SOMA Davası Yine Ertelendi. “Biz ölsek de çocuklarımız bu davayı bırakmayacak”

Türkiye’nin en büyük işçi katliamı olan, 13 Mayıs 2014’te gerçekleşen Soma Katliamı davasında “yargılama” bugün yeniden başladı. Daha önce “olası kastla insan öldürme” suçundan ceza alan sanıklar hakkında Yargıtay 12. Ceza Dairesinin Ocak 2021’de “bilinçli taksirle ölüme ve yaralamaya neden olma” suçundan ceza verilmesini istemesi üzerine bugün 4 sanık yeniden yargılanmaya başladı. Mahkeme, davayı 24 Mayıs 2021 Pazartesi gününe erteledi.

Soma davasında sanık olarak yargılanan baş mühendisler Efkan Kurt, Adem Ormanoğlu ve Haluk Evinç’in daha önceden ifadeleri alındığı ve dosyada ifade tutanakları bulunduğu için duruşmaya sadece Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan bulunduğu ilden SEGBİS ile katıldı.

Hiç bir delil, hiç bir gerekçe olmaksızın halkın evlatlarını yıllarca tutuklu yargılayan faşizmin mahkemeleri 301 madencinin katilleri için istenen tutuklanma talebini reddetti.

Soma katliam davasının sembol avukatı olan Selçuk Kozağaçlı “Soma davasından tek tutuklu ben kaldım” demişti. Şu anda Soma katliamı davasında halen tutuklu bulunmuyor.

Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanıkların mahkemeye getirilmesi taleplerinin reddine, Can Gürkan hariç sanıkların vareste tutulması taleplerinin kabulüne; kamu görevlilerinin sorumluluğuna dair süren soruşturmanın akıbetinin sorulmasına ve sanıkların tutuklanma taleplerinin reddine karar verdi. Bir sonraki duruşma 24 Mayıs’a erteledi.

Mahkeme sonrası açıklama yapan Avukat Can Atalay, “Adalet dediğiniz şey yoksul insanların, emeğiyle geçinen insanların içinde kaydedilmeye çalışacağı bir şey değildir. Adalet ya vardır ya yoktur. Zengin olmayan maden işçisi olan, maden işçisinin eşi olan, babası, oğlu olan ne yaparsa yapsın diyerek bu işin içinden çıkılamaz” diyerek tepki gösterdi.

Avukat beyanlarından sonra söz verilen aileler mahkemeye şöyle seslendi :

“Biz ölsek de çocuklarımız bu davayı bırakmayacak” 

Elmas Kaya: “Biz kitapları hep düz tarafından okuruz, öyle zaman oldu ki kitaplar ters tarafından okunuyor. Bizim avukatlarımız dövüldü, içeri atıldı. Sanık avukatları ise dedi ki ‘onlar da çok basiretsizmiş, valizle para kazanıp kaçsalardı’ dediler. Yaratandan değil yönetenden korktukları için böyle. Bu taraftaki avukatlar çanta çanta para aldılar, bu taraftakilere dayak tutuklama düştü. 300 can değil 5 bin can aldınız”

İsmail Çolak: “7 yıldır verdiğimiz adalet mücadelesinin son anları tiyatrodan ibaret. Çünkü siz adaleti göçük altında bıraktınız. Burada çocuklar bayramlarda mezarlara sarılarak bayram geçiriyor. Bugün veya yarın kararı verirken elinizi vicdanınıza koyun. Adaletle karar verin. 301 madencinin katillerinin bir kısmını siz, bir kısmını İzmir Bölge Mahkemesi, bir kısmını Yargıtay bıraktı.” 

Naciye Kaya: “Benim eşim son 3 ay sürekli gazdan zehirlenip geliyordu. ‘Kömürü elimize alamıyorduk, yanıyordu’ diyordu. Başımıza bir iş gelecek diyordu. Amirlere söylediklerinde ‘çantanızı alın gidin’ dediler. Eşimin gözü açık gitti, gözleri kapanmıyordu. Kendi adaletimizi kendimiz mi sağlayalım? Benim çocuklarım 7 yıldır babasız, yanıyoruz. Adalet sağlanmadığı sürece de bu ateş sönmeyecek.”

Gülten Kavas: “Yangın varken, gaz varken bunlar neden işçi aldılar? Neden hakimi değiştirdiler? 7 yıldır bu adliye sarayı hayatım oldu. Neden bizim avukatlarımız bizi savunurken dört yıldır içerde yatıyor? Bu katiller serbestken onlar neden içerde?” 

Sosyal ağlarda paylaşın