ABD’nin Kalifornia eyaletinin Los Angeles kentinde başlayan ve şiddetli rüzgarın etkisiyle yayılan orman yangınları devam ediyor.
7 Ocak Salı günü başlayan ve kontrol altına alınamayan yangında şu ana kadar 10 kişinin öldüğü açıklandı. Yetkililer, bu sayının daha fazla olabileceğini, yangının sürdüğü alanın tümünden bilgi alınamadığını belirtiyorlar.
Yangın bölgesinde okullar kapatıldı, bazı yerlerde sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Bölgede, on binlerce konuta elektrik verilemiyor. Yangında lüks mağazalar, milyon dolarlık malikaneler de yanarken, ormanlık alanda oturan halktan insanların çaresiz bırakıldığı görülüyor.
Basında yapılan yorumlarda, bu durumu fırtınanın şiddetiyle açıklamaya çalışıyorlar.
Ama gerçek bu değil. Gerçek, emperyalist ABD devletinin bu tür afetlere, felaketlere karşı önlemlerinin yeterince olmamasıdır.
Los Angeles’ta yetkililer tüm kentin tehdit altında olduğu uyarısını yapıyor. Hollywood Tepeleri’ni de etkileyen yangınların üçü kontrol altına alınmış değil… Kentin yerel yöneticilerinden Kathryn Barger, durumun vahametini anlatırken yangının “yüzde 0” kontrol altında olduğunu söyledi.
Los Angeles İtfaiye Şefi Anthony Marrone, ajansa yaptığı açıklamada ekiplerinin ortaya çıkan felaketin ölçeği ve hızıyla mücadele etmekte zorlandığını belirtti ve “Elimizden gelenin en iyisini yapıyoruz ama Los Angeles County’de bu konuyla ilgilenecek yeterli itfaiye personelimiz yok” diyor.
ABD yönetiminin yangın karşısındaki acizliği üzerine yapılan açıklamalarda;
- Los Angeles’ta yangın musluklarında su olmadığı,
- Federal Acil Durum Yönetim Kurumunun (FEMA) parasının bulunmadığı,
- Kaliforniya yönetiminin tatlı suyu sulak alanlara ve vahşi yaşama yönlendirdiğini ve bunun yangınla mücadelede kullanılan su kaynaklarını kuruttuğu… belirtiliyor.
Dünyanın dört yanına onbinlerce asker gönderen, yüzlerce ülkede üsler açan, her yere füzeler gönderen emperyalist devlet, ülkesindeki afetlere karşı önlem almıyor.
Fırtınalar, yangınlar karşısında aciz kalıyor.
Halk için örgütlenmeyen tüm emperyalist, faşist devletler, afetler karşısında aynı durumu yaşıyorlar ve bunun faturasını halklar ödüyor.
