Alman Adalet Bakanı kaçmaya çalışıyor, adalet talebi kovalamaya devam ediyor.

19 ve 20 Ağustos tarihinde federal adalet bakanlığı dahil Almanya’nın tüm federal kurumları, geleneksel olarak yaptıkları açık kapı etkinlikiği gerçekleştirdiler. 129ab komitesinin de Adalet Bakanı ile görüşme amacıyla katıldığı etkinlikte Adalet bakanı Marco Buschmann sahneye çıkıp bir konuşma yaptı.
Saat 13-14 arası programlanan konuşmasının ikinci bölümünde açık mikrofon şeklinde halkın sorularına cevap verecekti.

Faşist 129 Yasası Kaldırılsın Komitesi, Marco Buschmann’a 155 gündür süren süresiz açlık grevi ve onunla birlikte açlık grevinin talepleri ile ilgili sorular sormak için Adalet Bakanlığı’na girip etkinliğe katıldı. Marco Buschmann sahnede moderatörün sorularını yaklaşık yarım saat boyunca cevapladı. Sadece kendi propagandasını yaptıktan sonra yarım saat boyunca sorulara cevap vermesi gerekiyordu. İlk soruyu aldığında 129ab komitesi de sahnenin önüne doğru gidip doğrudan adalet bakanının önüne geçip soru sormak istediklerini belirtti. Buschmann ilk soruya cevap verdikten sonra moderatör müdahale etti ve soru sorma bölümünün sona erdiğini, daha fazla zamanın kalmadığını belirtti.
Adalet Bakanlığı halkın ve basının önünde soru sormasını istemediği görülüyordu. Adalet Bakanlığı’nın meşru direnişe dair söyleyeceği tek bir sözü yok gibi görünüyordu. Dünyaya insan hakları dersi verme ikiyüzlülüğü ile bilinen Almanya emperyalizminin Adalet Bakanı direniş ile ilgili sorulacak soruları engellemek için programı daha başında iptal etmek zorunda kaldı. Saat 14’e kadar ilan edilen açık mikrofon etkinliği 5 dakika içerisinde apar topar bitirildi.

Bakan Buschmann, Bakanlığın avlusunda açılan çeşitli stantları gezerek oradaki çalışanları ziyaret edip yine kendi propagandasını yapacaktı. Önceden hazırlanmış sorulara önceden hazırlanan cevaplar verip stantlarda pozlar vererek sorunsuz bir propaganda etkinliği yapacağını düşünüyordu belli ki.


Kapısının önünde süren direnişle yüzleşmek zorunda kaldı.

Stand gezisi başladı. Direnişçi Eda Deniz Haydaroğlu ve 129ab komitesi Buschmann’ın karşısına çıkıp soru sormak istediğini belirtti. Önce ‘birazdan konuşabiliriz’ diye cevap verip ilk standa geçti. Bu esnada Eda Deniz Haydaroğlu ve 129ab komitesi elemanlarının, sağı solu sivil ve çevik kuvvet polisleriyle sarıldı. Komite üyeleri bakanı tek bir saniye gözümüzden kaçırmamak için yoğun çaba gösteriyordu. Paniğe kapıldıkları her hallerinden belli olan polisler, sürekli ‘bakanın peşini bırakmıyorlar’, ‘ısrarla bakana soru sormak istiyorlar’ vb anonslar yapıyorlardı telsizden. Buschmann ikinci standa geçerken sekreteri komite elemanlarının yanına gelip ‘ne sormak istiyorsunuz?’ diye sordu. Buschmann’ın kendisine sormak istediklerini belirtmelerinin üzerine ısrarlı oldu ancak bakanın kendisi ile görüşmede de ısrar edildi. Bir şekilde fırsatını bulup bakanla görüşebilen direnişçiler ve komite elemanları ‘Biz kapınızın önünde kurulan direniş çadırından geliyoruz. 155 gündür süren bir açlık grevi var ve taleplerin muhatabı sizsiniz. Neden cevap vermiyorsunuz veya bir açıklamada bulunmuyorsunuz?’ dediler.

Bakan taleplerinin süren bir davayla ilgili olduğunu, o yüzden karşılık vermediğini çünkü mahkemelere müdahalede bulunamayacağını belirtti. Taleplerin arasında sadece bir tanesinin süren bir davayla ilgili olduğunu, diğer bütün taleplerin genel hukuk sistemiyle alakalı olduğunu söylediklerinde, ‘Öyleyse bana taleplerinizi gönderin ve ben tekrar bakayım ama dediğim gibi bana verilen bilgi o yöndeydi’ dedi. Buschmann’a birçok milletvekili, hukukçu ve bilim adamı tarafından eleştirilen ve hem geçmişiyle hem de günümüzdeki kullanılmasıyla ilgili sorunlu olan 129 yasasının kaldırılmasını talep ettiklerini, ayrıca dijital delillerle ilgili yasal düzenleme talep ettiklerini, bu haliyle delillerin sadece hâkimin kanaatine bırakılmış olduğunu belirtti.

Bunlara Buschmann şu şekilde cevap verdi: ‘Biz şu an ceza hukukunda sorunlu yasa maddelerini inceliyoruz, bunların üzerinde çalışıyoruz ve bu yasaları değiştirmeyi, gerekirse de kaldırmayı öngörüyoruz. Bu maddeler arasında sizin bahsettiğiniz yasa da var. Muhtemelen birkaç hafta içinde bu çalışmanın sonuçlarını açıklayacağız ama şimdiden size bilgi veremiyorum. Dijital delillere gelince; Elbette bir hâkim dijital uzman değildir ve o yüzden karar vermekte zorlandığı noktada bilirkişiler çağırıyor. Bu inşaatla ilgili davalarda da öyledir. Hâkim inşaatçı değil, o yüzden inşaat konularında bir bilirkişi çağırıp ondan bilgi alır’.

Yine dayanamayıp öğretmen edasında ders vermeye çalışan Buschmann’a şu şekilde cevap verdiler; ‘Bilmiyoruz siz hiç politik bir davaya katıldınız mı ama bu işler böyle olmuyor.’ Buna şiddetle karşı çıktığını göstermeye çalışan Buschmann, ‘Almanya’da politik davalar yoktur, mahkemeler bağımsız karar verirler’ dedi, biz ise 129b davalarında soruşturmanın açılması için bu bakanlığın talimat vermek zorunda olduğunu söyledik. ‘129b davasına siz bizzat talimat veriyorsunuz’ dedik. ‘Ama ben bu kararları politik olarak vermiyorum, Federal Almanya’nın uluslararası çıkarlarını gözeterek yapıyorum’ diye cevap verdi. Bu çelişkili cümlenin üzerine biz onun sorumluluğuna vurgu yapmaya devam edince ‘özür dilerim devam etmeliyim, çok fazla insan var, ama biz bu konuda kapalı değiliz, konuşabiliriz. Bizi beğenmiyorsanız eleştirebilirsiniz, bu sizin hakkınız. Ama dediğim gibi, biz o dediğiniz konularla ilgileniyoruz zaten’ diyerek konuşmayı kesmeye çalıştı. Komite elemanları ayrılmadan önce tekrar görüşme taleplerini ilettiler.

Buschmann’ın sekreteri kartını verip taleplerini bizzat bakana aktarıp randevu vereceğine dair söz verdi. Bu sözü aldıktan sonra adalet bakanlığından ayrılan komite elemanları “Taleplerimiz açık ve nettir. Biz bu meşru taleplerimiz için 155 gündür hücre hücre eriyerek direniyoruz. Ve bakanlığın bize verdiği sözün takipçisi olacağız. Görüşme talebimizde ısrarlıyız. Marco Buschmann taleplerimizi dinlemekten, taleplerimize cevap vermekten, taleplerimizi karşılamaktan kaçamayacak!” ifadelerini kullandı…

Sosyal ağlarda paylaşın