İşgalin yeni adı: Güvenli bölge

Milli Savunma Bakanlığı yaptığı açıklamayla 3 gündür ABD heyetiyle görüşülen güvenli bölge konusunda anlaşmaya varıldığını belirtti. Açıklamada şöyle denildi:

” Güvenli Bölge tesisinin ABD ile birlikte koordine ve yönetimi için Türkiye’de Müşterek Harekât Merkezinin en kısa zamanda kurulmasında mutabık kalınmıştır”

‘Güvenli bölge’ nin nasıl kurulacağı nereleri kapsayacağı konusunda ve ABD’yle kapalı kapılar altında nelerin konuşulduğu, hangi konularda anlaşmaya varılıp, varılmadığı netlik kazanmış değil. Lakin bugüne kadar ABD emperyalizmiyle Faşizmle yapılan görüşmelerden halkın yararına hiçbir şey çıkmayacağı aşikar.

Suriye’yi işgal saldırısı yürütüp, yetiştirdiği cihatçılar eliyle Suriye’yi kan gölüne çeviren ABD ve AKP faşizmi, bugün ‘güvenli bölge’ demogojisyle Suriye’deki işgallerini devam ettirme peşinde. Güvenli bölge ancak emperyalistlerin ve AKP nin birlikte büyüttüğü cihatçı artıkları için bir güvenli bölge olabilir bir de amerikan askerleri için.


AKP hükümeti bu işgal hareketine halk nezdinde meşruluk kazandırmak için güvenli bölgeyi, ülkemizdeki suriyelileri ülkelerine geri dönebilecekleri bir barış koridoru olarak da gösterme derdinde. Bir zaman kurdukları koridorlarla Suriye’ye sayısı tam olarak bilinmeyen tırlarca silah gönderilen koridorlar şimdi barış koridoru olacakmış! O koridorlar nedeniyle suriyeliler ülkelerini terketmek zorunda kalmıştı zaten.

Aslında Suriye’de halen uluslararsı yasalarca da işgalci olarak bulunan Türk askerleri ve Amerikan askerleri Suriye’den çıktığında Suriye o zaman tam olarak güvenli bir bölge olacak. Bunu istemedikleri, orda kalıcı olaya çalıştıkları içindir ki kapalı kapılar ardında yeni işgal planları hazırlanıyor. Ayrıntıları önümüzdeki günlerde göreceğiz.

Peki bu görüşmeler hangi hakla yapılıyor. ABD ve işbirlikçisi Türkiye faşizmi hangi haklarla Suriye üzerinde güvenli bölgeyi konuşabiliyorlar. Hangi uluslararası yasalara göre? Suriye toprakları hakkında tasarrufta bulunma hakkını size kim verdi? Bu soruların cevabı da elbette yok. Empryalist saldırganlık hiçbir uluslararası hukuku tanımıyor.

Görüşmelerden sonra Suriye’nin SANA haber ajansına konuşan Suriye’li yetkililer ise bu anlaşmayı reddederek, anlaşmanın uluslararası hukuka aykırı olduğunu söylediler. SANA’nın ilgili haberi şöyle:

“Suriye’nin egemenliği, toprak bütünlüğü ve selametine karşı çirkef bir müdahale teşkil ettiğine vurgu yaparken, uluslararası kanunlar ve BM misakına da aykırı olduğunu belirtti.Söz konusu anlaşmanın ABD ve Türkiye rejimi arasında Suriye ve halkına karşı düşmanlıktaki ortaklığı net bir şekilde izole ettiğine dikkat çeken yetkili kaynak; bunun Siyonist İsrail’in çıkarlarına da hizmet ettiğini kaydetti.” SANA

Sosyal ağlarda paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.