Siyasi Gerçekler Komitesi’nin 17. Açıklaması: Yoldaşlığın Adı – Sibel, Gökhan, Hasan

Yazının tamamını okumak için:

https://drive.google.com/file/d/1hZLfZmBBpTKEvuov8M6tpsrDaUxZobVm/view

17 Temmuz 2022; HASAN KARAPINAR, GÖKHAN YILDIRIM’ LA TELEFONLA KONUŞUYOR.

*Biri onu yaşatmak için ÖLÜRKEN, öbürü YAŞAMA
SARILIYOR.
Yoldaşlık, birbirinden güç almak ve aldığın güçle
savaşabilmektir.
Yoldaşlık ömrünü ömrüne katmaktır.
Gökhan ömrünü Hasan’a katıyor.
İYİ Kİ VARSIN YOLDAŞLIK!

  1. YOLDAŞLIK, Biri ÖLÜRKEN, öbürü YAŞAMA SARILIYOR.

Gökhan ve Sibel hasta tutsaklar tedavi edilsin diye ölüme giderken, Hasan yaşama sarılıyor.

2.Dimitrov’un dediği gibi: “DÜNYA PROLETARYASI, BURJUVA DEMOKRASİSİ HAKLARINI ALABİLMEK İÇİN KAN REVAN İÇİNDE KALMIŞTIR VE BU HAKLARINI DA ELİNDE TUTABİLMEK İÇİN, TABİİ Kİ BÜTÜN GÜCÜYLE SAVAŞACAKTIR.

“Bizde bütün haklarımız ve özgürlüklerimiz için savaştık ve Bağımsız Demokratik bir Anadolu’yu kurana kadar da SAVAŞMAYA DEVAM EDECEĞİZ. *AKP İKTİDARININ HASTA TUTSAKLAR İÇİN EK BİR YASA ÇIKARTMASINA GEREK YOKTUR.16. MADDEYİ UYGULAMASI YETERLİDİR.

*NEDİR İnfaz Kanunu’nun 16. maddesi?”(6) (Ek: 24/1/2013-6411/3 md.) Maruz kaldığı ağır bir hastalık veya engellilik nedeniyle ceza infaz kurumu koşullarında hayatını yalnız idame ettiremeyen ve toplum güvenliği bakımından ağır ve somut tehlike oluşturmayacağı değerlendirilen mahkûmun cezasının infazı üçüncü fıkrada belirlenen usule göre iyileşinceye kadar geri bırakılabilir.”

*Bu yasa ek maddesi bir tutsağın:-ağır bir hastalığı varsa-engelliliği varsa-hapishane koşullarında yaşamını tek başına sürdüremiyorsa, cezasının infazı geri bırakılabilir.-hasta iyileşinceye kadar tekrar tutuklanmaz…diyor.

AKP İKTİDARI DEVRİMCİLERE YÖNELİK SINIF KİNİ VE DÜŞMANLIĞI,EMPERYALİZMİN DEVRİMCİLERİ, TECRİT, TASFİYE VE İMHA POLİTİKASI GEREĞİ,DEVRİMCİ TUTSAKLARI TAHLİYE ETMEYEREK HAPİSHANELERİ BİZE MEZAR YAPMAK İSTİYORLAR.

Ancak faşizm, bu yasanın uygulanmasını keyfi hale getirmiş ve bir şarta bağlamıştır.

“Toplum güvenliği bakımından ağır ve somut tehlike”oluşturup oluşturmadığına Emniyet Genel Müdürlüğü’nden istenen bir raporla karar verilecekdenmiştir. “Toplum güvenliğini tehdit” kavramı devlet açısından DEVRİMCİLERDİR. Toplum dedikleri ise aslında burjuvazidir. Burjuvaziyi ve onun iktidarını korkutandevrimciler yukarıda sayılan hastalık tanımına uysa da tahliye edilmeyebilirler.

Yani KARAR TAMAMEN SİYASİDİR.

AKP İKTİDARI DEVRİMCİLERE YÖNELİK SINIF KİNİ VE DÜŞMANLIĞI,EMPERYALİZMİN DEVRİMCİLERİ, TECRİT, TASFİYE VE İMHA POLİTİKASI GEREĞİ,DEVRİMCİ TUTSAKLARI TAHLİYE ETMEYEREK HAPİSHANELERİ BİZE MEZAR YAPMAK İSTİYORLAR.

***

*HASAN KARAPINAR HAPİSHANELERİN NASIL BİR MEZARA DÖNÜŞTÜRÜLDÜĞÜNÜ,HASTA TUTSAKLARIN KOŞULLARINI ŞÖYLE ANLATIYOR:

*HASAN KARAPINAR’IN HALKIN GÜCÜ TV İLE YAPTIĞI RÖPORTAJ:

HASAN KARAPINAR: Tecrit politikasının bir devamı olan, sağlık sorunu da olan bir sorun… Düşünün, bugün kaldığımız hapishanede 1000’e yakın insan var VE 1000’E YAKIN İNSANA SADECE BİR TANE DOKTOR BAKIYOR, HAFTADA BİR GÜN REVİR HAKKIN VAR. 1 TANE HEMŞİRE VAR. O DA MESAJ SAATLERİNDE DURUYOR. Bu durumda hani dilekçe yazıyorsun gidiyorsun, örnek yani herhangi bir sağlık sorunuyla ilgili, orada bile 5 DAKİKA AYIRIYOR SANA DOKTOR. Derdini anlatamıyorsun. Yanında seni götüren gardiyan var, sağlıkçı gardiyan var, herşeye karışan, yön veren… Gittiğin zaman, bir şeyi yoktur, bu psikolojiktir deyip seni yolluyor. Birçok hasta rahatsızlıkların oluşmasının nedenlerinden bir tanesi bu. Çünkü sen gidiyorsun, rahatsızlığını dile getiriyorsun ve seni orada ne yapıyorlar, gönderiyorlar. Koşulları yok. HASAN KARAPINAR:ŞUBAT AYINDA PET ŞEKİLDİ, 1.5 ay sonra sonucu çıktı. Sonrasında biopsi yaptılar. 1.5 ayda biopsinin sonucu çıktı. Hapishaneye girmeden önce iyi huylu olduğunu öğrendiğimiz tümörün kötü huyluolduğunu, 3-4. evre arasında olduğu öğrendik. Acilen kemoterapi tedavisine başlamam gerektiğini söyledi doktor.İlk Pet çektirmeye gidemedim.Doktorla biz çok muhatap olamadık. İnfazcı sağlık memurunun inisiyatifinde oluyor. Nasıl gitmem gerekiyor diyesordum. Tok gitmen gerekiyor denildi. TOK GİTTİM, ÇEKTİREMEDİM, ÇÜNKÜ AÇ GELMEN GEREKİYOR

Bu ertelendi. Doktorlardan kendi sağlığınla ilgili doğrudan ve sağlıklı bilgi alamamak. Arkasından ilk kemoterapi 3 Haziran’da hapishanede geçti. Toplam 9 saat sürdü. İnsan bir sürü önyargıyla gidiyor. Nasıl bir süreç işliyor bilmiyoruz. 5 saatlik bir serumle damla damla kemoterapi ilaçlarını veriyorlar. Vücudum alerji oldum ondan sonra 1.5 saat ertelendi. Akşam 6’dagitmişiz, hapishaneye gittik.

ORANIN KOŞULLARI KEMOTERAPİ SÜRECİNDEN SONRA UYGUN DEĞİL ,ama biz kendi şartlarımıza uyarak yaptık. İki gün kokuya duyarlılık, kusma, mide bulantısı, isal, hazımsızlık oldu. Bağırsak sistemi bitiyor. Kemotepi iyi olan hücreleride götürüyor. İçeride bağışıklık sisteminin çökmesinden kaynaklı bağışıklık sistemi dışarıdan güçlendirilmesi gerekiyor. Mide koruyucu ilaçlar, antibiyotik, hepatit taşıyıcısı olduğum için canlanmaması için ilaç alıyorum. Ağız gargarası alıyorum. Diş etleri, boğazı bakterilerden korumak amaçlı 3 kez yapılıyor. Daha dikkatli olmak gerekiyor. Hijyen ve temizlik konusunda daha fazla dikkatli olmak gerekiyor.

HALKIN GÜCÜ TV: İçeride nasıl etkilendi?

HASAN KARAPINAR: Az insanla görüşüyorsun, 3 kişisin hücrede. Daha temiz bir ortam oluyor. Ama LAVABONUN ALT BORUSU PATLAMIŞ, YIKADIĞIN BÜTÜN SU AŞAĞIYA DÖKÜLÜYOR. Paspas yapıyoruz.TAMİRATI İÇİN DİLEKÇE VERDİĞİMİZDE ÖDENEK OLMADIĞI İÇİN YAPMIYORLAR. SENİN SAĞLIĞINI DÜŞÜNEN BİR SİSTEM YOK. Sağlık için sorunlu bir yer.Az insanla sosyal ilişki. Beslenme sorunu. Kemoterapitedavisi alıyorsan iyi beslenmekten geçiyor. İçeride ulaşabildiğin herşey doktorların yeme dediği şeyler. Kapalı şeyleri yememeyi öneriyorlar.İşlenmiş gıda sağlıklı değil. İçeride herşey öyle. Ton balığı var, yemekler zaten nasıl yapıldığı hangi yag kullanıldı belli değil. 21 gün sonra etkisini gördük. Her kemoterapi seansının arasında 21 gün olması gerekiyor. Kan veriyorsun, kan değerine bakıyorlar. Ona göre kemoterapi yapıyorlar. 21 gün sonra 22 Haziran’dagittiğimde kan değerlerimin düşük olduğunu gördüm. KEMOTERAPİ TEDAVİSİNİ 1 HAFTA ERTELENDİ.

BU NE DEMEK, BESLENEMEMEK, GEREKLİ OLAN PROTEİNLERİ ALAMIYORSUN. HAYATİ, HIZLA MÜDAHALE ETMEN GEREKEN BİR DURUMDA HASTALIK SÜRECİNİ UZATMAN DEMEK. ALDIĞIN İLK İLAÇ SEANSININ BOŞA GİTMESİ DEMEK. Çok açık, müdahale ile iyi olabilecek bir hastanın bu şekilde tedavi sürecinin önünde bir engel yarattığını gözümüzle gördük. Sonrasında sonra tahliye olduk. Arkadaşlarımızın yanına geldik. Daha iyi olacağını düşünüyorum.

*HASAN KARAPINARHALK OKULU DERGİSİ İLE YAPTIĞI RÖPORTAJDA HASTALIĞININ HAPİSHANE KOŞULARINDA NASIL İLERLEDİĞİNİ ŞÖYLE ANLATMIŞTI:

HASAN KARAPINAR: Lenf kanseri teşhisi bir yıl öncesinde konmuştu. Sanırım Temmuz 2020’de. Ölüm orucunda şehit düşen, Grup Yorum üyesi İbrahim Gökçek’in cenazesinde gözaltına alınmıştım ve orada polis tarafından kaburgalarım kırılmıştı. Gözaltı sonrası yapılan çekimlerde doktor kaburgalarımın kırılmasının yanında dalağımın da büyüdüğünü söylemişti. Ve o günden sonra bir süreç işletildi ve Temmuz ayında lenf kanseri teşhisi kondu. Fakat iyi huylu olduğu söylenmişti. Üç ayda bir kontrol için gidiyordum ve o zaman gözlemleniyorduvedurum iyi huylu olmaya devam ediyordu. Bu anlamıyla hastalığım başlangıç aşamasındaydı ve sorun yoktu.

HASAN KARAPINAR: Öncelikle şöyle bir sorun vardı; BİRİNCİSİ RAHATSIZLIĞI HAPİSHANEDE ANLATMA SORUNU YAŞADIM. Revire gittiğimde lenf kanseri tedavisi gördüğümü bunun bir başlangıç olduğunu ve 3 ayda bir gözetim altında olmam gerektiğini söyledim. Yani bir hastaneye gidip kontrol ettirmem gerektiğini söyledim. Orada şöyle bir sorun yaşandı; REVİRDEKİ HEMŞİRE E-NABIZ’A BAKTIĞINI VE E-NABIZ DA BENİM SAĞLIK SORUNLARIMLA İLGİLİ BİR ŞEY GÖRÜNMEDİĞİNİ VE O YÜZDEN DE BİR SAĞLIK SORUNUM OLMADIĞINI SÖYLEDİ.Raporlarımı da arkadaşlar bana bir ay sonra yatırdılar ama HAPİSHANE İDARESİ ÇOK GEÇ VERDİ BANA. BU YÜZDEN 2-3 AY BEKLEMEK ZORUNDA KALDIM. Birazcık ciddiye almamalarından kaynaklı oldu.Tabi ki hapishanede ki koşulların, tutuklanmanın verdiği stresin rahatsızlığı hızla büyüten bir yanı vardır ama diğer taraftan da BİLİNÇLİ BİR POLİTİKA VAR. Nasıl bilinçli bir politika var? Mesela raporlar gelip revire gittiğimde “aa tamam öyleymiş” demediler. Ne yaptılar? “Sana bir kan testi yapalım” dediler. Kan testine gerek yok beni sevk edin dememe rağmen beni sevk etmediler. Kan testi yaptılar ve doktor bana demir eksikliğin var diyerek demir ilacı yazdı. Sorunun bir kanser rahatsızlığı olduğunu buna böyle demir ilacı yazarak bu sorunu çözemeyeceklerini anlattım. KENDİMİ ZORLA HASTANEYE SEVK ETTİRDİM.Ancak hastane kampusunda dâhiliye bölümüne sevk etti öncelikle. Oradan hematoloji bölümüne sevk ettiler.

BÖYLECE ARADAN BİR BUÇUK AY DAHA GEÇTİ. Yani BU SÜREÇ İÇERİSİNDE TABİ Kİ DE RAHATSIZLIK DAHA DA İLERLEMİŞTİR.Tutuklanmadan önce Ağustos ayının 20’sinde çektirdiğim PET çekiminde midemde lenf bezleri yoktu. AMA DÖRT AY SONRA ÇEKTİRDİĞİM PET’TE MİDEMDE 8 CM BÜYÜKLÜĞÜNDE LENF BEZLERİ ÇIKTI YANİ DOKTORUN DEYİMİYLE BİR YUMRUK KADARDI.Oda midemin şişmesine neden oluyordu. Bu durum HASTALIĞIN BİRÇOK ORGANA YAYILDIĞINI GÖSTERİYOR.HASAN KARAPINAR: Süreç zor bir süreç aslında. Birincisiring aracıyla gidiyorsunuz. RİNG ARACI ZATEN SAĞLIKLI BİR ORTAM DEĞİL. ORADA KAPALI VE HAVASIZ BİR ORTAMDA KALIYORSUNUZ. İkincisiYALNIZ GİDİYORSUNUZ, TEK BAŞINIZA BULUNUYORSUNUZ. Üçüncüsü ELLERİNİZ KELEPÇELİ.Ve hastaneye gittiğinizde de sizi havasız bir nezarethaneye koyuyorlar. İLK BAŞTA NORMAL KELEPÇENİN YANINDA KOLUNUZA İKİNCİ BİR KELEPÇE TAKILARAK ÇİFT KELEPÇE YAPMAYA ÇALIŞIYORLAR. BUNA İTİRAZ EDİYORSUNUZ ÇÜNKÜ İNSANİ BİR ŞEY DEĞİL. SİZE TASMA TAKILMASI GİBİ BİR DURUM.Bunu kabul etmeyerek tartışıyordum. Bu yüzden bazen 2-3 saat beklediğim oluyordu. Ama olsun sonunda irade olarak kazandığımız bir nokta oluyordu. BİR DİĞER SORUN HİÇBİR ŞEYİN NEDEN VE NASIL YAPILDIĞINA HAKİM OLAMIYORSUNUZ.Çünkü işlemleri infaz memuru yapıyor.Doktorun yanına giriyorsunuz, doktorla infaz memuru konuşuyor, DOKTOR SENLE MUHATAP OLMUYOR. KELEPÇENİ ÇIKARTMIYOR MUAYENE YAPARKEN…Bunların hepsi birer tartışma konusu ve hastalığın durumu, neler yapılması gerektiği hakkında bilinçli, olamıyorsun. Israr etmez ve tartışmazsan hiçbir konuda bilgi alamıyorsun. YANİ REVİRİNDEN HASTANE SEVKİNE,RİNGİNDEN JANDARMASINA, GARDİYANINDAN DOKTORUNA KADAR SORUN YAŞIYORSUN.Mesela üç tane doktor değiştirdim ben orada. Her gittiğimde ayrı bir doktor vardı. Bir şekilde seni muayene etmek, seninle ilgilenmek istemiyorlar. Ya da gidiyorsun DOKTOR SANA BİLGİ VERMEK YERİNE “EĞER DÜŞÜNDÜĞÜM GİBİYSE 2 AY SONRA ÖLEBİLİRSİN” GİBİ İNSANIN MORALİNİ, MOTİVASYONUNU, COŞKUSUNU BOZACAK SÖZLER SÖYLÜYOR.Tedaviden çok önüne çıkan engeller var orada. Birçok engeli aştık, tedavimi başlattık. Kanser 4. evreye geldi. Birinci kemoterapiye hapishanede girdim. Orada kemoterapiye girerken yalnızsın saatlerce tek başına bekliyorsun ve sadece kapıda seni gözetleyen güvenlik olarak duran jandarma var. YANINDA EŞİN-DOSTUNUN OLMASINI İSTERSİN AMA EŞİN-DOSTUN YOKTUR. Bu anlamıyla zor geliyor saatlerce beklemek. Damarından ilacı alıyorsun yedi saat boyunca orada oturuyorsun, düşünüyorsun, fiziken tek başınasın. Ama tabi ki tek başıma değildim. Yoldaşlarım, arkadaşlarım herkes yanımdaydı ama bir gerçeklikte vardı. Bu anlamıyla heraşaması zorluktu diyebiliriz.

***

*HASAN KARAPINAR TAHLİYE OLDUKTAN SONRADA HASTA TUTSAKLARIN HAKLARI İÇİN MÜCADELEYE DEVAM EDİYORLAR.

HASAN KARAPINAR: Faşizm koşullarında hiç bir hakkı sana vermezler, hiç bir hakkı kullandırtmazlar. Sen onda ısrarcı olursan, onun için mücadele edersen aslında o hakkı şey yaparsın… Bugün tedavi hakkı da aslında bizim, yıllardır siyasi tutsakların verdiği bir mücadelenin sonucunda aslında ortaya çıkan bir durum. Bu bir yanı bir yerden de haklarını tırpanlamak, haklarını almak istiyorlar yani. Bu mücadele sürekliliği getiren bir şey. Hasta tutsaklar meselesi de aslında bu mücadelenin bir parçası. Şu anda 1605 tane hasta tutsak var bildiğim kadarıyla. Birçoğu çok acil, hızla tedavi edilmesi gerekiyor. Bunun önünü açmak gerekiyor. Bu sürecin önünü açmak gerekiyor. Bir şekilde Ali Osman Abiyi ya da Yasemin Karadağ’ı sembolik olarak, onların çıkması demek, onların bu süreçte tedavileri için dışarı çıkarılması demek, diğerlerinin de yaşamlarını, hayatlarını kurtaracak bir noktada bakmak gerekiyor. Bu anlamıyla, mücadele etmemiz, daha önce de Güler Zere de olduğu gibi ısrarcı olmak gerekiyor. Şöyle düşünüyorum. ZATEN TAHLİYE OLDUĞUMDA DA, BİR HAFTA ÖNCESİNDE DE OLAN BİR KAMPANYA İLE ASLINDA ÇIKMIŞTIM, İNSANLARIN SAHİPLENMESİYLE ÇIKTIM.Bunu tabii ki asıl yaratan şey, Gökhan ve Sibel’in yarattığı direnişin sonucunda…İnsanlara da etki yapıyor. O DİRENİŞİN YARATTIĞI ETKİYİ, ONLARIN ÖLÜM ORUCU SÜRECİNDE YÜRÜTTÜĞÜ MÜCADELENİN SONUCUNDA ALDIĞIMIZ BİR SONUÇ.Ufak,küçük bir aldığımız meyvesi diye düşünüyorum tahliyeyi, kimsenin bize bahşettiği bir durum değil.

Aslında bir tarafta biz büyük bir aile olarak onda ısrarcı olduk. Arkadaşlarımız bu süreçte bir ölüm orucuyla birlikte bunu dillendirdiler. Bir yerlerden sonuç almak. Zaten yapılan bütün ölüm oruçlarında böyle değil midir?

Yoldaşlık, birbirinden güç almak ve aldığıngüçle savaşabilmektir.

*GÜLER ZERE ne demişti:

“Ben tek olsaydım, belki bu zorluğun karşısında duramazdım.

Ama sizlerin parmaklarını, parmaklarımın arasında hissedince, yürek atışlarınızı,

kendi yürek atışlarımın yanında bulunca…

İşte o zaman dimdiktim illetin karşısında.

Ve Dayı’mız, onun gözleri hep üzerimizde.

” Yoldaşlık, birbirinden güç almak ve aldığın güçle savaşabilmektir.

DAYI YOLDAŞLIK İÇİN ŞÖYLE DİYORDU:

“Yoldaş olmak, bir çift göz olmaktır, biri ağlarken diğeri gülemez.”

*Yoldaş olmak fedayı, emeği, sevgiyi, sahiplenmeyi, paylaşmayı gerektirir.

*Yoldaşlık, yoldaş dediğin aynı kavgayı verdiğin yoldaşından aldığın güçle mümkündür.

Yoldaşlık aynı gökyüzü altında belkide birbirini hiç görmeden aynı idealler ve hedefler uğruna mücadele etmektir.

*Yoldaşlık sevginin en güzel en içli ve en fedakarca somutlanacağı makamdır.

*Yoldaşlık duygusu bizden başka hiç kimsenin ne kadar onurlu ve güzel bir duygu olduğunu anlayamayacağı yegane duygudur.

*Yoldaşlık, yoldaşının kalbini kendi kalbin bilmektir. *Yoldaşlık sevgisi savaşma gücü verir.

*Yoldaşlık aynı amaç uğruna bedelleri göze alarak omuz omuza yürümektir.

Yoldaşlık Parti -Cepheli olmakla mümkündür.

Yoldaş…

Yoldaş ki Olmayınca uçulmaz Gövdemde kanattır

Yoldaş ki Çarpmayınca yaşanmaz Göğsümde yürektir

Yoldaş ki Damardan hayata Kanayan abıhayattır

Yoldaş ki

Halayda şen

omuz Omuz üstü candır

Yoldaş ki Paylaşmaya değer Hakikatli sevgidir

Yoldaş ki Bir insanın en İNSAN Onur ve umut halidir

Yoldaş ki Toprağımın üstünde Sımsıkı yumruk Ve ezgisidir

Bize ölüm yok…

Ümit İlter

HASTA TUTSAKLARA ÖZGÜRLÜK!

16. MADDE UYGULANSIN!

SİBEL VE GÖKHAN YOLDAŞLARI İÇİN ÖMÜRLERİNİ HEDİYE ETTİLER!

 

3Ancak faşizm, bu yasanın uygulanmasını keyfi hale getirmiş ve bir şarta bağlamıştır. “Toplum güvenliği bakımından ağır ve somut tehlike”oluşturup oluşturmadığına Emniyet Genel Müdürlüğü’nden istenen bir raporla karar verilecekdenmiştir. “Toplum güvenliğini tehdit” kavramı devlet açısından DEVRİMCİLERDİR. Toplum dedikleri ise aslında burjuvazidir. Burjuvaziyi ve onun iktidarını korkutandevrimciler yukarıda sayılan hastalık tanımına uysa da tahliye edilmeyebilirler. Yani KARAR TAMAMEN SİYASİDİR.*Bu yasa ek maddesi bir tutsağın:-ağır bir hastalığı varsa-engelliliği varsa-hapishane koşullarında yaşamını tek başına sürdüremiyorsa, cezasının infazı geri bırakılabilir.-hasta iyileşinceye kadar tekrar tutuklanmaz…diyor.AKP İKTİDARI DEVRİMCİLERE YÖNELİK SINIF KİNİ VE DÜŞMANLIĞI,EMPERYALİZMİN DEVRİMCİLERİ, TECRİT, TASFİYE VE İMHA POLİTİKASI GEREĞİ,DEVRİMCİ TUTSAKLARI TAHLİYE ETMEYEREK HAPİSHANELERİ BİZE MEZAR YAPMAK İSTİYORLAR.

4*HASAN KARAPINAR HAPİSHANELERİN NASIL BİR MEZARA DÖNÜŞTÜRÜLDÜĞÜNÜ,HASTA TUTSAKLARIN KOŞULLARINI ŞÖYLE ANLATIYOR:*HASAN KARAPINAR’INHALKIN GÜCÜ TV İLE YAPTIĞI RÖPORTAJ:HASAN KARAPINAR:Tecrit politikasının bir devamı olan, sağlık sorunu da olan bir sorun… Düşünün, bugün kaldığımız hapishanede 1000’e yakın insan var VE 1000’E YAKIN İNSANA SADECE BİR TANE DOKTOR BAKIYOR, HAFTADA BİR GÜN REVİR HAKKIN VAR. 1 TANE HEMŞİRE VAR. O DA MESAJ SAATLERİNDE DURUYOR.Bu durumda hani dilekçe yazıyorsun gidiyorsun, örnek yani herhangi bir sağlık sorunuyla ilgili, orada bile 5 DAKİKA AYIRIYOR SANA DOKTOR.Derdini anlatamıyorsun. Yanında seni götüren gardiyan var, sağlıkçı gardiyan var, herşeye karışan, yön veren… Gittiğin zaman, bir şeyi yoktur, bu psikolojiktir deyip seni yolluyor. Birçok hasta rahatsızlıkların oluşmasının nedenlerinden bir tanesi bu. Çünkü sen gidiyorsun, rahatsızlığını dile getiriyorsun ve seni orada ne yapıyorlar, gönderiyorlar. Koşulları yok.HASAN KARAPINAR:ŞUBAT AYINDA PET ŞEKİLDİ, 1.5 ay sonra sonucu çıktı. Sonrasında biopsi yaptılar. 1.5 ayda biopsinin sonucu çıktı. Hapishaneye girmeden önce iyi huylu olduğunu öğrendiğimiz tümörün kötü huyluolduğunu, 3-4. evre arasında olduğu öğrendik. Acilen kemoterapi tedavisine başlamam gerektiğini söyledi doktor.İlk Pet çektirmeye gidemedim.Doktorla biz çok muhatap olamadık. İnfazcı sağlık memurunun inisiyatifinde oluyor. Nasıl gitmem gerekiyor diyesordum. Tok gitmen gerekiyor

5denildi. TOK GİTTİM, ÇEKTİREMEDİM, ÇÜNKÜ AÇ GELMEN GEREKİYOR. Bu ertelendi. Doktorlardan kendi sağlığınla ilgili doğrudan ve sağlıklı bilgi alamamak. Arkasından ilk kemoterapi3 Haziran’da hapishanede geçti. Toplam 9 saat sürdü. İnsan bir sürü önyargıyla gidiyor. Nasıl bir süreç işliyor bilmiyoruz. 5 saatlik bir serumle damla damla kemoterapi ilaçlarını veriyorlar. Vücudum alerji oldum ondan sonra 1.5 saat ertelendi. Akşam 6’dagitmişiz, hapishaneye gittik. ORANIN KOŞULLARI KEMOTERAPİ SÜRECİNDEN SONRA UYGUN DEĞİL,ama biz kendi şartlarımıza uyarak yaptık. İki gün kokuya duyarlılık, kusma, mide bulantısı, isal, hazımsızlık oldu. Bağırsak sistemi bitiyor. Kemotepi iyi olan hücreleride götürüyor. İçeride bağışıklıksisteminin çökmesindenkaynaklıbağışıklık sistemi dışarıdan güçlendirilmesi gerekiyor. Mide koruyucu ilaçlar, antibiyotik, hepatit taşıyıcısı olduğum için canlanmaması için ilaç alıyorum. Ağız gargarası alıyorum. Diş etleri, boğazı bakterilerden korumak amaçlı 3 kez yapılıyor. Daha dikkatli olmak gerekiyor. Hijyen ve temizlik konusunda daha fazla dikkatli olmak gerekiyor. HALKIN GÜCÜ TV:İçeride nasıl etkilendi?HASAN KARAPINAR:Az insanla görüşüyorsun, 3 kişisin hücrede. Daha temiz bir ortam oluyor. Ama LAVABONUN ALT BORUSU PATLAMIŞ, YIKADIĞIN BÜTÜN SU AŞAĞIYA DÖKÜLÜYOR.Paspas yapıyoruz.TAMİRATI İÇİN DİLEKÇE VERDİĞİMİZDE ÖDENEK OLMADIĞI İÇİN YAPMIYORLAR. SENİN SAĞLIĞINI DÜŞÜNEN BİRSİSTEMYOK.Sağlık için sorunlu bir yer.Az insanla sosyal ilişki. Beslenme sorunu. Kemoterapitedavisi alıyorsan iyi beslenmekten geçiyor. İçeride ulaşabildiğin herşey doktorların yeme dediği şeyler. Kapalı şeyleri yememeyi öneriyorlar.İşlenmiş gıda sağlıklı değil. İçeride herşey öyle. Ton balığı var, yemekler zaten nasıl yapıldığı hangi yag kullanıldı belli değil. 21 gün sonra etkisini gördük. Her kemoterapi seansının arasında 21 gün olması gerekiyor. Kan veriyorsun, kan değerine bakıyorlar. Ona göre kemoterapi yapıyorlar. 21 gün sonra 22 Haziran’dagittiğimde kan değerlerimin düşük olduğunu gördüm. KEMOTERAPİ TEDAVİSİNİ 1 HAFTA ERTELENDİ. BU NE DEMEK, BESLENEMEMEK, GEREKLİ OLAN PROTEİNLERİ ALAMIYORSUN. HAYATİ, HIZLA MÜDAHALE ETMEN GEREKEN BİR DURUMDA HASTALIK SÜRECİNİ UZATMAN DEMEK. ALDIĞIN İLK İLAÇ SEANSININ BOŞA GİTMESİ DEMEK. Çok açık, müdahale ile iyi olabilecek bir hastanın bu şekilde tedavi sürecinin önünde bir engel yarattığını gözümüzle gördük. Sonrasında sonra tahliye olduk. Arkadaşlarımızın yanına geldik. Daha iyi olacağını düşünüyorum. *HASAN KARAPINARHALK OKULU DERGİSİ İLE YAPTIĞI RÖPORTAJDA HASTALIĞININ HAPİSHANE KOŞULARINDA NASIL İLERLEDİĞİNİ ŞÖYLE ANLATMIŞTI:

6HASAN KARAPINAR:Lenf kanseri teşhisi bir yıl öncesinde konmuştu. Sanırım Temmuz 2020’de. Ölüm orucunda şehit düşen, Grup Yorum üyesi İbrahim Gökçek’in cenazesinde gözaltına alınmıştım ve orada polis tarafından kaburgalarım kırılmıştı. Gözaltı sonrası yapılan çekimlerde doktor kaburgalarımın kırılmasının yanında dalağımın da büyüdüğünü söylemişti. Ve o günden sonra bir süreç işletildi ve Temmuz ayında lenf kanseri teşhisi kondu. Fakat iyi huylu olduğu söylenmişti. Üç ayda bir kontrol için gidiyordum ve o zaman gözlemleniyorduvedurum iyi huylu olmaya devam ediyordu. Bu anlamıyla hastalığım başlangıç aşamasındaydı ve sorun yoktu.HASAN KARAPINAR:Öncelikle şöyle bir sorun vardı; BİRİNCİSİ RAHATSIZLIĞI HAPİSHANEDE ANLATMA SORUNU YAŞADIM.Revire gittiğimde lenf kanseri tedavisi gördüğümü bunun bir başlangıç olduğunu ve 3 ayda bir gözetim altında olmam gerektiğini söyledim. Yani bir hastaneye gidip kontrol ettirmem gerektiğini söyledim. Orada şöyle bir sorun yaşandı; REVİRDEKİ HEMŞİRE E-NABIZ’A BAKTIĞINI VE E-NABIZ DA BENİM SAĞLIK SORUNLARIMLA İLGİLİ BİR ŞEY GÖRÜNMEDİĞİNİ VE O YÜZDEN DE BİR SAĞLIK SORUNUM OLMADIĞINI SÖYLEDİ.Raporlarımı da arkadaşlar bana bir ay sonra yatırdılar ama HAPİSHANE İDARESİ ÇOK GEÇ VERDİ BANA. BU YÜZDEN 2-3 AY BEKLEMEK ZORUNDA KALDIM. Birazcık ciddiye almamalarından kaynaklı oldu.Tabi ki hapishanede ki koşulların, tutuklanmanın verdiği stresin rahatsızlığı hızla büyüten bir yanı vardır ama diğer taraftan da BİLİNÇLİ BİR POLİTİKA VAR.Nasıl bilinçli bir politika var? Mesela raporlar gelip revire gittiğimde “aa tamam öyleymiş” demediler. Ne yaptılar? “Sana bir kan testi yapalım” dediler. Kan testine gerek yok beni sevk edin dememe rağmen beni sevk etmediler. Kan testi yaptılar ve doktor bana demir eksikliğin var diyerek demir ilacı yazdı. Sorunun bir kanser rahatsızlığı olduğunu buna böyle demir ilacı yazarak bu sorunu çözemeyeceklerini anlattım. KENDİMİ ZORLA HASTANEYE SEVK ETTİRDİM.Ancak hastane kampusunda dâhiliye bölümüne sevk etti öncelikle. Oradan hematoloji bölümüne sevk

7ettiler. BÖYLECE ARADAN BİR BUÇUK AY DAHA GEÇTİ.Yani BUSÜREÇ İÇERİSİNDE TABİ Kİ DE RAHATSIZLIK DAHA DA İLERLEMİŞTİR.Tutuklanmadan önce Ağustos ayının 20’sinde çektirdiğim PET çekiminde midemde lenf bezleri yoktu. AMA DÖRT AY SONRA ÇEKTİRDİĞİM PET’TE MİDEMDE 8 CM BÜYÜKLÜĞÜNDE LENF BEZLERİ ÇIKTI YANİ DOKTORUN DEYİMİYLE BİR YUMRUK KADARDI.Oda midemin şişmesine neden oluyordu. Bu durum HASTALIĞIN BİRÇOK ORGANA YAYILDIĞINI GÖSTERİYOR.HASAN KARAPINAR:Süreç zor bir süreç aslında. Birincisiring aracıyla gidiyorsunuz. RİNG ARACI ZATEN SAĞLIKLI BİR ORTAM DEĞİL. ORADA KAPALI VE HAVASIZ BİR ORTAMDA KALIYORSUNUZ. İkincisiYALNIZ GİDİYORSUNUZ, TEK BAŞINIZA BULUNUYORSUNUZ. ÜçüncüsüELLERİNİZ KELEPÇELİ.Ve hastaneye gittiğinizde de sizi havasız bir nezarethaneye koyuyorlar. İLK BAŞTA NORMAL KELEPÇENİN YANINDA KOLUNUZA İKİNCİ BİR KELEPÇE TAKILARAK ÇİFT KELEPÇE YAPMAYA ÇALIŞIYORLAR. BUNA İTİRAZ EDİYORSUNUZ ÇÜNKÜ İNSANİ BİR ŞEY DEĞİL. SİZE TASMA TAKILMASI GİBİ BİR DURUM.Bunu kabul etmeyerek tartışıyordum. Bu yüzden bazen 2-3 saat beklediğim oluyordu. Ama olsun sonunda irade olarak kazandığımız bir nokta oluyordu. BİR DİĞER SORUN HİÇBİR ŞEYİN NEDEN VE NASIL YAPILDIĞINA HAKİM OLAMIYORSUNUZ.Çünkü işlemleri infaz memuru yapıyor.Doktorun yanına giriyorsunuz, doktorla infaz memuru konuşuyor, DOKTOR SENLE MUHATAP OLMUYOR. KELEPÇENİ ÇIKARTMIYOR MUAYENE YAPARKEN…Bunların hepsi birer tartışma konusu ve hastalığın durumu, neler yapılması gerektiği hakkında bilinçli, olamıyorsun. Israr etmez ve tartışmazsan hiçbir konuda bilgi alamıyorsun. YANİ REVİRİNDEN HASTANE SEVKİNE,RİNGİNDEN JANDARMASINA, GARDİYANINDAN DOKTORUNA KADAR SORUN YAŞIYORSUN.Mesela üç tane doktor değiştirdim ben orada. Her gittiğimde ayrı bir doktor vardı. Bir şekilde seni muayene etmek, seninle ilgilenmek istemiyorlar. Ya da gidiyorsun DOKTOR SANA BİLGİ VERMEK YERİNE “EĞER DÜŞÜNDÜĞÜM GİBİYSE 2 AY SONRA ÖLEBİLİRSİN” GİBİ İNSANIN MORALİNİ, MOTİVASYONUNU, COŞKUSUNU BOZACAK SÖZLER SÖYLÜYOR.TTedaviden çok önüne çıkan engeller var orada. Birçok engeli aştık, tedavimi başlattık. Kanser 4. evreye geldi.Birinci kemoterapiye hapishanede girdim. Orada kemoterapiye girerken yalnızsın saatlerce tek başına bekliyorsun ve sadece kapıda seni gözetleyen güvenlik olarak duran jandarma var. YANINDA EŞİN-DOSTUNUN OLMASINI İSTERSİN AMA EŞİN-DOSTUN YOKTUR. Bu anlamıyla zor geliyor saatlerce beklemek. Damarından ilacı alıyorsun yedi saat

8boyunca orada oturuyorsun, düşünüyorsun, fiziken tek başınasın. Ama tabi ki tek başıma değildim. Yoldaşlarım, arkadaşlarım herkes yanımdaydı ama bir gerçeklikte vardı. Bu anlamıyla heraşaması zorluktu diyebiliriz. *HASAN KARAPINAR TAHLİYE OLDUKTAN SONRADA HASTA TUTSAKLARIN HAKLARI İÇİN MÜCADELEYE DEVAM EDİYORLAR.HASAN KARAPINAR:Faşizm koşullarında hiç bir hakkı sana vermezler, hiç bir hakkı kullandırtmazlar. Sen onda ısrarcı olursan, onun için mücadele edersen aslında o hakkı şey yaparsın… Bugün tedavi hakkı da aslında bizim, yıllardır siyasi tutsakların verdiği bir mücadelenin sonucunda aslında ortaya çıkan bir durum. Bu bir yanı bir yerden de haklarını tırpanlamak, haklarını almak istiyorlar yani. Bu mücadele sürekliliği getiren bir şey. Hasta tutsaklar meselesi de aslında bu mücadelenin bir parçası. Şu anda 1605 tane hasta tutsak var bildiğim kadarıyla. Birçoğu çok acil, hızla tedavi edilmesi gerekiyor. Bunun önünü açmak gerekiyor. Bu sürecin önünü açmak gerekiyor. Bir şekilde Ali Osman Abiyi ya da Yasemin Karadağ’ı sembolik olarak, onların çıkması demek, onların bu süreçte tedavileri için dışarı çıkarılması demek, diğerlerinin de yaşamlarını, hayatlarını kurtaracak bir noktada bakmak gerekiyor. Bu anlamıyla, mücadele etmemiz, daha önce de Güler Zere de olduğu gibi ısrarcı olmak gerekiyor.Şöyle düşünüyorum. ZATEN TAHLİYE OLDUĞUMDA DA, BİR HAFTA ÖNCESİNDE DE OLAN BİR KAMPANYA İLE ASLINDA ÇIKMIŞTIM, İNSANLARIN SAHİPLENMESİYLE ÇIKTIM.Bunu tabii ki asıl yaratan şey, Gökhan ve Sibel’in yarattığı direnişin sonucunda…İnsanlara da etki yapıyor. O DİRENİŞİN YARATTIĞI ETKİYİ, ONLARIN ÖLÜM ORUCU SÜRECİNDE YÜRÜTTÜĞÜ MÜCADELENİN SONUCUNDA ALDIĞIMIZ BİR SONUÇ.Ufak,küçük bir aldığımız meyvesi diye düşünüyorum tahliyeyi, kimsenin bize bahşettiği bir durum değil.

9Aslında bir tarafta biz büyük bir aile olarak onda ısrarcı olduk. Arkadaşlarımız bu süreçte bir ölüm orucuyla birlikte bunu dillendirdiler. Bir yerlerden sonuç almak. Zaten yapılan bütün ölüm oruçlarında böyle değil midir?*GÜLER ZEREne demişti: “Ben tek olsaydım, belki bu zorluğun karşısında duramazdım. Ama sizlerin parmaklarını, parmaklarımın arasında hissedince, yürek atışlarınızı, kendi yürek atışlarımın yanında bulunca…İşte o zaman dimdiktim illetin karşısında.Ve Dayı’mız, onun gözleri hep üzerimizde.” Yoldaşlık, birbirinden güç almak ve aldığıngüçle savaşabilmektir.

10DAYI YOLDAŞLIK İÇİN ŞÖYLE DİYORDU:“Yoldaş olmak, bir çift göz olmaktır, biri ağlarken diğeri gülemez.”*Yoldaş olmak fedayı, emeği, sevgiyi, sahiplenmeyi, paylaşmayı gerektirir. *Yoldaşlık, yoldaş dediğin aynı kavgayı verdiğin yoldaşından aldığın güçle mümkündür. Yoldaşlık aynı gökyüzü altında belkide birbirini hiç görmeden aynı idealler ve hedefler uğruna mücadele etmektir. *Yoldaşlık sevginin en güzel en içli ve en fedakarca somutlanacağı makamdır. *Yoldaşlık duygusu bizden başka hiç kimsenin ne kadar onurlu ve güzel bir duygu olduğunu anlayamayacağı yegane duygudur. *Yoldaşlık, yoldaşının kalbini kendi kalbin bilmektir.*Yoldaşlık sevgisi savaşma gücü verir.*Yoldaşlık aynı amaç uğruna bedelleri göze alarak omuz omuza yürümektir.Yoldaşlık Parti -Cepheli olmakla mümkündür. Yoldaş…Yoldaş kiOlmayınca uçulmazGövdemde kanattırYoldaş kiÇarpmayınca yaşanmazGöğsümde yürektirYoldaş kiDamardan hayataKanayan abıhayattır

11Yoldaş kiHalayda şen omuzOmuz üstü candırYoldaş kiPaylaşmaya değerHakikatli sevgidirYoldaş kiBir insanın en İNSANOnur ve umut halidirYoldaş kiToprağımın üstündeSımsıkı yumrukVe ezgisidirBize ölüm yok…Ümit İlterHASTATUTSAKLARAÖZGÜRLÜK!16. MADDE UYGULANSIN!SİBEL VE GÖKHAN YOLDAŞLARI İÇİN ÖMÜRLERİNİ HEDİYE ETTİLER!

Sosyal ağlarda paylaşın