Haziran ayaklanması, AKP iktidarının, 18 yıllık iktidarının en korkulu kesitlerinden biridir. Haziran ayaklanmasından duyduğu korku, AKP hukuksuzluğunun, adaletsizliğinin baş nedenlerinden biridir. AKP, halktan, halkın örgütlü güçlerinden ve halk ayaklanmalarından duyduğu korkuyu, adaletsizlikle, hukuksuzlukla terör estirerek bastırmaya çalışmaktadır. AKP faşizminin yargısının Gezi Davası olarak bilinen davadaki tutumu da böyle oldu. Ve ayaklanmada yer alan veya destekleyen insanlara haksız, hukuksuz cezalar yağdırıldı. Halen "Gezi davası"ndan tutuklu bulunan Can Atalay, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Mine Özerden, Mücella Yapıcı, Osman Kavala ve Tayfun Kahraman, önceki gün yazılı ortak bir açıklama yaparak, kararla ilgili değerlendirmelerini ve Anneler Günü ile ilgili dileklerini paylaştılar. Açıklamada şöyle denildi: 25 Nisandan beri seslerini seslerimize katan; adaletsizliğe, kuyruklu yalanlara, hukuk tanımazlığa itiraz eden milyonlarca insanımız umudumuza umut, gücümüze güç kattı. Başta amansız polis şiddetiyle evlatlarını yitiren Gezi Anneleri olmak üzere tüm annelerin ve canımız annelerimizin anneler gününü canı gönülden kutlarız… Önceki dönem cumhurbaşkanlarından, kendi elleriyle poster yapan gençlere; siyasal parti genel başkanlarından, sosyal medyada itirazlarını dillendirenlere; konuyu gündemde tutan basın emekçilerinden, meslek odaları e demokratik kitle örgütlerine; aydın, sanatçı ve yazarlardan konuya kulak kabartan tüm insanlara selam ve teşekkür ederiz. Konu bizler değiliz! Asıl mesele güzel ülkemizde insanlık, vicdan, adalet ve hukuktan en asgari düzeyde dahi bahsedip bahsedilmeyeceğidir. Ya kin ve kibir baskın olacak ya da kardeşlik, eşitlik, özgürlük ve demokrasi kazanacak. Biz adaleti, kardeşliği, vicdanı, özgürlüğü ve tabii ki Gezi’yi savunacağız. ‘Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür Ve bir orman gibi kardeşçesine, Bu hasret bizim…’"
Sosyal ağlarda paylaşın
