KONTRGERİLLA DEVLETİ; ÇATLILAR, ÇAKICILAR, PEKERLER, AĞARLAR, SOYSUZLAR, ALBAYRAKLAR, ERDOĞANLAR’DIR! (1)

KAPİTALİZM GAYRİ MEŞRUDUR.

EN BÜYÜK MAFYA; KOÇLAR, SABANCILAR, ILICAKLAR, ALBAYRAKLAR, CENGİZLER, ÜLKERLER’DİR…

SEDAT PEKER GİBİLER ise ONLARIN GAYRİMEŞRU İŞLERİNDE KULLANDIĞI PİYONLARDIR!

Kontrgerilla devlettir. ‘Derin devlet’ yoktur, Susurluk devletin kendisidir. 90’lı yıllar dan bu yana, halkımıza bu siyasi gerçekleri net bir biçimde anlatmaya devam ediyoruz. Bu gerçekler 2 haftadır mafya bozuntusu faşist Sedat Peker’in ağzından, kendi içlerindeki it dalaşının bir sonucu olarak dökülüyor.

Kontrgerilla devleti tarafından halka karşı kullanılan faşist çete artığı Sedat Peker, yurtdışına kaçmıştı. AKP faşizmi Peker’i kullanıp, şimdilik bir kenaraattı. Faşist çete artığı Peker ise yurtdışında çektiği videoları yayınlayarak, kontrgerilla şeflerini suçlayarak, kendisini kullananların “suç”larının çok küçük bir bölümünü açıkladı. Tartışıldığı gibi sorun sadece “Peker; Ağar-Pelikancılar” çatışması ya da “derin devlet içindeki” çatışmalar, çatlaklar değildir.

Türkiye’deki faşist devletin, kontrgerillanın çete artıklarını “sokaktan toplayıp” halka ve devrimcilere karşı kullanmasıdır. Ve kullanılan faşist çete artıklarının, tekrar kullanılacağı zamana kadar kaldırılıp atılmasıdır. Faşist çete artığı Peker, önce ‘Türklük hakanı’, ‘hayırsever işadamı’ ilan edilmiş, AKP’nin gözdesi yapılmıştı. Şimdi ise “Çete başı” olarak ilan edilmiştir. Kontrgerilla, çete artıklarını hemen hemen her dönem halka, devrimcilere karşı kullandı. Mafya diye ifade edilen çeteler, arkalarında faşist devletin gücü olmadan bir hiçtir. Bu yanıyla kapitalizm bir mafya düzenidir.

Mafya, fuhuş, ihaleler, insan kaçakçılığı, çek senet işleri vb. düzenin kopmaz parçasıdır. Uyuşturucu düzenin tam da kendisidir, çarpık bağımlı kapitalizmin ürünüdür. Başbakanların, bakanların, devlet yetkililerinin, 12 Eylül faşist cuntacılarının, Genelkurmay Başkanlarının “mafya” ile “uyuşturucu tacirleri” ile birlikte anıldıkları bir ülkede çeteler hiç eksik olmamıştır.

SEDAT PEKER, 90’LI YILLARDA HALKA KARŞI SÜRDÜRÜLEN SAVAŞIN İÇİNDE “SOKAKTAN TOPLANMIŞ”

FAŞİST ÇETE ARTIĞIDIR!

Sedat Peker, ’90’lı yıllarda daha 20’li yaşlarda iken “sokaktan toplanan” çete artıklarından biriydi. Halka karşı sürdürülen savaşın; kaçırma-kaybetme, katliam, işkence, köy yakmalar, mafya saldırıları ile sürdürüldüğü bir dönemde önü açıldı. “Ülkücü mafya” olarak lanse edilerek, devlet tarafından kol-kanat gerildi.

Sedat Peker’in burjuva basınınca reklamının yapıldığı, bir halk düşmanından kahraman yaratılmaya çalışıldığı o yıllarda Başbakan Tansu Çiller, Emniyet Genel Müdürlüğü koltuğunda ise Mehmet Ağar oturuyordu. Ağar, daha sonra Adalet Bakanı yapıldı. Hükümetin İçişleri Bakanı olarak Meral Akşener de halka saldırıların başındaydı. Peker’in arkasında ki kontrgerilla şefleri o dönem bunlardı.

Akşener reklamındaki eksik parça: Çiller

Peker yayınladığı videolardan birinde; o dönem Tansu Çiller, eşi Özer Çiller, Mehmet Ağar ve Meral Akşener ile de görüştüğünü açıkladı. Meral Akşener ile ilgili; “Parti Başkanı Meral Akşener suç duyurusunda bulunacaksa, 1997’de işlenen barmen cinayetinin hemen sonrasında kendisi İçişleri Bakanı’yken, ortak tanıdığımız birinin gizli organizasyonuyla, benimle niçin görüştüyse, asıl bunun için suç duyurusunda bulunmalıdır” dedi.

Peker, İstanbul, Ortaköy’de “She Bar”da barmen olarak çalışan Oğuz Atak’ın öldürülmesini kast etmektedir. TGRT televizyonunda sırtındaki “Allah” yazılı dövmesiyle ilgili görüntülerinin yayınlanmasından bir gün sonra öldürülen Atak’a ilişkin davada, Peker’in tetikçileri tutuklanmış, kendisi ise ceza almamıştı.

Peker gibi faşist çete artıkları, silahsız, savunmasız halka karşı pervasızca kullanılmıştır. Sırtına “Allah” yazdı diye bir barmeni öldürten çete artığı, İçişleri Bakanı tarafından adeta ödüllendirilmiş, bunun için sırtı sıvazlanmış, pis işlerine devam etmesi için cesaretlendirilmiştir. İşte kontrgerillanın “1000 operasyon yaptık”dediği yıllarda çete artıklarının da önü açılmıştı.

Pis işlerini, hatta aile meselelerini bile çete artıklarına, mafyacı geçinen halk düşmanlarına havale ederek ‘çözdüler.’ Mehmet Ağar Emniyet Genel Müdürlüğü yaptığı dönemde, halka karşı her cepheden savaş açmış ve bu savaşı en kanlı, en iğrenç, en faşist yöntemlerle sürdürmüştür. Ayrıca kendi altında kadrolaşmasını tamamlamış, kurumlaşmalar oluşturmuştur.

“Özel Tim bunun en çarpıcı örneklerinden biridir. Mehmet AĞAR döneminde ülkemizdeki baskı, işkence, katliamların boyutu birçok kişiye Hitler Almanyası’nı, toplama kamplarını hatırlatmaktadır. Ağar böylesi boyutlu katliamların sorumlusudur.

Oligarşinin politikalarını bu kadar pervasız uygulayabilen AĞAR bunun mükâfatını almakta gecikmedi. Tıpkı kendisi gibi uşaklık yapan diğer arkadaşları gibi…” (Mehmet Ağar’ın Suç Dosyası-Haklar ve Özgürlükler Bülteni, Sayı: 14, Syf. 23)

Mehmet Ağar konuştu: Biz olmasak, marinaya mafya çökecekti - Tr724

Mehmet Ağar gibi kontrgerilla şefleri, haraç toplamadan, uyuşturucuya, fuhuşa, insan kaçakçılığına kadar her suça karışmışlardır. Bunun için de Pekerler’e ihtiyaç duymuşlardır.

Peker gibiler, her dönem iktidarlar tarafından kullanılmışlardır. “Ülkücü mafya” olarak tanıtılan Peker, hapishanede iken AKP ile anlaşıp dışarı salıverildikten sonra AKP’nin pis işlerini yapmaya başlamış, halka ve devrimcilere karşı kullanılmıştır. Peker, böylece kendi pis işlerini de devlet korumasında sürdürebilmiştir.

Sedat Peker ve tutuklu olan 22 mafya babası AKP ile anlaşmış, AKP’nin icazetine girmiştir. AKP bu yolla gayrimeşru işleri kendi denetimi altına almış, çeteleri halka karşı da kullanmıştır. Nitekim Peker, hapishaneden çıktıktan sonra AKP tarafından kullanılmıştır.

Örneğin Peker; AKP yöneticilerinin talimatı ile Elazığ eski milletvekili Feyzi İşbaşaran’ı, Tayyip Erdoğan’ı eleştirdi diye karakolda dövdürüp, “kemiklerini kırdırmış”tır. Feyzi İşbaşaran Turgut Özal’ın Başbakan Başdanışmanlığı ve Başbakan Özel Kalem Müdürlüğü, Cumhurbaşkanı Başdanışmanlığı yapmış ve sonrasında AKP’ye geçmişti. Kendi içlerindeki it dalaşı nedeniyle Albayraklar’a küfür eden İşbaşaran’ı,

Sedat Peker kendi avukatına dövdürtmüştü. Soysuz Süleyman’ın yeğeni şarkıcı olsun diye organizatörlere baskı yapmıştır. Suriye’de AKP’nin katillerine, ÖSO dedikleri halk düşmanı çeteci ve tecavüzcülere; üzerinde isminin baş harflerinin olduğu çelik yelekler, kıyafetler, telsizler, dronlar gönderen Peker, konvoyları kendi isminin yazılı olduğu tırlarla taşıyacaktı.

Ayrıca Suriye’de MİT’in silahlandırdığı “Çayır Bucak Türkmenleri” dedikleri kiralık katillerin yanına çetecilerini gönderterek, halkın mallarını yağmalatmış, halkı katlettirmiştir.

AKP’ye destek mitingleri yaparak, Erdoğan’a ‘diktatör’ diyenleri bayrak direklerine asmakla tehdit etmiştir. Barış Akademisyenleri’ni ve aydınları tehdit ederek “OLUK OLUK KANLARINIZI AKITACAĞIZ VE AKAN KANLARINIZLA DUŞ ALACAĞIZ” diyebilmiştir.

Sedat Peker, Erdoğan'la görüşmesini anlattı

Peker, daha önce sivil faşist hareket MHP adına çetecilik yaparken, Fethullah Gülen’in talimatlarını da yerine getirmiştir. Yıllar sonra kendisine mafya diyen Gülen’in kiralık kalemi Emre Uslu’ya şu cevabı vermiştir. “Eğer ki ben mafyaysam benim çocuklarımı hizmet evlerinde niye yetiştirdiler Emre Uslu? Eğer ki ben mafyaysam ’92 yılından itibaren düzenli olarak benden neden himmet, kurban, burs adı altında astronomik bağışlar kabul ettiniz?

Eğer ki ben mafyaysam hoca efendinin isminin yazdığı ve sadece 10 tane olan altın saatten bana neden hediye yolladınız Emre Uslu? Eğer ki ben mafyaysam ‘Kimse Yok mu’ derneğine, benim kundaktaki çocuğum adına gönderdiğim yüklü bağışları neden kabul ediyordunuz Emre Uslu?

Eğer bunlar yetmediyse sana sabaha kadar ispatı kesin maddeler yazabilirim. Anladın mı Emre Uslu?” Bu sözlerle devlet-tarikat-mafya-uyuşturucu-çete ile birlikte çalıştıklarını itiraf etmiştir.

Peker, AKP için “Osmanlı Ocakları” adı altında çeteler örgütlemiş, İstanbul Kasımpaşa’dakurdurup örgütlediği “Kasımpaşa 1453” adlı çetecileri ile Okmeydanı’nı basıp Berkin Elvan’ın ailesini katlettirme planında yer almıştır. Gazeteci Can Dündar’ı tehdit etmiştir.

AKP’NİN TETİKÇİSİ SEDAT PEKER:

Tehditleri, çetecilik faaliyeti, saldırıları ile AKP’nin halka karşı savaşında yer almıştır. Tabii bunları yaparken pis işlerinden topladığı yüklü paraları da AKP’nin kurmayları ile paylaşmıştır.

Sedat Peker'in cihatçı çetelere 'yardım'ına Kültür Bakanlığı destekli ödül  – Sendika.Org

AKP, Peker’i o dönem bir yandan ödüllendirirken bir yandan da ödüllerle “kötü şöhretini” silmeye çalışmıştır. Peker’e 2015 yılının Kasım ayında, Kültür ve Turizm Bakanlığı desteğiyle düzenlenen Dünya Karapapak Türkleri 1. Kurultayı ve Kültür Etkinliklerinde “Türklük Hakanı” ünvanı verilmiştir.

2017 yılında, Milliyet gazetesi sponsorluğunda düzenlenen “Şehrin En İyileri” ödül töreninde, Sedat Peker’e “En hayırsever işadamı” ödülü verildi. Peker, futbol karşılaşmalarında AKP’nin ve faşist şeflerinin protesto edilmesinin önüne geçmeye çalışmıştır. İzleyicileri yöneten futbol takımı taraftarlarını, 2019’un mayıs ayında düzenlediği iftar yemeğinde bir araya getirerek, protestoların

bitirilmesini istemiştir. Çetelere, halka ve devrimcilere karşı ‘silahlanın’ çağrısı yapıp, halkı ve aydınları korkutmaya, sindirmeye çalışmıştır. (sürecek)

Sosyal ağlarda paylaşın