Avrupa’da Direnişler Sürüyor. Zaferler De… – Video Röportaj

Cahit Zorel direnişi yine kazandı. Mahkeme olumlu karar verdi.

Avrupa birkaç ülkede çadırlar ile , giyilen kırmızı önlükler ile direnenlere tanıklık ediyor. Almanya’da, Avusturya’da, Belçika’da, Fransa ve İngiltere’de yapılan direnişlerin tamamında ortak slogan “devrimcilik yapmak suç değil görevdir”. Kırmızı önlüklülerin tamamı benzer şekilde tehdit ediliyorlar. Oturum hakları verilmeyerek veya olan oturumlarını geri alarak mağdur ediliyorlar. Avrupa devletleri bir hakkın kullanımını engelleyerek tehdit ediyor.

Buna karşı aylardır direnişler yapılıyor. Ve hala da devam ediyor. Direnenler Direnişler Meclisi’ni kurdular.

Zaferler de elde ediliyor.

En son Almanya’da Cemaat Ocak 131 günlük kararlı direnişi sonucunda zafer kazanmış, haklarını geri almıştı.

Geçen sene devrimci düşüncelerinden dolayı 18 yıldır oturum hakkı verilmeyen Cahit Zorel, 70 günlük direnişi sonucunda kazanmış,  direnişini sonlandırmıştı.  Mahkeme kararına göre oturum hakkının verilmesi gerekirken yeniden oturum hakkının alınması üzerine geçtiğimiz Nisan ayında yeniden direnişe başladı.  130 km’lik yürüyüş ile başlattığı eylemine yine geçen sene direnişini yaptığı mahkemenin önünde devam ettirdi.

DİRENEN KAZANIR

Yaptığı canlı yayında mahkeme kararının çıktığını duyunca kendisini ziyaret ettik. Kendisine “kazandın tebrikler” dememiz üzerine teşekkür ettikten sonra şunları söyledi:

“Direnişim boyunca bunun altını çizdim. Sadece kendi oturumum için yaptığım bir direniş değil. Bu basit bir kağıt meselesi hiç değil. Ben düşünce özgürlüğünü  savundum. Belçika devleti devrimciliği suçmuş gibi göstermeye çalışıyor, bunu yapmaya devam edecektir. Bunu muhakkak birilerinin üzerinden yapacaktı.

Yani düşünceleri ile yaşamak isteyen, devrimciliğin onurlu yaşamında ısrar eden herhangi birine yapacaklardı. Muhakkak benden önce de birilerinin oturum hakkı ellerinden alınmıştır. Ama buna karşı bilinen bir direniş olmamıştı.

Devrimciliğe, düşünce özgürlüğüne yapılan saldırıya barikat olmalıydık. Bu saldırıyı susarak geçiştirip, kimseye duyurmamış olsaydık onuru ile yaşamak isteyen herkese saldırıla bilecekti.  Bu yüzden Belçika’da bu şekil bir direniş ilk idi. Bu anlamı ile direnişim bireysel değil. Tek beni ilgilendiren değil düşünce özgürlüğünü, devrimciliği savunan herkesi ilgilendiren bir eylemdi.”

Biraz görüntü almak istedik. Kabul etti:

Sosyal ağlarda paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.