“Kara kara bir kar yağar şu Maraş’ın üstüne”

“İnce ince bir kar yağar fakirlerin üstüne” sözleri ile başlayan Mahzuni türküsünü duymayanımız yoktur.  Yoksulluğu, yoksunluğu anlatır. Okulsuzluğu, yolsuzluğu, soğuğu… topraksız köylüyü açlığı anlatır.

Halk ozanlarının türkülerinin asırlarca yaşamasının sebebi yaktıkları türkülerin her dönemi anlatmasındındır. Hemen türkülerinin tamamı bize bizi anlatır, kendimizde bir şeyler buluruz.

Mahsuni’nin türküyü yaktığında olan yoksulluk devam ediyor ülkemizde hala. Kar hala, fakirlerin üstüne ince ince yağar. Ancak Maraş’ın üstüne biraz değişik yağıyor.

Kar beyaz olur. Her ne kadar yoksula soğuk, yoksula tir tir titremek, hastalık olsa da ilk gördüğünde sevinmeyen yoktur karı. Toprağı besler, dinlendirir, yeraltı sularını besler… Toprağa berekettir kar. Yağmadığında bin türlü soruna neden olur.

Maraş’ta kar siyah yağıyor. Siyaha yakın gri rengi ile, yağdığında hiç bir güzel görüntü vermiyor Maraş’ın Afşin Elbistan kazalarında özellikle.

36 yıldır Afşin Elbistan’ın göğünde karabulut eksik olmaz. Koca koca bacalardan çıkan dumanlar yüzlerce metre yukardan tüm çevre halkına gösterir kendini. 

Termik santraller ısı enerjisini elektrik enerjisine dönüştürür. Suyun yakılan kömürle (ya da başka bir yakıt ile) kaynatılarak çıkarttığı buharın harekete geçirdi tirbünlerin ürettiği elektriktir termik santrallerin kerameti.

Tabii ki enerji her ülke için önemlidir. Sonuçta enerji yaşadığımız çağın en büyük sorunu. Ancak enerji üretiminde bazı kıstaslar vardır ki bu kıstasların hiçbirine uymaz Maraş Afşin-Elbistan termik santrali.

Kısaca belirtmek gerekirse kazandırdığı ile kaybettirdiği karşılaştırıldığında kazandırdığı, doğaya verdiği zarar ile kıyaslanamayacak kadar azdır. Koca bir coğrafya, hiçbir canlının yaşayamayacağı hale gelmek üzere.

Burada termik santrallerin geneli ile ilgili değil sadece Afşin-Elbistan termik santrali ile ilgilidir anlattıklarımız. Termik santraller kapansın demiyoruz yani. Dünyanın bir çok yerinde hala kullanılan termik santraller, alınan tedbirlerle, filtrasyon sistemleri ile çevreye verdiği zarar minimuma indirildiği gibi, kurulduğu bölge seçimi de yaşamı daha az etkileyecek şekilde yapılır. Dememiz o ki alınacak önlemler ile vereceği zarar en aza indirilebilir.

Yıllardır filtre sistemi olmaksızın faaliyetine devam ediyor Afşin – Elbistan termik santrali. Yani doğayı ve halkı zehirlemeye devam ediyor.

Afşin-Elbistan termik santralinin patronlarının karları azalmasın diye bir katliam yaşanıyor. Santral, doğaya yüzyıllar boyunca telafi edilemeyecek zararlar veriyor. Hava kirliliği öylesine büyüktür ki, sildiğiniz bir sehpanın üzeri bir kaç saat içerisinde yine tozdan örtü ile kaplanır.

Kışın yağan kar, Afşin-Elbistan’ı beyaza bürümez. Aksine kapkara bir örtü oluşturur.

 Aşağıda santralin verdiği zararlardan sadece birkaçına bakalım:

Şehir son üç yılda Dünya sağlık örgütünün kirlilik limitinin 4 katı üstünde kirlilik yaşıyor.

Yapılan araştırmalar termik santral yüzünden bölgede kanser vakalarında 8-10 kat artış gösteriyor.

Yine yapılan araştırmalar, faaliyetteki 2 santralin şimdiye kadar 17 bin erken ölüme neden olduğunu gösteriyor.

Toprakta biriken ağır metaller yüzünden üretim miktarı ve ürün verimi düşüyor.

Santraller büyük su tüketimi yapıyor. Bu bölgede kuraklığa neden oluyor. Çıkan su arıtılmadan Ceyhan ırmağına akıtılıyor.

Bugünlerde  6 termik santral daha açılacağı konuşuluyor.

Afşin’li, Elbistan’lı dostları olanlar bir iki soru yöneltirse memleketlerinde neler yaşandığını detaylıca anlatacaklardır. Zira kanser vakaları o kadar çoktur ki ailesinde, yakınında kanser olmayan yoktur desek abartı yapmış olmayız.

AKP iktidarı döneminde patronların kârlarının önündeki tüm engeller kaldırılıyor. Tek kuruş az kazanmamaları için devlet tüm olanaklarını onlara sunuyor. Afşin-Elbistan termik santrali sorunu sadece bölgeyi değil tüm ülkeyi ilgilendiriyor. Mahkeme kararına rağmen hala gerekli filtreleme kurulmuş değil. Kirletmeye devam ediyor. Kirlettiği Ceyhan ırmağının suladığı topraklar, kirlettiği hava, zehirlenen toprak, o toprakta üretilen tarım ürünlerinin içerdiği zehir… Çevreye ve halka verilen zararın büyüklüğü, patronun kârından önemli değil AKP iktidarı için. Bu destek yüzündendir patronların pervasızlığı.

Sosyal ağlarda paylaşın