31 MART
31 Mart 1925 – Şeyh Sait Ayaklanması’nın olduğu bölgede, Divan-ı Harb tarafından verilen idam cezalarının ayrıca onay
gerektirmeden yerine getirilmesi hakkındaki kanun kabul edildi.
31 Mart 1928 – Torbalı’da 7.0 büyüklüğündeki depremde 50 kişi öldü.
31 Mart 1931 – Nikaragua’nın başkenti Managua’daki depremde 2000 kişi öldü.
31 Mart 1947 – 1946 yılının ocak ayında Mahabad Kürt Cumhuriyeti’ni ilan eden Gazi Muhammed, İran devleti tarafından idam edildi. 31 Mart “Kürdistan Şehitleri Günü” ilan edildi.
31 Mart 1965 – Amerikan emperyalizmi, hava üslerini Vietminh gerillalarından korumak için 3500 deniz piyadesini Vietnam’a göndererek fiilen sıcak savaş içinde yer aldı.
31 Mart 1987 – Petrol-İş sendikasının 32 işyerinde daha grev başladı; grevdeki işçi sayısı 9 bine, işyeri sayısı 57’ye yükseldi.
31 Mart 1994- Çorum’da Öğrenciler Açlık Grevinde. Çorum Meslek Yüksek Okulu’nda okuyan devrimci, demokrat, yurtsever 12 öğrenci, öğrenciler hakkında açılan soruşturmaların durdurulması ve sivil faşist saldırılar karşısında can güvenliklerinin sağlanması talebiyle açlık grevine başladılar. Bu talepleri desteklemek amacıyla 5 bin civarında imza toplandı.
31 Mart 1998 – Neslihan Uslu, Metin Andaç, Hasan Aydoğan, M. Ali Mandal, 31 Mart’ta gözaltına alınıp kaybedildiler.
Bir yıl sonra, bir kontrgerilla elemanının itirafları sonucunda, Foça’daki askeri birliklerde işkence yapılıp, kolları bacakları kırılmış olarak bir tekneye konuldukları ve teknenin Seferihisar açıklarında batırıldığı
açığa çıktı.
31 Mart 2015 – Türkiye’de elektrik sistemi çöktü. 79 ilde saatler süren kesintiler yaşandı.
31 Mart 2015 – İstanbul Şişli ilçesindeki İstanbul Adalet Sarayı’nda, Şafak Yayla ve Bahtiyar Doğruyol adlı iki Cephe üyesi tarafından gerçekleştirilen eylemde, Cumhuriyet savcısı Mehmet Selim Kiraz, rehin alındı.
Eylemciler, Berkin Elvan’ın katillerinin açıklanmasını ve yargılanmasını talep ettiler. 9 saat süren eylem sonucunda Savcı Kiraz, Cepheliler tarafından öldürülürken, iki Cephe üyesi de polis tarafından katledildi.
30 MART
30 Mart 1972 –
Türkiye Halk Kurtuluş Partisi – Cephesi (THKP-C) lideri Mahir Çayan ile THKO liderleri, Cihan Alptekin ve Ömer Ayna, THKP-C üyeleri Nihat Yılmaz, Sinan Kazım Özüdoğru, Saffet Alp, Hüdai Arıkan, Ahmet Atasoy, Ertan Saruhan ve Sabahattin Kurt Tokat’ın Niksar ilçesine bağlı Kızıldere köyünde katledildiler.
ANADOLU DEVRİMİNİN
MANİFESTOSU
Sivas’ın doruklarına bakan küçük bir Anadolu kentidir Tokat. Ve Tokat’ın Niksar ilçesine bağlı bir köyü vardır: KIZILDERE.
Kızıldere Köylüleri 30 Mart sabahını her zamanki gibi şafak sökerken karşılarlar. O günün Anadolu halkının kaderini değiştirecek bir dönüm noktasına tanıklık edeceğini bilmeden işlerine koyulurlar.
Kızıldere Köyü 30 Mart 1972 tarihinde güneşin doğuşuyla birlikte düşman tarafından kuşatma altına alınır. Kuşatma muhtarın evinin çevresindedir. Ve saatler 14:00’ü gösterdiğinde düşman muhtarın evinde bulunanlara “Teslim ol” çağrıları yapar.
Düşmanın “teslim ol” çağrılarına kuşatılan üssün içinde bulunan Mahir Çayan ve yoldaşlarından cevap gelir: “BİZ BURAYA DÖNMEYE DEĞİL, ÖLMEYE GELDİK.” Ve çatışma başlar.
Kızıldere Köyü 30 Mart 1972 tarihinde destansı bir direnişe tanıklık eder. Ve o gün Kızıldere Köyü’nde düşman kuşatması altında doğan güneş, Mahir’lerin akan kanları üzerinde batar. Kızıldere o tarihten sonra artık Mahir’lerin direnişlerinin adıyla özdeşleşir. Kızıldere direnişi o güne kadar yaşanan direnişlerden farklıdır. Kızıldere Direnişi bir ilktir. Anadolu halkının yazgısını değiştiren bir ilk.
Mahir’lerin direnişi, Anadolu’da yaşanan ilk direniş değildi elbette. Anadolu halklarının tarihi 30 Mart 1972 tarihine kadar sayısız isyanlara ve başkaldırılara tanıklık etti.
Bereketliydi Anadolu toprakları.
Onurluydu Anadolu halkları.
Boynu bükük yaşamayı, ezilmeyi her halk gibi Anadolu halkı da hiçbir zaman sineye çekmedi. Bu topraklarda haklının haksıza; ezilenlerin ezenlere; zulüm görenlerin zalimlere karşı isyanları, başkaldırıları hep varoldu. Anadolu halkı nice bey, sultan, paşa, padişaha korkulu günler yaşattı.
Bu topraklar; “Toprakta, tohumda hakça” diyerek, isyan eden ve isyanlarıyla Selçuklu Devleti’nin sonunu getiren Baba İshak’ları, Baba İlyas’ları tanıdı.
Bu topraklar; “Ferman padişahın dağlar bizimdir”, diyerek, zalime başkaldıran, dağları dost bilen, boyun eğmeyi değil, isyanı seçen Dadaloğlu’nu çıkardı bağrından.
Bu topraklar; İnancı için ölümü kucaklayan ve “Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan” diyen Pir Sultan Abdal’lar yetiştirdi.
Ve bu topraklar; “Yarin yanağından gayri her yerde, her şeyde, hep beraber”, diyerek, Hakikat, için savaşan ve Osmanlı’ya ecel terleri döktüren Bedreddin’i, Börklüce Mustafa’yı, Torlak Kemal’i tanıdı. Bu topraklar Bedreddin’lerin kurduğu Ortaklar’a ev sahipliği yaptı.
İsyana duranlar, zalimin zulmüne boyun eğmeyip, başkaldıranlar kendilerinden sonra gelenlere belki daha güzel bir yaşam bırakacak başarıya ulaşamadılar. Ama ne yenilgilere “kaderimiz” deyip razı oldular, ne de inançlarını zalimlere teslim ettiler. İsyanlarının Anadolu halkına ışık tutacağına ve halk tarafından kuşaktan kuşağa aktarılarak yaşatılacağına olan inançla bu toprağın bağrına gömüldüler.
İşte Mahir’ler, Anadolu halkının bağrından çıkardığı yiğitlerin soyundan geliyorlardı. Onlar bu toprağın insanıydılar. Kökleri bu toprağın derinliklerindeydi. Ölen ama yenilmeyen Bedreddin’lerin soyundandılar. Ve onlar Anadolu tarihinden aldıkları güçle bu ülkede bir ilki yarattılar.
Mahir’ler bu ülkede iktidarı hedefleyen bir örgüt kurarak, iktidara yürüyen, iktidar alternatifi bir savaşı ilk başlatanlar oldular.
İşte KIZILDERE’nin Anadolu halklarının tarihinde bir ilk olmasının nedeni budur.
KIZILDERE Anadolu ihtilalinin başlangıcıdır.
KIZILDERE Anadolu halkının kurtuluş mücadelesinde bir dönüm noktasıdır.
KIZILDERE “KURTULUŞA KADAR SAVAŞ” şiarıyla, Türkiye’de iktidar savaşının başladığının ilan edilmesidir.
30 Mart 1951 – ABD‘de, Ethel ve Julius Rosenberg çifti, Sovyetler Birliği hesabına çalıştıkları ve ABD‘nin nükleer sırlarını bu ülkeye sattıkları iddiasıyla idama mahkum edildi. İdamlar, 1953 Haziranında infaz edildi.
30 Mart 1945 – II. Paylaşım Savaşı: SSCB kuvvetleri, Avusturya‘nın Viyana şehrine girdi.
30 Mart 1998– Buca Hapishanesi’ndeki saldırı üzerine tüm hapishanelerde devrimci tutsaklar direniş başlattı.
29 Mart
29 Mart 1929 – Tütün Amelesi Cemiyeti’ne üye 300 tütün işçisi, İstanbul Beşiktaş’ta olağanüstü bir toplantı yaptı. İş Kanunu’nun bir an önce yürürlüğe konulması, işçiye grev hakkı tanınması, işçi
yayınlarına izin verilmesi konularında mücadele başlatma kararı alındı.
29 Mart 1938 – Harp Okulu Mahkemesi, Nazım Hikmet’i 28 yıl hapse mahkum etti.
29 Mart 2004 – Bulgaristan, Estonya, Litvanya, Letonya, Romanya, Slovakya ve Slovenya, bu ülkelerdeki halk iktidarlarının yıkılmasının ardından emperyalist sisteme dahil olarak, NATO’ya girdiler.
29 Mart 1973 – Yıllarca Vietnam’ı işgal altında tutan ve bir milyonu aşkın Vietnamlıyı katleden işgalci ABD emperyalizminin son birlikleri de Güney Vietnam’dan çıktı.
Mart 1994 – 9 İŞYERİNDE 9 DİRENİŞ
Tuzla’daki Organize Deri Sanayi Bölgesinde Mart ayı içinde 9 işyerinde 9 direniş gerçekleştirildi. Direnişlerin biri biterken bir diğeri başladı. 1993’te başlayan Servet Deri işçilerinin işçi kıyımına karşı direnişi tam 7 ay sürdü. Servet Deri patronu 7 ay sonra işçileri tekrar işe almak ve sendikalaşmayı kabul etmek zorunda kaldı. Servet Deri işçileri direniş
bayrağını Çağ Deri, İnan Deri, Tarancı Deri, Eroğlu Deri, Öztürk Deri, Deri Pa, Bab-Deri, Erşen Deri ve Ayaz Deri işçilerine devrettiler. Mart ayının başlarında direnişteki işyeri sayısı dokuzdu. Bab Deri ve Erşen Deri direnişleri kısa sürede biterken, diğerleri baharı da direnişle karşılayacaklardı…
15 Mart
15 Mart 1933 – Hitler, Üçüncü Reich’ı ilan etti. Üçüncü Reich, Nazi Almanyası’na nazilerin verdiği isimdir. Alman tarihinde üç imparatorluk dönemi ayırdedilir:1- “Deutsches Reich” (Alman İmparatorluğu), 2- Großdeutsches Reich” (Büyük Alman İmparatorluğu), 3“Drittes Reich” (Üçüncü İmparatorluk)
Nazi Almanyası, 1933 ile 1945 yılları arasında faşist Nazi partisinin iktidar olduğu dönemi tanımlar. Hitler Üçüncü Reich’ın bin yıl süreceğini ilan etmişti ve Nazi propagandası, “Tausendjähriges Reich” (Bin Yıllık İmparatorluk) kavramını ortaya çıkarmıştı. Fakat halkların Hitler faşizmine karşı direnişi ve savaşı, Nazi imparatorluğuna son verdi.
15 Mart 1982– 12 Eylül 1980’deki faşist askeri darbeyle başlayan baskı ve terör döneminin en kalabalık davalarından biri olan Devrimci Sol Ana Davası başladı.
15 Mart 1997– Eskişehir’de pancar üreticileri on bin kişilik bir yürüyüş ve miting yaptı.
13 Mart
3 DEVRİMCİ İDAM EDİLDİ
13 MART 1982’DE 3 DEVRİMCİ İDAM EDİLDİ. İDAM EDİLEN DEVRİMCİLER; SEYİT, NECATİ ve ETHEM.
1992 Erzincan Depremi
13 Mart 1992 tarihinde yerel saatle 19:08’de Türkiye‘de Erzincan ilinin güneydoğusunda meydana gelen deprem. Depremin büyüklüğü 6,8 Ms olarak ölçüldü. 653 kişi öldü, 8057 bina hasar gördü veya yıkıldı. Bu deprem 1939 Erzincan Depremi‘nin merkez üssü yakınında. Kuzey Anadolu Fayı üzerinde bulunan Erzincan, bu depremle beraber tarihindeki altıncı büyük depremi yaşadı.
Depremler ülkesi olan ülkemizin tarihinde depremlerden onbinlerce insanın ölmesine rağmen her yaşanan depremle zamanında depreme karşı yapılması gerekenler devlet tarafından yapılmadığı için insanlar ölür. 1992 depremi Erzincan’da yaşanan 6. büyük deprem.
13 Mart 1900 – Fransa’da çocuk ve kadınların çalışma saatleri, günde 11 saat ile sınırlandırıldı… Kapitalizmin ilk döneminde çalışma saatlerinin sınırı yoktu. Emekçiler, 8 saatlik iş günü hakkını elde edebilmek için büyük mücadeleler verdiler. Çalışma süresinin 11 saate indirilmesi de bu yolda önemli başarılardan biriydi.
13 Mart 1933 – Tarihe Nazilerin faşist propaganda mekanizmasının şefi olarak geçecek olan Joseph Goebbels, Almanya’da Halkı Aydınlatma ve Propaganda Bakanı olarak atandı.
13 Mart 1954 –Vietnam halkının emperyalizme karşı direnişinde belirleyici bir önem taşıyan Dien Bien PhuMuharebesi başladı.
13 Mart 1996– Eğitim emekçileri EğitimSen’in kapatılması davasına karşı, 9 Mart’ta eyleme geçtiler. Eylemler Ankara Güven Park’taki oturma eylemiyle başladı ; polis saldırdı ve 51 kişi gözaltına alındı. Kamu emekçileri, devrimci kamu emekçilerinin önderliğiyle ertesi gün yine Güven Park’taydılar. “5 Koldan Ankara’ya” adı verilen yürüyüşle, Diyarbakır’dan, Trabzon’dan, Antalya’dan, İzmir’den ve istanbul’dan 9 Mart’ta harekete geçen Eğitim-Sen’li temsilciler, 13 Mart’ta Ankara Kızılay’da birleştiler. Eğitim-Sen’li emekçilere Bem-Sen’liler, öğrenciler, Yargı-Sen’liler, Tüm Sağlık-Sen’liler, Maden-Sen’liler, Haber-Sen’liler de destek verdiler. Miting sürerken davanın düştüğü haberi geldi. Kamu emekçileri haberi “Zafer Direnen Emekçilerin Oldu” sloganıyla karşıladılar.
