıldınız programa, bu çok anlamlı.  Bugün işten atılan binlerce işçiye çağrınız nedir?
Turan Aktaş: Koç 29 ile işten atılan arkadaşlarıma, erkek olabilir bayan olabilir sonuçta hepimiz işçiyiz hepimiz emekçiyiz bütün işçi arkadaşlarıma dostlarıma, insanlar tanıdığım yada tanımadığım hepsi benim dostum arkadaşım  ; biz Birlik olmazsak biz omuz omuza vermezsek biz kol kola girmezsek bu düzene bu patronlara dik durmazsak boyun eğer herkes Bizim üstümüzde tepinmeye devam edecekler. Ne zaman ki biz birbirimize omuz verip kol kola girersek, bu faşist düzeni de yıkarız, patronlara da diz çöktürürüz. Herkesi birbirimize destek vermeye çağırıyorum.


GHA: Şu anda bulunduğunuz yerde destek için, dayanışma için gelenler oluyor mu?
Turan Aktaş: Tabii oluyor, onların desteği ile biz de ayakta duruyoruz. Maddi ve manevi her türlü yanımızda oluyorlar, arkadaşlara da buradan tekrar teşekkür ediyorum. Ben Şişli belediyesi’nde çalıştığım için Şişli belediyesini örnek vereceğim  ; işçi arkadaşlarımızı korkutuyorlar, düşünün bir belediye başkanı Muammer Keskin, bu ülkeyi yöneten benim gözümde bir faşist bir hükümet var, bu hükümet faşist ama CHP belediyesi bu ülkeyi yöneten faşist iktidardan ne farkı var? CHP belediyesi de bu düzenin kuyruğuna takılmış gidiyor, Muammer Keskin işçileri «seni sokakta bırakırım» diye tehdit ediyor, bu duruma Kemal Kılıçdaroğlu göz yumuyor, il başkanı Canan Kaftancıoğlu göz yumuyor.


GHA: Röportajımıza katıldığı için, anlattıkları için çok teşekkür ediyoruz Turan Aktaş’a.

Sosyal ağlarda paylaşın