Eğitim-Sen Hatay Şubesine Kayyum Girişimi

Eğitim-Sen genel merkezi de kayyum atama politikasınıbelli ki benimsemiş ve artık kendisi de kayyum atıyor.

 Eğitim-Sen Hatay Şubesi yönetim kurulunu görevden alan genel merkez bu konu ile ilgili henüz resmi bir açıklama yapmadı. Görevden aldıklarını telefonla muhattablarına ilettiler ve kararı ise postaya verdiklerini bildirdiler.  
Sendikalar emek örgütleri oldukları gibi aynı zamanda demokratik kitle örgütleridir. Ve demokratik kitle örgütü tanımının asgari ölçüsü o kurumun “demokratik” olmasıdır. Demokratik bir işleyişe sahip olmayan bir sendika olamaz. İsmi ne olursa olsun o artık emek örgütü olmaktan çıkmıştır. Demokratik işleyişi olmadığından artık kitle örgütü olarak da kabul edilemez. Bu gün ülkemizin sendikalarının tamamına yakını bu durumdadır.

Bir sendika, şubesi ile yaşadığı fikir ayrılığını kayyum atayarak çözemez. Bu bir sendikanın politikası olamaz.

Eğitim-Sen genel merkezi, Hatay şubesi ile KHK’lar ve Yüksel direnişi ile ilgili konularda yaşadığı fikir ayrılığını ya ikna ederek çözebilir ya da genel kurul ile, yani seçim ile.

Eğitim-Sen genel merkezi seçim ile yapamayacağını AKP iktidarının şu sıralar politikası haline gelen kayyum atayarak yapmaya çalışıyor. AKP yönetememe krizini seçimlerle aşmaya çalışırken, seçimlerde kaybettiği veya kazanamadığı belediyeleri kayyum atayarak ele geçiriyor. Bu AKP’nin anlayışı ile açıklanabilir bir durumdur. AKP faşisttir. Yöntemi de ona uygundur.

Peki emek örgütü olan Eğitim-Sen niye benzer bir yönteme başvurur? Seçimle Hatay şubesinde bir yönetim değişikliğini gerçekleştiremeyeceğini düşündüğünden olduğu kesin.  İnternet sitelerinde kayyum politikalarını, KHK politikalarını eleştiren ama kendi içlerindeki muhalefete de aynı yönteme başvuran Eğitim-Sen bundan önce de benzer görevden almalar yapmıştı.

Yüksel Tv’de konuşan Hatay Eğitim-Sen başkanı Deniz Tezer konu hakkında açıklamalarda bulundu. Bir çok kez telefon ile ulaşma çabasına kaçarak cevap vermeleri üzerine bir başka kişinin cep telefonundan arayarak Genel merkezden Hukuk sekreteri Varol ile görüşebildiklerini dile getirdi. Yaptıkları telefon görüşmesinde kendilerine görevden alındıklarını ilettiklerini dile getirdi ve şöyle devam etti:

 “…disiplin kurulunu bu kararı aldığını söylediler. Ve görevden alındınız dediler. Ben de korkaksınız dedim… siz bu noktaya getirmişseniz zaten yapacak birşey yok bitmişsiniz, bir ihanet içindesiniz dedim ve kapattım. Herkes bilsin bunu. Kayyum atandı buraya. Kendilerinin karşı oldukları şeyi kendileri yaptılar… Bu yaşananlardan sonra bir çok dernek ve siyasi çevreden destek telefonları geldi bizlere. Hatta hatta onlarla aynı düşüncede olupta bunu kabul etmediklerini söyleyenler oldu ve istifa edeceklerini söylediler.

….

Temel olarak Yüksel direnişçilerini sahiplndiğimizden dolayı yaptılar bunu. Yüksel direnişçilerine yapılan saldırılara karşı bir açıklama yaptık…

Aslında sorulması gereken soru bu ya gerçekten mücadeleye devam edeceğiz ya bu teslimiyet çizgisi içerisinde eriyip gideceğiz…

Biz aynı yöntem ile, faşizmin aynı yöntemiyle saldırıda bulunan, üyesine saldıran, kayyum atayan, ihraç eden, binasından atan kim olursa olsun biz ses çıkarmayacak mıyız, hayır yapamazsınız diyemeyecek miyiz. Elbette diyeceğiz…”

Sosyal ağlarda paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.