Dökülen Her Damla Kanın Anlamı Var…

Alçak saldırı: İsrail dün gece Kudüs'te tacizin dozunu artırdı​ - Yeni Şafak

Siyonist Katliam Sürüyor… İsrail Siyonizminin katliam saldırısı, 8 Mayıs’ta Mescid-i Aksa’da ibadet edenlere saldırıyla başlamıştı.

19 Mayıs akşam saatlerinde yapılan açıklamaşa göre şu ana kadar katliamda 227 Filistinli katledilirken, 1530 kişinin de İsrail füzeleri, bombaları sonucunda yaralandığı belirtildi.

Çarpıcı bir nokta ise katledilenlerin 64’ü çocuk.

Tabii Siyonist İsrail’e göre katledilenlerin hepsi „terörist“. Nitekim İsrail ordusu tarafından yapılan açıklamada, „Gazze’de “en az 150 militanın öldürüldüğü” belirtildi.

İsrail için füzelerin, bombaların hedefindekinin „Filistinli!“ olması yeterli neden!

İsrail’in katliamı sürerken, Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği gibi uluslurarası kurumlar ve tek tek emperyalist devletler tarafından yapılan çağrılar da sürüyor

Boş açıklamalar, boş çağrılar!

Bunların kimileri „iki tarafı“ da sağduyulu olmaya çağırıyor, kimisi „ateşkes“ için arabuluculuğa soyunuyor.

Örneğin Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres tarafından yapılan açıklamada, İsrail ve Filistin’e “anlamsız kan dökme, terör ve yıkıma” derhal son verme ve iki devletli çözüm için müzakerelere dönme çağrısı yapıldı.

„ANLAMSIZ“ olan ne?

Hiçbir şey anlamsız değil.

Israil’in döktüğü kan da „anlamsız“ değil. Anlamı belli, işgali sürdürmenin tek yolu katletmek, kan dökmek çünkü.

İsrail saldırıları „ANLAMSIZ“ değil, fakat HAKSIZ, HUKUKSUZ, GAYRİ MEŞRU.

Aynı şekilde Filistinlilerin İsrail’e yönelik askeri eylemleri de ANLAMSIZ DEĞİL. Bir halk, kendi toprağını savunuyor. Dünyada bundan DAHA ANLAMLI NE VAR?

Ve üstelik, İsrail’den farklı olarak bu mücadele, HAKLI VE MEŞRUDUR

Gerçek şu ki, İsrail’in işgali de, katliamı da emperyalistlerin desteği sayesinde sürüyor.

*

Bir başka yersiz açıklama, Filistin lideri Mahmud Abbas tarafından yapıldı. Abbas, İsrail’in “devlet terörü ve savaş suçu” işlediğini söyleyerek, “Filistinlilerin savaş suçu işleyenleri uluslararası mahkemelere vermekten çekinmeyeceğini” belirtti.

Tabii bunda çekinecek bir şey yok; bunu belirtmek bile gereksiz.

Ama sorun şu,

Filistin halkına karşı işlenen savaş suçunu yargılayacak ve cezalandıracak bir „uluslararası mahkeme“ VAR MI?

Böyle bir mahkemenin olmadığını Abbas da kuşku yok ki çok iyi biliyor.

O halde bunu bile bile bu çağrıları yapmak, halkları boş beklentilere sokmaktır. Halkların emperyalizmden medet ummasına neden olmaktır.

*

Savaşlar, kişilerin iyi veya kötü niyetleriyle açıklanmaz.

Bugün dünyada baş çelişki, emperyalizmle, ezilen dünya halkları arasındaki çelişkidir.

Filistinliler Arap mı? | Filistin nasıl kuruldu?

Ve dünyanın her yerinde, dökülen her damla kann, işte bu çelişki içinde bir anlama sahipir.

Ya emperyalistler, sömürgeciliği ve sömürüyü sürdürmek için halkların kanını döküyorlardır;

Ya da ezilen, sömürülen halklar, emperyalizme karşı bağımsızlık için kan döküyorlardır. 

Birincisi HAKSIZ, ikincisi HAKLIDIR.

Sosyal ağlarda paylaşın