FARUK KOCA TAHLİYE EDİLDİ! DEVLET, İŞKENCE YATAKÇISINI KORUDU!

Ankaragücü-Çaykur Rizespor maçında sahaya girerek hakem Halil Umut Meler’e yumrukla saldıran Ankaragücü’nün eski başkanı Faruk Koca, yoğun tepkiler üzerine tutuklandı.
Ama bunun göstermelik bir tutuklama olduğu belliydi.
İlk andaki tepkiler yatıştıktan, olay biraz gündem dışı bırakıldıktan sonra nasıl olsa tahliye edilecekti.
Çünkü Faruk Koca, AKP’den iki dönem milletvekilliği yapmış biriydi, İKTİDARIN ADAMIYDI.
Çünkü Faruk Koca, MİT’e gizli işkencehaneler için imkan sağlamış bir MİT İŞBİRLİKÇİSİYDİ.
Nitekim, 27 Aralık’ta, basın, tv, yeni yıl gündemiyle meşgulken Faruk Koca tahliye edildi.
Tutuksuz “yargılanacağı” açıklanan Koca, hapishanede topu topu 15 gün kalmış oldu. O 15 günde de tutulduğu hapishanede nasıl ağırlanmış olduğunu tahmin etmek zor değil.

Faruk Koca’nın tutuklanmasının ardından Halk Okulu dergisinde bir yazı yayınlanmıştı.
Bu yazıda söylenenler, bu tahliyeyle birlikte bir kez daha kanıtlanmış oluyor.
Aşağıda Halk Okulu’nun 24 Aralık 2023 tarihli 215. sayısında yayınlanan yazıyı yayınlıyoruz.

FARUK KOCA
AYTEN ÖZTÜRK’E İŞKENCE YAPILAN
MEKÂNI SAĞLAMAKTAN DEĞİL;
HAKEME TOKAT ATTI DİYE TUTUKLANDI

MİT’E İŞKENCEHANE OLARAK FUTBOL KULÜBÜNÜ KULLANDIRTAN
SELAM TEVHİD’Cİ, FAŞİST, KAN EMİCİ, HALK DÜŞMANI, İŞBİRLİKÇİ,
ASALAK, MÜTEAHHİT FARUK KOCA TUTUKLANDI!
FARUK KOCA’NIN TUTUKLANMASI;
AKP FAŞİZMİNİN SELAM TEVHİD’LE, MAFYAYLA,
İŞKENCECİ MİTÇİLERLE, HAKEM YUMRUKLAYAN KULÜP BAŞKANIYLA
HESAPLAŞMASI DEĞİLDİR!
BU TUTUKLAMA, YENİ İÇİŞLERİ BAKANI HAKYOL TARİKATINDAN
ALİ YERLİKAYA’NIN, SÜLEYMAN SOYLU VE EKİBİNİN
TASFİYESİNİN DEVAMIDIR!
FATİH TERİM FONU OPERASYONU,
FARUK KOCA’NIN TUTUKLANMASI AKP İÇİNDEKİ İT DALAŞIDIR!

HALKIMIZ;
FARUK KOCA ve MKE ANKARAGÜCÜ TESİSLERİNİN
ADINI DUYUNCA, AKLIMIZA AYTEN ÖZTÜRK’E 6 AY
BOYUNCA YAPILAN İŞKENCELER, BEDENİNE AÇILAN
898 YARA GELMELİDİR!

TÜM İŞKENCECİLERDEN, MAFYACILARDAN,
SÖMÜRÜCÜ HALK DÜŞMANLARINDAN, VATAN
HAİNLERİNDEN HESABI HALK SORAR!

MİT (Milli İstihbarat Teşkilatı) ile iç içe olan ve MKE
(Makine Kimya Endüstrisi Kurumu)’nin satın aldığı
Ankaragücü Spor Kulübü’nün başkanı Faruk Koca; 11
Aralık 2023 günü oynanan MKE Ankaragücü-ÇAYKUR
Rizespor futbol maçının bitiminde, sahaya inerek,
maçın hakemlerinden Halil Umut Meler’i yumrukladı.
Yanındakiler de elmacık kemiği kırılmış olan hakeme
tekmelerle saldırdı.
Saldırının ardından Türkiye Futbol Federasyonu
(TFF) yöneticileri tarafından “kendisini uzun yıllardır
tanırız; aslında çok naif biridir, herhalde bilinmeyen
bir hastalığı var” vb. şeklinde sahiplenmesi; hem Faruk
Koca’nın oligarşi içindeki bir kesim tarafından
sahiplenildiğinin hem de bu tür olayların son
olmayacağının göstergesidir.

Tepkilerin ardından tutuklanan Koca’nın haberi
basında “MKE Ankaragücü’nün Başkanı Faruk Koca,
hakeme yumruk attığı için tutuklandı” şeklinde yer
aldı. İşin aslı bu değildir.
Mesele, bir hakemin yumruklanması değildir.
Mesele, AKP’nin dinci-gerici örgütlerle hesaplaşması da değildir.
Mesele, Koca’nın şiddet yanlısı olduğu için AKP’nin
Merkez Karar ve Yürütme Kurulu (MKYK)’dan ihraç
edilmesi hiç değildir.
Mesele, tasfiye edilen Süleyman Soylu’yu destekleyenlerin de tasfiye edilmesidir.
Mesele, sürekli faşizmle yönetilen ülkemizde halka
karşı savaşın süreklileştirilmesi ve yükseltilmesidir.
Tayyip Erdoğan, hakeme saldırının ardından yaptığı
açıklamada “Hakem Halil Umut Meler’e o akşam
yapılan saldırıyı kınıyor, kendisine acil şifalar diliyorum. Spor barış ve kardeşlik demektir. Spor
şiddetle bağdaşmaz. Türk sporunda şiddetin yaşanmasına asla izin vermeyeceğiz” dedi.
Sanki ilk kez futbola şiddet bulaşmış, ilk kez hakemler ölümle tehdit edilmiş gibi konuşan Tayyip Erdoğan’ın sahtekârca ifadelerinin ardından, Faruk Koca, AKP’den de Ankaragücü’nden de el çektirildi.
Faruk Koca, MKE Ankaragücü’nden istifa edince, başkanlık koltuğuna İsmail Mert Fırat oturtuldu.
Peki, futbolun faşizmin bir aracı olarak kullanılmasında ve MKE Ankaragücü-MİT ilişkisinde ne değişecek?
HİÇBİR ŞEY!

İsmail Mert Fırat, bir yandan Fırat Tahin ve Susam
Sanayi A.Ş, bir yandan da Fırat Life Yatırım A.Ş’yi
kuruyor. Yani hem gıda hem de inşaat sektöründe
büyümeye çalışırken, en büyük yardımcısı ve ortağı
devletin çeşitli kurumlarında ağırlığı olan Faruk Koca.
Melih Gökçek sürecinde Ankara’da başlatılan
“Kentsel Dönüşüm” projeleri dâhilinde halka ait
arazilerin ve özellikle Dikmen Vadisi’nin
yağmalanmasında en büyük pay Faruk Koca’ya
verilmişti. Faruk Koca ile iş ortağı olan İsmail Mert
Fırat, yalnız sömürü ve yağmanın değil, mafya
yöntemleriyle arazilere çökmenin ve Ankaragücü
arazisinin MİT’e kullandırtılmasında da Faruk Koca’nın
ortağıdır.

Tescilli Bir Halk Düşmanı Olan,
“Kontrgerilla-MİT-AKP MKYK’nın
Koruması Altındayım” Diyen,
“Bir Hakemi Binlerce Kişinin Gözü Önünde
Yumruklasam da Bana Bir Şey Olmaz”
Diye Düşünen, İşkenceci Katillerin İşbirlikçisi,
Halk Düşmanı Faruk Koca Kimdir?

Emperyalizmin “İslamcı” sıfatıyla, Orta Doğu’da ve
Türkiye’de kullandığı örgütlerden biri olan Selam Tevhid; ülkemizde esas olarak Uğur Mumcu, Bahriye Üçok, Ahmet Taner Kışlalı’nın öldürülmesi olaylarıyla biliniyor. Artık çok teşhir olan ve AKP karşısında güç olmaya çalıştığı için 2007 yılında İçişleri Bakanlığı tarafından “TERÖR ÖRGÜTÜ” listesine alınan Selam Tevhid operasyonu, 2014 yılında 8 kişiye ceza verilerek kapatıldı.

Faruk Koca; Selam Tevhid terör örgütü davasında
düzinelerce telefon kaydı ve onlarca delil bulunduğu
halde, Tayyip Erdoğan, Süleyman Soylu, İbrahim Kalın
ve dönemin MİT Başkanı Hakan Fidan tarafından
korunarak, hakkındaki soruşturmalar kapatılıp, verilen
ifadelerde adı hiç geçmiyormuş gibi davranıldı.

MİT ile ilişkisi alenen bilinen, Tayyip Erdoğan ve
Hakan Fidan’ın her türlü pis işlerini yapan asalak bir
burjuva, halk düşmanı bir müteahhit olan Faruk Koca
nasıl bunca şirket, para, makam ve nüfuz sahibi oldu?
Ankaragücü’nün başına nasıl getirildi?
Ankaragücü’nün tarihi, Kurtuluş Savaşı sürecinde
silah imalatı ve tamiratı yapan işçiler tarafından kurulan
futbol kulübüne dayanıyor. Ancak, bugünkü
Ankaragücü yönetiminin ne işçi sınıfıyla ne de halkla
hiçbir ilgisi yoktur. Bugün MKE Ankaragücü’nün adı
MİT’in işkence merkezi ile birlikte anılmaktadır ve öyle
de anılmalıdır. Ve elbette unutulmamalıdır ki;
faşizmde futbol, sadece futbol değildir!
Melih Gökçek sürecinde (2008 yılında) Ankaragücü
Saray Spor Tesisleri olarak tanıtımı bolca yapılan lüks
tesisleri şu anda MKE Ankaragücü kullanıyor. “650 bin
m2 alana kurulu Türkiye’nin en büyük spor tesisi”
denilen yerin, helikopter pisti bile var.
Melih Gökçek, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı
iken Ankaraspor’un başkanı olan oğlu Ahmet Gökçek,
2009 yılında Ankaragücü’nün de yönetimine girdi. TFF
(Türkiye Futbol Federasyonu) bu durumu usulsüz buldu
ve uzun süre tartışmalar ve ekonomik sorunlar devam
etti.
Melih Gökçek’in oğlu Ankaragücü’nden el çektirilince, bu arazi (iddialara göre zorla) Melih Gökçek tarafından 2011’de MİT’e verildi. O sürecin haberlerinde şöyle deniyor: “Ankara Büyükşehir Belediyesi Meclis kararı ile Saray Spor Tesisleri’ni Hazine’den alınacak arazi karşılığında Milli İstihbarat Teşkilatı’na devretti.” Söylendiğine göre aslında karşılığında bir şey verilmemiş, MİT araziye ve tesisler karşılığında hiçbir şey ödemeden el koymuş, basında yer alan ifadeyle söylersek “çökmüş”!
2021 yılında Ankaragücü, Türk Silahlı Kuvvetleri
(TSK)’ne silah, mühimmat ve roket vb. üretmekle
yükümlü olan, Savunma Bakanlığı’na bağlı çalışan
MKE tarafından satın alındı. Takımın adı MKE
Ankaragücü oldu. Yani futbol takımının sponsoru ve
sahibi, devletin silah fabrikası MKE oldu.
MKE Ankaragücü’nün şaşaalı tesisinin MİT’e
devredilmesinden sonra, basında haberleri çıkmaz
oldu. Fakat OHAL sonrası siyah transporterler ile MİT
tarafından kaçırılanlar tarafından, bu tesislerin de
MİT’in işkencehanesi olarak kullanıldığına dair iddialar
sürmektedir.

Faruk Koca’nın geçmişi, MİT tarafından
kaçırılanların anlatımlarında geçen bu iddiaları
oldukça güçlendiriyor.

= 2000’lerin başında Tayyip Erdoğan’ın Ankara’da kiraladığı evin, Faruk Koca’ya ait olduğu ortaya çıkmıştı.
Tayyip’in birçok kritik görüşmeyi bu evde yaptığı
söyleniyor. Lise mezunu Faruk Koca basit ticaret işleri
yapıyordu ve AKP ile birlikte büyüdükçe büyüyor.

= Ankaralı Faruk Koca, AKP’nin kurucu kadrolarından.
İki dönem AKP’den Ankara milletvekili yapıldı.

= Şu anda hâlâ Rast Grup inşaat şirketinin sahibi. Çok
genç yaşlardaki çocukları da yönetim kurulunda yer alan,
asalak kan emici bir ailenin başı. AKP’nin ranta açtığı
birçok yerin inşaatlarını yapıyor. Ayrıca başka birçok
işletmenin de sahibi.

= Faruk Koca’nın adı, Eti Maden’den zorla bor aldığı
ve bu boru Reza Zarrab ile birlikte İran’a sattıkları
biliniyor. Eti Maden; devlete aittir yani bor işletme
hakkını elinde bulunduran bir kamu kurumudur. Eti
Maden; kişilere bor verme yetkisi olmadığı için, Faruk
Koca’nın bor talebini reddediyor. Fakat Faruk Koca,
Tayyip Erdoğan’ın isteği ve izniyle aldığını söyleyerek
yani aslında tehditle alıyor ve aldığı boru, Reza Zarrab
ile birlikte İran’a satıyor.
Faruk Koca’nın birçok telefon konuşması savcının
dosyasında da yer aldı. Soruşturma dosyası
tamamlanmadan, savcı görevden alındı. Tayyip
Erdoğan sayesinde Faruk Koca’nın hiç yargılanmadığına
ilişkin, o süreçte basında çokça haber yayınlanmıştı.

= Faruk Koca, MİT’in eski başkanı ve şimdinin
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile yakın ilişki içinde.
Yaptığı her türlü pis işten Hakan Fidan’ın haberi var,
birlikte hareket edip birbirlerini yıllarca kolladılar.

= 8 Temmuz 2013’te ortaya çıkan telefon kayıtlarına göre, “İran Devrim Muhafızları Türk Kudüs Gücü” içindeki MİT’çilerin terfilerine veya tayinlerinde de rol oynuyor Faruk Koca.
Kudüs Gücü içinde çalışan MİT’çilerle Ankara’da
yapılan toplantılar, Faruk Koca’nın sahibi olduğu lüks
restaurant S’LO’nun üst katında yapılıyor. Odayı
dinlemelere karşı koruyan ise dönemin MİT Başkanı
Hakan Fidan.

S’LO, aynı zamanda, bir önceki yerel seçimlerde
CHP’den Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na aday
olan Mansur Yavaş’ın seçim toplantıları için açtığı yer.
Türkiye’deki Kudüs Gücü operasyonlarına yönelik
terör soruşturmasının bir parçası olarak, ortaklarının
haritasını çıkarmak ve diğer şüphelileri ortaya çıkarmak
için Koca’nın telefonu polis tarafından dinlemeye
alınıyor. Faruk Koca’nın Devrim Muhafızları Kudüs Gücü
Orgenerali Sayed Ali Akber Mir Vakili ile bağlantısını
ortaya çıkaran savcılar, daha sonra FETÖ’cü olarak
yargılandı. Dosyalara geçmiş düzinelerce telefon
konuşmaları olmasına rağmen, dosyalardan çıkarıldı,
Hakan Fidan tarafından soruşturma kapatıldı.

= Yukarıda da anlattığımız gibi Melih Gökçeklerle
yaşanan tartışmalar sonucunda maddi olarak zor
duruma düşen Ankaragücü’nü MKE satın aldı. MİT ile
içli dışlı olan Faruk Koca, kulübe kâğıt üzerinde 25
milyon bağışladıktan sonra, 2021’de MKE
Ankaragücü’ne başkan yapıldı.

Normalde Faruk Koca’nın bunca ahlaksız işten sonra ne şöhrete ne de paraya ihtiyacı yok diye düşünülebilir; fakat bu yanıltıcıdır. O da gözü ve karnı doymaz bir sömürgendir ve tıpkı Ali Koç gibi hem kara paralarını aklamak, nüfuzunu arttırmak hem de kendini halk içinde meşrulaştırmak istemektedir.
Şimdi AKP’nin yeni kabinesinde Hakan Fidan Dışişleri Bakanı, İbrahim Kalın ise MİT Başkanı yapıldı.
Her ikisi de doğrudan emperyalizmin eğitip
yönlendirdiği ve Tayyip Erdoğan’ın güvendikleri
arasındadır, en azından şimdilik…
Ancak onların da günü geldiğinde Faruk Koca ve
diğerleri gibi kullanılıp atılmayacağının hiçbir garantisi
yoktur!
Ayrıca, Faruk Koca’nın tutuklanması veya AKP’den
ihraç edilmesi, onun halk düşmanlıklarının hesabının
sorulması değildir. Aksine, bu tasfiye ile sanki suçluyu
cezalandırıyormuş algısı yaratarak AKP’yi ve MKE
Ankaragücü’nü temize çıkarmaya çalışmaktır.
Ancak oligarşi içi hesaplaşmalar içinde, kısa süre
sonra tahliye edilmesi de hapis cezası verilmesi de
şaşırtıcı olmayacaktır. İşbirlikçi oligarşinin çıkarı hangi
süreçte neyi gerektiriyorsa, yasal zorbalığın aracı olan
mahkemeler de faşizmin emrettiği şekilde karar
verecektir.

Halkımız;
Faruk Koca’yı istifa ettirerek AKP’nin kendini
aklayamayacağını gösterelim. AKP iktidarı da
kendinden öncekiler gibi, emperyalizmin işbirlikçisidir
ve düzeni sürdürebilmek için sürekli faşizm ile
yönetmek zorundadır.
Bu da işkencenin, baskının, katliamların,
baskınların, haksız tutuklamaların, komploların,
rüşvetin, mafyanın, sömürü ve adaletsizliğin sürekli
olması demektir.
Bunların sürekli olduğu bir ülkede, DİRENİŞLER DE
SÜREKLİDİR!

Halkımız;
AKP içindeki hesaplaşmalarda, faşizmin kendi
içindeki it dalaşında taraf değiliz, bu savaş bizim
savaşımız değildir.
Faruk Koca’dan, işbirlikçi AKP’den ve bir bütün
olarak işbirlikçi oligarşiden hesabı ancak ve ancak HALK
sorar!
Adaleti, ancak ve ancak HALKIN ÖRGÜTLÜ GÜCÜ
sağlar!
MİT’çilerden, işkencecilerden, kontrgerilladan, AKP
faşizminden, işbirlikçi tekelci burjuvaziden ve
emperyalizmden hakkımız olanı söküp almak için,
ADALET İÇİN HALK MECLİSLERİ’nde birleşelim!

Sosyal ağlarda paylaşın