Direnişler Meclisi’nden ve İşçi Meclisi’nden Son Saldırılarla İlgili Açıklamalar:
“ADALETSİZLİĞİ ORTAYA BİZ ÇIKARMADIK, ANCAK ADALETSİZLİĞE KARŞI MÜCADELE EDECEK OLAN BİZİZ!”

AKP polisinin Halk Cephesi’ne yönelik saldırılarını sürdürmesi ve
Yüksel ve Şişli direnişçilerinin de gözaltına alınmasıyla ilgili olarak, Direnişler Meclisi ve İşçi Meclisi tarafından ayrı ayrı açıklamalar yapıldı.

Direnişler Meclisi tarafından 22 Aralık’ta yapılan açıklamada, son saldırılar anlatıldıktan sonra, şunlar vurgulandı:
“AKP faşizmi halka ve devrimcilere yönelik gözaltı terörüne devam ediyor. 12 Aralık günü başlayan ve hala devam eden baskınlarla amaçlanan halka gözdağı vermek ve basılan yerleri sadece talan edip eşyaları yağmalayıp gitmek.

Adaletsizliği ortaya biz çıkarmadık ancak adaletsizliğe karşı mücadele edecek olan biziz. Direnişimizin her biri faşizme vurulan bir darbedir, direnişlerimiz halkın adalet özlemini dile getirir. AKP faşizmi baskınlarla, gözaltılarla, tutuklamalarla yaratacağımız direnişlere engel olamayacak. Bu baskılarınıza karşı da direnecek saldırılarınızı teşhir edeceğiz! Çünkü haklı olan güçlü olan meşru olan BİZİZ!
(…)
AKP faşizmi direnişçileri gözaltına alarak, tutuklayarak direnişleri yok edemez. Bizler halkız, bulunduğumuz her yerde yeni yeni adaletsizliklere karşı yeni direnişler yaratacağız.
GÖZALTILAR DERHAL SERBEST BIRAKILSIN!
HALKIZ,DİRENİYORUZ,KAZANACAĞIZ!”

-°-

İŞÇİ MECLİSİ: İŞÇİ SINIFININ EN UZUN DİRENİŞİ OLAN ŞİŞLİ DİRENİŞİÇİSİ TURUAN AKTAŞ GÖZALTINA ALINDI!
BU UZUN DİRENİŞİN ÖNCÜSÜ TURAN AKTAŞ’I TESLİM ALAMASINIZ!

İşçi Meclisi tarafından 22 Aralık günü yapılan açıklamada, şöyle denildi:

“Halka ve halk tarafından yürütülen direnişlere her yeni bir günde yeni bir saldırıyla uyanıyoruz. Bu saldırılarda asıl yatan neden ise bu direnişlerin halkın bağrından çıkması ve bu uzun direnişleri teslim alamamasıdır. Urfa’dan Şenyaşar ailesine Gülistan Doku’dan işçi sınıfının en uzun direnişlerinden Şişli direnişi Turan Aktaş ve ülkenin mihenk taşı haline gelen Yüksel direnişini teslim alamadıklarındandır.

Mao’nun dediği gibi “Eğer bir kişi, bir politik parti, bir ordu veya bir düşünce okulu düşman tarafından saldırıya uğramıyorsa, bu durum açıkça düşmanın seviyesine inmiş olduğumuz anlamına geleceği için, bunun kötü olduğunu düşünüyorum. Düşman tarafından saldırıya uğramak iyidir, çünkü düşmanla aramızda net bir sınır çizgisi çizmiş olduğumuzu kanıtlar. Düşmanın bize çılgınca saldırması ve bizi karalaması en iyisidir; bu, düşmanla aramıza net bir sınır çizgisi çizdiğimizi ve aynı zamanda görevimizde bir hayli başarıya ulaştığımızı kanıtlar.”

Evet, kesinlikle öyledir. Turan Aktaş ve Yüksel direnişçisi Mehmet Dersulu ve onlarla birlikte bir sabah operasyonuyla 21 Aralıkta evlerinden ve sokaktan işkenceyle alarak bu sözün doğruluğunu gösterir. Altı yıldır süren Yüksel Direnişi ve üç yıldır devam eden Şişli direnişi teslim alınamayacağının göstergesidir.
(…)
Ve CHP bir kez daha AKP ile ortaklaştınız, bir kez daha direnen emekçilere aynı pencereden baktınız biz bu gerçekliğinizi ve kara tarihinizi biliyoruz halkımıza da bunu anlatacağız ve emin olun hakkettiğiniz cevabı ve tavrı tarihte olduğu gibi bugün de alacaksınız.
Bir işçiyle Turan Aktaş’la laf yarıştıracak, saldıracak ve yalanlarınızla yıldırmaya kalkışarak acizliğinizi gösterdiniz ve kazandığı mahkemelere ve bu güne kadar devam ettirdiği direnişe rağmen işine geri almamanız başta işçi sınıfına ve halka olan gerçek düşmanlığınızı göstermektedir.
Sanmayınki AKP ile ortaklaştığınız bu operasyonda Turan Aktaş’ı tutuklar veya bir kez daha ev hapsi verirse bu direniş biter, bu direniş ancak Aktaş’ın HAKKI OLAN İŞİNE GERİ ALINMASIDIR bu kadar net ve açıktır.
(…)
AKP Ankara merkezli olduğunu burjuva medyadan öğrendiğimiz bu operasyona derhal son vermeli, direnişçileri ve direniş dostlarını koşulsuz derhal serbest bırakmalıdır.”

Sosyal ağlarda paylaşın