AKP’nin şefi Erdoğan önceki gün partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada DAEŞ “halifesi” Bağdadi’nin ABD tarafından düzenlenen bir operasyonla öldürülmesi ile ilgili konuştu.
Konuşmanın tamamına damgasını vuran ise sarfettiği şu cümle idi:
“Bazı ülkeler milli güvenliklerine tehdit olarak gördükleri teröristleri her nerede olursa olsun bulup ortadan kaldırıyorlar. Öyleyse Türkiye’nin de aynı hakka sahip olduğunu kabul ediyorlar demektir. Buna ellerini sıktıkları, övgüler dizdikleri teröristler de dâhildir. İnşallah yakında bu konuda milletimize müjdelerimiz olacaktır.”
*
AKP ile IŞİD’in (DAEŞ’in) ilişkisi biliniyor.
AKP başından itibaren IŞİD’e her türlü desteği verdi. Hastaneler açtı, sınırda yollar açtı.
Ama tüm emperyalistler ve işbirlikçileri, bu tür örgütleri kullanır, gerektiğinde de buruşturup bir kenara fırlatırlar.
AKP ile IŞİD ilişkisi dikkate alındığında, Tayyip Erdoğan ve AKP şeflerinin Bağdadi’nin ölümüne üzülmüş oldukları da düşünülebilir. Fakat, burjuva politikasının ve bağımlılığın kurallarını iyi bilen Erdoğan, bu üzüntüsünü ifade edecek cesarete de sahip değildir. Onun için bağlılık, vefa, vazgeçilmez ittifak vb. yoktur.
Çıkarları uygunsa Bağdadi’yi destekler, çıkarları farklılaştığında Bağdadi’yi de satar.
*
Tayyip Erdoğan’ın açıklamasının diğer önemli noktası ise şudur:
Erdoğan, Bağdadi’nin öldürülmesini kullanıp, kendi infazlarına, katliamlarına meşruluk sağlamak istiyor.
“Ben de kendi düşmanlarımı başka ülkelerde hiç bir yasa tanımaksızın vururum” demeye çalışıyor. Erdoğan’ın terorist tanımının ne kadar geniş bir yelpazeyi kapsadığı gözönüne alındığında açık ki bu sözlerle, tüm muhalif kesimler hedef alınmakta ve tehdit edilmektedir.
Bugüne kadar sayısız katliamın, infazın, kaybetmenin dıoğrudan sorumlusu ve faili olan Tayyip Erdoğan’ın bahsettiği müjdenin nasıl ve ne şekil bir katliam olduğu yakında belli olur.
