“Deprem Değil Kapitalizm Öldürür”

26 eylül günü İstanbul’da bir deprem yaşandı. 5,2 şiddetindeki depremde şu ana kadar gelen bilgilere göre can kaybı yok. Ancak uzmanlar bu depremin tehlikeli sinyal olduğu konusunda ortak fikre sahip.

İTÜ’de konu ile ilgili araştırma yapan bilim insanları bir açıklama yaptı.  Kumburgaz fayının uzun süredir kırılmadığı ve Marmara Denizi’nde olması beklenen depremin de bu fay segmentinde gerçekleşeceğinin düşünüldüğü anlatılan açıklamada, “Son iki günde meydana gelen 4.6 ve 5.7 büyüklüğündeki iki depremin tam kilitli Kumburgaz fay segmentinin uç noktasında olması durumun kritikliğine işaret etmektedir” denildi.

Açıklamada özetle şu bilgiler yer aldı:

Kuzey Anadolu Fayı’nın Marmara Denizi’nin içine giren kısmı (ve buna bağlı ikincil faylara) yer bilimcilerce genel olarak ‘Marmara Fayı’ diye adlandırılmaktadır. Bu fay, davranışı her yerinde aynı olan bir fay değildir. … Marmara Fayı üzerinde depremsellik yönünden suskun olan (dolayısıyla kırılması beklenen ve ekteki Marmara denizi fay haritasında sismik boşluk olarak adlandırılan) bir ucu Silivri açıklarında ve diğer ucu da Avcılar’ın güneyi olan Kumburgaz fay segmentidir.

Deniz tabanında yapılan jeoloji, jeodezi ve sismoloji çalışmaları Kumburgaz fayının çok uzun bir süredir kırılmadığı, kilitli olduğu ve Marmara Denizi’nde olması beklenen depremin üzerinde olacağı düşünülen fay segmentidir. Son iki günde meydana gelen 4.6 ve 5.7 büyüklüğündeki iki depremin tam kilitli Kumburgaz fay segmentinin uç noktasında olması durumun kritikliğine işaret etmektedir.

 Bilimsel göstergelere dayanarak, mevcut sismik aktivitenin dikkatle takip edilmesi ve gerekli tedbirlerin alınması yönünde hareket edilmelidir.”

Kısacası harekete geçen bir fay hattı var . Deprem artık çok yakın tehlike… İstanbul’da yaşanabilecek büyük deprem ile ilgili çokça yazıldı çokça çizildi. Olacağı kesin olan deprem ile ilgili yerbilimcilerin, bilim insanlarının onlarca hatta yüzlerce  açıklaması var: “GELİYOR ÖNLEM ALIN” diye.

Son yaşanan deprem ile de ilgili aynı açıklamayı yapıyor bilim insanları. Peki İstanbul’da depreme karşı alınan bir tedbir var mı ? VAR !  Zengin evleri alabildiğine depreme dayanıklı yapılıyor.

Peki ya yoksullar ?

TAKDİR-İ İLAHİ Mİ?

Depremde yerle bir olacak yüzbinlerce yapının bir tanesinde zenginler oturmuyor. Olası depremde yüzbinlerce insanın öleceği öngörülüyor ve bunların hepsi yoksul halk olacak.

Zenginin daha zengin fakiri daha fakir eden düzen fakire değil depreme dayanıklı ev, başını sokacak evi bile çok görüyor. Hangimiz ucuz kira ile bir ev bulduğumuzda evin depreme dayanıklı olup olmadığını sorarız ki ?

Deprem ülkemizin gerçeği. Ve tüm bilim insanları şu konuda hem fikir: Deprem değil bina öldürür. Yani deprem değil Kapitalizm öldürür.  Depreme dayanıksız yapılaşma sistem sorunudur. Deprem gerçeği olan bir ülkenin imarlaşması da deprem gerçeğine göre olmalıdır. Ve bunu sağlayacak olan devlettir. Hükümetlerdir. Evet binalar depreme dayanıklı olmalıdır ancak çok açık görünüyor ki  1999 depremine rağmen bu yönde hiç bir tedbir alınmadı ve hala alınmıyor.

İstanbula’da olası depremin sebep olacağı yıkıma karşı AKP iktidarı döneminde alınmış bir tedbirden bahsedilemez. Hatta deprem anında toplanma alanlarını dahi yandaşlarına peşkeş çeken AKP iktidarı bu gün deprem yaşansa , “Takdir-i İlahidir” yalanını atmaktan başka bir şey yapacağını düşünen yanılacaktır. Hep aynı yalanı atarlar çünkü.  Ancak bu takdir-i ilahi her nedense sizleri bulmaz! Hep yoksulu bulur.

Deprem tehlikesine karşı da halkın komiteleşmesi ve kendi göbek bağını kendisi kesmesi gerekecektir. Depremde ölmemek için komiteleşerek önlem almalı. Hem devlete depreme karşı önlem alması için baskı yapması için  hem de devletin görevini yerine getirmediğinde yıkılan binaların altında kalmamak için kendi örgütlenmelerimizi yapmaktan başka yolumuz yoktur. Bu da komiteler kurmak demektir. Depremde yüzbinlerle ölmemek için  komiteler ile mücadele edelim.  

Sosyal ağlarda paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.