Özgür Karakaya: Zıpkın Gibiyim… Yoldaş Tedavisiyle…

19 Şubat 2020’de adalet için direnenleri desteklemek için ölüm orucuna başlayan Özgür Karakaya, 4 Eylül’de Aytaç Ünsal’ın direnişinin zaferle sonuçlanması üzerine ölüm orucuna son vermişti.

199. gün boyunca, açlığın koynunda ölüme yürüdü Özgür Karakaya.

Yoldaşlık için, yüzünü görmediği ve belki görmeyeceği insanlar için yattı ölüme.

Direnişler tarihine, yoldaşlığın, sahiplenmenin, dayanışmanın yeni bir örneğini ekledi.

Özgür Karakaya, ölüm orucundan sonra, yaklaşık 1 aylık tedavisinin ardından Şakran Hapishanesi’ne sevkedildi.

Aşağıda Özgür Karakaya’nın elimize ulaşan son mektubunu -altbaşlıklar ekleyerek- yayınlıyoruz:

***

Merhaba

umutla hasretle sevgiyle kucaklıyorum.

6 Ekim tarihli mektubu alalı hayli bir zaman geçti.

… Nasıl bir halde okuduysam, hastahanede yolladığım mektuba cevaben yazdığını anlamamışım.

Ben de o mektuba cevap gelmeyince, son gelen mektubu bir daha okuyayım deyince hatamı farkettim.

Gecikmenin tek sebebi budur kusuruma bakmayasın.

Yoldaş Tedavisi

8 Ekim günü hastahaneden taburcu oldum.

Didem ise ancak 2 Aralık’ta taburcu olabildi.

Onun çeşitli sağlık sorunları devam etse de kalıcı bir rahatsızlığı  olmadığına seviniyoruz.

Ben ise zıpkın gibiyim.

İlk günlerde çok şiddetli ayak ağrılarım vardı.

Sinir sisteminin tahrip olmasıyla ilgiliymiş.

Bu ayın başından itibaren ağrılarım bitti. bu kadar çabuk toparlayabilmenin sebebi, arkadaşlarımızın hergün düzenli olarak yaptıkları masajlardı.

..

Yavaş yavaş spor yapmaya bile başladım.

Biraz koşu, kültür fizik hareketleri yapıyorum, zamanla süreyi artırmayı planlıyorum.

Şu an 15-20 dakika yeterli geliyor.

Yeme içmede de bir sorun yaşamıyorum.

İmkanlar elverdiğince sağlıklı beslenmeye çalışıyor, özellikle de bağışıklık sistemini güçlendirmeye özen gösteriyorum.

Politika haksızlıklara karşı gelmektir!

Nasılsın? Sağlığımı anlatacağım  diye sizlerinkini sormadım.

Dört canavarla uğraşırken, epey yoruluyorsundur, ama böylesi yorgunluğa can kurban değilmi.

Keşke onların da fotoğraflarını yollayabilseydin.

Hani politikanın p’sinden anlamam demişsin ya! buna hiç katılmıyorum.

Politikayı en iyi kadınlar anlıyor.

evdeki giderler, çocukların eğitimi, sağlığı, üstü başı… tüm herşeyi en yoğun hisseden sizlersiniz aslında.

Politika da bu zaten.

Haksızlıklara, adaletsizliklere karşı gelmek!..

Şakran’da 700 Korona Pozitif!

Ülkemizde ve dünyada korona virüs salgını, her geçen gün artıyor. Kısa süre öncesine kadar televizyondan gazeteden takip ediyorduk. Artık korona virüs içimize kadar girdi. Yan hücremizde kalan 10 kişide çıktı.

Sonra bizden bir arkadaşda çıktı. 15 gün hastahenede kaldı. öyle iyi(!) bakmışlar ki “sakın hastalanıp hastahaneye gitmeyin” diyor.

Suya bile muhtaç bırakmışlar.

Karantina değil, „tecritte öl git“ aslında yapılan uygulama.

Bulunduğumuz hapishanede 700’ye yakın kişinin testi pozitif imiş.

Biz tekrar ne zaman yakalanacağız bilemiyorum.

Maske eldiven temizlik malzemesi vs. olsa da salgını önlemeye yetmiyor.

Muhtemel ki ülkemizdeki tüm hapishaneler aynı durumda.

Hapishaneler bu haldeyken, dışarısı daha da kötü.

ölümleri gizleyerek, “piyasayı” açık tutanlar, sorumlu olanlar, bir de utanmadan arlanmadan halkın sağlığını düşünüyoruz derler.

AKP’nin zulümleri daha da artacaktır.

Kimileri otoriterleşme diyerek bilinç karışıklığı yaratsalar da tarihteki adı değiştiremezler.

Mussolini, Hitler, Franko, nasıl degiştiremediyse, bunlar da değiştiremeyecek.

Baskı terör arttıkça, güçlü iktidar olduğunu sananlar, halkın coşkun akacak seli karşısında aciz olduklarını görecekler.

“Uyan ey Anadolu ahalisi!

Sevgili abla,

Tüm hepimizin tek bir büyük aile olduğumuzu ne güzel ifade etmişsin.

Satırlarını okurken, anneler gününde yazdığım bir şiir geldi aklıma.

onu da seninle paylaşayım.

…..

Direniş sonrasında bir süre kitap okumaya ara verdim.

Daha yeni yeni okumaya başladım sayılır. okumaktan çok, şu an yazı yazmakla geçiyor günler. 

… Barış Türkoğlu’nun kitabını okuduğumda, IŞİD’in Adıyaman’da nasıl palazlandığını iyi anlamıştım.

Tüm devlet erkiyle, halkımızın öz kültürü yok ediliyor.

Dinle, cemaatcilerle genç beyinler uyuşturuluyor.

Bugün menzilciler, Süleymancılar, vb.leri aldı yerlerini. Yine de halk öz kültürünü buluyor bulacak.

Bizim orası da (Kastamonu) Osmanlı zamanında medreselerle tarikatlarla işgal edilmiş. Kurtuluş savaşından Istanbul yönetimine ilk başkaldıran kafa tutan yer Kastamonu imiş.

15 Temmuz 1919 tarihli açık söz isimle dergide şöyle yazılmış:

“İstanbul’u doğru yola getirmeliyiz. uyan ey anadolu ahalisi! Uyan, uyku devresi çoktan geçmiştir.”

Bugün de sağ kesim dışında oy veren pek bulunmaz.

Bir gün uyanacak tüm Anadolu illeri.

Adalet direnişimiz de bu uyanış için değil miydi.

Daha çok uyandırılacak insanımız var.

Başaracağız…

Özgür Karakaya

10 Aralık 2020

***

Özgür Karakaya’nın Anneler Günü için şiiri:

Analar… Adaletli bir dünyayı getireceğiz ayaklarınıza

Göbek bağımız ayrı olsa da

Umutla belediniz her birimizi

Geceyi gündüz eylerken emekleriniz

İnci taneleri döktünüz

Doğru haklı olan ne varsa yüreğinizde

Ak sütünüzden emdik

Üretmenin ustası nasırlı elleriniz

Ak duvaklı beyaz sazçlarınız

Anamız birdir bizim

Canımız kurban size

Güneşi doğuracak

Armağan edeceğiz size

Alnımızda kızıl bandımız

Umudun busesi parıldar ortasında

Ulaşın türküsüne mavzer bedenlerimiz

Adaletli bir dünyayı getireceğiz ayaklarınıza

Sosyal ağlarda paylaşın