Grup Yorum, Faşizm Koşullarında Doğmuştur!

Grup Yorum, Faşizm Koşullarında Doğmuştur!

Baskı, Tutsaklık, Yasaklar; Grup Yorum’u Ancak Daha Direngen, Daha Üretken ve Yenilmez Yapar!

3 Kıtada 40 Konser, 47 Beste, Yenilmezliğin İlanıdır!

Türkiye, Yunanistan, Bulgaristan, Avusturya, Almanya, Fransa, İngiltere, Meksika, Peru, Küba, Minsk… Grup Yorum Her Yerde!

2019 yılının son saatleri. Yer İdil Kültür Merkezi. Grup Yorum’un iki genç emekçisi, halklarımızın yeni yılını kutluyor ve en yalın haliyle anlatıyorlar gerçeği. 2019 yılında direndi Grup Yorum, 2020’ye de direnişle girdi.

Haklarında polis yönlendirmesiyle alınan iftiracı itirafçıların söyledikleri dışında hiçbir suçlama ve kanıt bulunmayan halkın sanatçıları tutsak edildi, onlarca yıl hapis cezalarına çarptırıldı. Adları “aranan teröristler” listesine konuldu. Yapmak istedikleri bütün konserler, faşizm tarafından engellendi, albümün imza gününe saldırdı polis. 2.5 yılda 10 kez yapılan polis baskınlarında, sadece o anda İdil Kültür Merkezi’nde bulundukları için onlarca kişi tutuklandı. O anda orada bulunmayan Grup Yorum emekçileri hakkında ise “yakalama” kararları çıkarılarak aranır duruma düşürüldü.

Grup Yorum üyesi olmak, sahnede şarkı söylemek, enstrüman çalmak yasakmış gibi gösterildi. Yalnızca Grup Yorum’un emekçileri değil, dinleyicilerine de bedel ödetilmek istendi, konser bileti satanlara, afişlerini asanlara bile hapis cezaları verildi.

Bunlar, 35 yıllık Grup Yorum’un sadece 3 yılda yaşadıklarından kısa bir özettir. Peki nasıl oluyor da sanatçılık “suç” sayılabiliyor?

İdil Kültür Merkezi nasıl bir yerdir ki; orada bulunmak da bulunmamak da “suç”tur?

Neden başka bir müzik grubu değil de, Grup Yorum’dur bütün üyeleri birden tutuklanan?

Bu soruların cevabı; Grup Yorum’un 35 yıllık sanat hayatında, onların kendilerini tanımlamalarında ve yaşam tarzlarındadır.

35 yıldır dünya ve ülkemiz tarihinde hiçbir katliam, hiçbir saldırı, hiçbir önemli gelişme yoktur ki Grup Yorum ona ilişkin bir politika ortaya koymasın!

Grup Yorum; dünyada ve ülkemizde nasıl bir düzen hüküm sürdüğünü, dünya halklarına nasıl bir sömürü ve baskının reva görüldüğünü çok iyi bilir. Emperyalizm ve faşizm gerçeğini bilmekle kalmaz; onunla nasıl mücadele edileceğini pratikte gösterir.

Onların şarkı sözleri, albümleri, konserleri, Tavır der- gisi, halk koroları, Umudun Çocukları Orkestrası, FOSEM ve bir bütün olarak İdil Kültür Merkezi’nin üretimleri HALK İÇİNDİR. Yani halkın yararına olanı savu- nur, olmayanın nedenlerini ve sorumlularını gösterir.

’80 cuntasının karşısında, özgür tutsakların Tek Tip Elbise’ye karşı ölüm orucu direnişçilerinin “Direniş Ölüm Yaşam”ını destanlaştırır.

‘90’lı yıllar boyunca oligarşinin Kürt halkını ilhak,  inkar, imha, asimilasyon saldırısı karşısında, “Kuş konacak dam yok Lice’de”ki hali anlatır. Türkiye’de albümüne ilk Kürtçe şarkıyı onlar koyar ve bedelini tut- saklıklarla öder.

‘96 yılında devrimci tutsaklar, Eskişehir tabutluğuna karşı yine ölüm orucundadır. Grup Yorum ise yalnız direnişin destanını yapmakla kalmaz, o destanı yaratanlardan olur. Yorum emekçilerinden Ayçe İdil Erkmen de ölüm orucu direnişçisidir ve dünyanın ilk kadın ölüm orucu şehidi olarak adını tarihe yazdırır.

Emperyalizmin beyinleri teslim almak ve devrimleri umut olmaktan çıkarmak için başlattığı “Ya düşünce değişikliği ya ölüm” saldırısı karşısında özgür tutsaklar Büyük Ölüm Orucu Direnişi’ni başlatırlar. 7 yıllık des- tan süresince Grup Yorum tecrite karşı yüzlerce eyleme- mitinge katılır, yüzlerce konser verir, konserlerinde yüz- binlerce kişiye direnişi anlatır. Bu süreçte çıkardıkları “Feda, Yürüyüş, Yıldızlar Kuşandık” albümlerinde direnişten öğrendikleriyle üretir, “Kahraman 122 Can”ı anlatırlar.

Emperyalizmin Irak ve Filistin’e saldırıları karşısın- da “Abir”dir, “Kalbu Falastini”dir. Irak’ta canlı kalkan, Suriye’de meşru iktidarın yanında, Suriye halklarıyla omuz omuza halaydadır.

Tarih bilincine sahiptir Grup Yorum. Burjuvazinin idealizminin karşısına, diyalektik materyalizmin “4+3” ü ile çıkar. Dünyanın dört bir yanındaki milyonlarca dinleyiciye doğru düşünmeyi ve burjuvazi karşısında güç olmanın yolunu gösterir. Emperyalizmin çürüdüğü- nü, can çekiştiğini ve yıkılmaya mahkum olduğunu anlatır.

“Kimdir bizi bu hayata ‘mecbur’ eden?” diye sorar ve verir cevabını. Sur’da, Cizre’de, Roboski’de katle- denleri gösterir ve onlarla uzlaşanların gerçek yüzlerini çıkarır açığa.

Örgütlüdür Grup Yorum ve örgütlü olmanın propagandasını yapar. Çünkü kapitalizmin bireyinin nasıl yalnız, çaresiz ve güçsüz olduğunu bilir. Halkların tek gücünün ise birleşmek ve örgütlü hareket etmek olduğunu söyler. Bireyciliğin karşısına kolektivizmi çıkarır, milyonlara “Halk Yemini”ni içtirir

Grup Yorum’un Beyni Sınıf Bilinci, Yüreği Halk ve Vatan SevgisiyleDoludur. Bu Yüzden Grup Yorum İçin Bağımsızlık Bir Düş Olmaktan Çıkıp Milyonlara Ulaşmıştır. Grup Yorum Halklaşmıştır ve Bitirilememesinin Nedeni Budur! Emperyalizmin ve Faşizmin Hazmedemediği de Budur!

Grup Yorum yüreği ve beyni sınıf bilinci ve sınıf kiniyle dolu olan halk çocuklarından oluşur. Halkın içinde yaşar, halkın yaşadıklarından beslenir, acısıyla kinlenir, halk için üretirler. Yani kimin safında ve kime karşı olduğu son derece nettir.

Bunu tüm açıklığıyla oligarşinin mahkemelerinde de savunurlar. Çünkü devrimciler, düşüncelerini gizlemeye tenezzül etmezler. Aksine yaptıklarını büyük bir gururla anlatır Grup Yorum. Açıklık en güçlü politikadır. Halka, halkın dilinden halkın yaşadıklarını ve kurtuluşunu gösterdiği için halklaşmıştır Grup Yorum. Sanatı bir avuç “elit”in, halktan izole şişirilmiş “sanatçı”ların elinden alıp, her şeyin en güzelini ve en başarılısını halk çocuk- larının yapacağını ispatlamıştır.

Grup Yorum vatanseverdir ve “Bağımsız Türkiye” sloganıyla onlarca sanatçıya “Defol Amerika” dedirtmiş, yumruk yumruğa emperyalizme ve faşizme “Kahrolsun” denilmiş, mücadele sözleri verilmiştir.

Yeni sömürge bir ülkede, bütün sorunların kaynağı emperyalizmdir. Bu nedenle halklarımızın en temel talebi emperyalizmden bağımsızlıktır. Çünkü bağımsız olmayan bir ülkede demokrasi tesis edilemez, adil bir üretim ve paylaşım sistemi gerçekleşemez. Bizim gibi ülkelerde emperyalizme karşı bağımsızlık, faşizme karşı demokrasi, kapitalizme karşı sosyalizm müca- delesi vermek zorunluluktur.

Sürekli milli krizin olduğu bir ülkede, faşizm de süreklidir. Sürekli faşizme karşı, Grup Yorum da sürekli direniştedir. Kuruluşundan bu yana öğrenci boykotların- da, işçi direnişlerinde, hapishanelerde özgür tutsakların direnişlerinde, SEKA’da, Türkan Albayrak’ın, Düzce’de-Van’da depremzedelerin, Soma ve Çorlu’da katledilenlerin ailelerinin yanındadırlar. Tüm üyeleri tutsakken bile Yüksel Direnişçilerinin, Mahir Kılıç’ın, Bakırköy Direnişçilerinin taleplerini sahiplenirler. Haziran Ayaklanması’nda, Berkin’in cenazesinde yine milyonlarla birliktedir.

AKP’nin OHAL’i ile birlikte, halka uygulanan terörden Grup Yorum da payına düşeni alır. Sürekli basılan kültür merkezi burjuva basında “terör yuvası”, halkın sanatçıları ise “terörist” diye verilir. Haklarında yapılan haberler iddianamelere girer.

Bununla da yetinmeyen faşizm, milyonları “Bağımsız Türkiye” şiarıyla bir araya getiren Grup Yorum’dan intikam almaya soyunur. Halk Cepheliler’e kurduğu komplo ve “itirafçılaştırma” politikası Grup Yorum için de devre- dedir.

344 kişi hakkında ifade veren hain- yalancı-iftiracı Berk Ercan, Grup Yorum emekçileri için de türlü yalanlar sıralar. Sonuç olarak Grup Yorum’un 5 emekçisinin başına para ödülü konularak “terör listesi”ne alınır.

Bunca Baskı, Tutsaklık, Direniş Grup Yorum’u Daha Üretken ve Yenilmez Yapar! Çünkü Grup Yorum,
Faşizm Gerçeğinden Doğmuştur! Yeni Bir Direniş Biçimi: “Listelerinize Bestelerimizle Karşılık Veriyoruz!”
3 Kıtada 40 Konser, 47 Beste,
Bu Direnişinin Zaferidir!

Grup Yorum’un film seti basılır, konserleri yasakla- nır, baskınlarda gözaltına alınan üyeler tutuklanır.

‘Artık tek bir konser veremez, tek bir beste yapamaz’

hesabı yapmaktadır faşizm. Nasılsa bütün üyeleri tut- sak, bütün enstrümanları kırıktır. Bir de “terör” demagojisi yaymıştır ki; “artık halk korkup İdil Kültür Merkezi’ne gelmeyecek, Yorum’u sahiplenmeyecek, kimse Grup Yorum emekçisi olmak istemeyecektir.”

Ancak bir kez daha yenilgiye uğrar faşizm. Yeni Grup Yorum emekçileri yerini alır, her baskının ardından daha da hızla, daha güzeli yapılır. Kırılanların yerini yenileri alır. Dışarıdaki emekçiler, tutsakları için “Diren Yoldaş” diyerek güç olur.

Terör demagojisi derhal tersine çevrilir. On yıllardır, Grup Yorum logosu olan silüet kullanılmaz artık. Ad ve soyadlarıyla Yorum emekçileri vardır dinleyenlerinin karşısında. İçerisi-dışarısı bir oldu ve “Listelerinize Bestelerimizle Karşılık Veriyoruz” diyerek onlarca yeni beste yaptı. Bunların 47’sini yayınladı ve milyonlarca insan tarafından sahiplenildi.

Yasaklar bir bir aşılmaya başlandı, mahalle kon- serlerinde “Bu Mahalle Bizim” diye hep bir ağızdan haykırdı. Türkiye’de veremediği konserleri internet üzerinden milyonlara ulaştı. Ve aynı ciddiyet ve coş- kuyla sahiplendi halkımız sanatçılarını.

Grup Yorum, Halkımızın En Onurlu, En Ahlaklı, En Direngen, En Cüretli ve En Üretken Yanını Temsil Eder!

Grup Yorum; Emperyalizmin Sömürüsü, İşgalleri, Katliamları, Tecavüzleri Karşısında Adil Bir Düzenin,
Halkların Kurtuluş Umudunun Temsilcisidir!

Grup Yorum enternasyonalisttir. Emperyalist kuşatma altında ezilen dünya halklarını birleştirerek bağımsızlık şarkıları söyletir. Bu nedenle yalnızca işbir- likçi oligarşinin değil emperyalizmin de hedefindedir.

Köln şehrinde düzenlenecek “Grup Yorum ile Dayanışma Konseri” başlamadan Alman polisi tarafın- dan salon basıldı. Grup Yorum’un kendisine konser ver- meyi yasaklamaya çalışırken nasıl olur da bir de onlarla dayanışma etkinliği düzenlenebilirdi?Çünkü Grup Yorum “terörist”ti!

Aynı nedenle Küba’da, anti-emperyalist toplantıya alınmadılar. Gerekçe, emperyalizm karşısındaki değişmeyen tavrıydı Yorum’un.

Peru’da devrimci tutsaklar için yapılan etkinliklere, Meksika’da Komünist Partisi’nin etkinliklerinde dünya halklarına duyurdular direnişlerinin haklılığı ve meşruluğunu.

14 Aralık günü, Belarus’un başkenti Minsk’te düzenlenen bir konferansta yer aldı Grup Yorum. Bu konferansın tarihsel anlamı çok büyüktü. Halk Cephesi ve Anti-Emperyalist Cephe ile birlikte Stalin’in 140. doğum günü dolayısıyla, Anti-Stalinizm ile mücadele konulu bir konferanstı bu.

Stalin sosyalizmdir, devrimdir. Devrime adanmış Çelik İrade’dir. Bu nedenle saldırırlar Stalin’e. Ve Grup Yorum’un genç emekçilerinden biri bu konferansta Stalin’e saldırıların yoğunlaştığı Katyn Katliamı, Moskova Yargılamaları ve 1939’da Sovyetler ile Almanya adına Ribbentrop ile Molotov’un imzaladığı anlaşma konusundaki gerçekleri tüm meşruluğuyla savundu.

Tüm dinleyenlerin etkilendiği anlatımda, katılımcılar tarafından konferansın en iyi konuşmacısı, Grup Yorum emekçisi Sena Erkoç seçildi.

Hiçbir anti-propaganda, sosyalizmin kapitalizm karşısındaki üstünlüğünü örtemez! En büyük terörist emperyalistlerdir! En büyük şiddet, faşizmin şiddetidir ve bu faşizme son verecek tek güç devrim- ci şiddettir.

Bu nedenle faşizme karşı mücadele etmek yalnızca bir zorunluluk değil, bir görevdir. Her ahlaklı insanın görevi, emperyalizme ve faşizme karşı mücadeledir. Marksist ahlak, kapitalist düzeni her şeyiyle reddetmektir.
Grup Yorum; halkın vicdanı, ahlakıdır. Halklarımızın hafızasıdır Grup Yorum. “Çırpı Deresi’ne uçan Fidan”ı, Soma Katliamı’ndan sağ kurtulan madencilerin tekmelenişini, AKP’li bürokratların dilenci muamelesi yaptığı kanser hastası Dilek’i, Roboski’yi, meydanların Elif kokusunu, Şafak gülüşünü, Bahtiyar yarınlarını unutmamızı engeller.

İftiracı itirafçılar nedeniyle 159 yıl hapis cezası verilen “Halkın Avukatları”nın şarkısını yaparak, adalet mücadelesinin bir parçası olur. Bununla da kalmaz ve yine ADA- LET için bedenleri açlığa yatırma sırası gelmiştir.

17 Mayıs 2019’da İdil Kültür Merkezi’nde Süresiz Dönüşümlü Açlık Grevi başladı. Hapishanelerde ise; 12 Haziran 2019’da Bahar Kurt, 18 Haziran’da Barış Yüksel, 19 Haziran’da İbrahim Gökçek, 21 Haziran’da Helin Bölek, 25 Ağustos’ta Ali Aracı Süresiz Açlık Grevi’ne başladı.

Armutlu, Yeni Bir Direnişe Ev Sahipliği Yapıyor!

Grup Yorum Direnişiyle Öğretiyor, Örgütlüyor, Birleştiriyor!

Direnme Hakkına Sahip Çıkan Grup Yorum Kazanacak!

Direnişin ilk kazanımı, 20 Kasım’da görülen 7. duruşmalarında Bahar ve Helin’in tahliyesi oldu. Açlık grevini dışarıda da sürdüren Bahar Kurt ve Helin Bölek, 28 Aralık’ta Armutlu’da bir basın açıklaması yaparak hem süreçle ilgili bilgilendirme yaptılar hem de halkı- mızı direniş evine çağırdılar.

İlk günden itibaren, halkımızın buluşma noktası oldu direniş evi. Çünkü direniş, halkın evidir. Direniş çelikleştirir, ayrıştırır, örgütler, birleştirir, güç verir, yenilmez bir güç olur.

Direniş saflaştırır. Saflaşma, çelişkileri yumuşatma- mak, derinleştirmektir. Saflaştırma, halkların güvenini arttırır, meşruluk bilincini arttırır. Halkın saflaşmasıyla geri adım atar düşman. Saflaşan savaşır, savaşan kazanır.

Grup Yorum, 228 günlük açlığıyla, tüm dünya halkla- rına bir kez daha, direnme hakkından daha güçlü bir yasa- kural olmadığını ilan ediyor. Direnme hakkı; onurumuz, ekmeğimiz, geleceğimizdir. Zorla müdahale tehditleri altında dahi süren direnişler, halkımızın umududur.

Bu nedenle 35 yıldır bitirilemeyen, aksine Anadolu topraklarına güçlü kökler salan Grup Yorum daha da kökleşmiştir. Grup Yorum’un talepleriyle, halklarımızın adalet talebi birleşmiştir. Bu nedenle;

– Konser Yasakları Kaldırılsın!
– İdil Kültür Merkezi Basılmasın!
– Terör Listeleri Kaldırılsın!
– Tutsak Grup Yorum Üyeleri Serbest Bırakılsın!

– Haklarında Açılan Davalar Düşürülsün! talepleri, tüm halkımızın da talepleridir.

Halkın talepleriyle bütünleşmiş bir direniş kazanacak!

Grup Yorum Kazanacak!
Halkın Örgütlü Mücadelesi Kazanacak!

Bu yazı Halk Okulu dergisi 8. sayısından alınmıştır

Sosyal ağlarda paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.