Moskova’nın karanlık gecesine bir kez daha terörün acı ışığı düştü.

Bir konsere Emperyalistlerin beslemesi olan İşid saldırısı, 137 insan hayatını kaybetti. Bu saldırı sadece bir terör eylemi değil, derin siyasi ve stratejik oyunların bir parçası gibi görünüyor. Bu korkunç olayın arkasında, öncelikle IŞİD gibi emperyalistlerin beslediği terör örgütlerinin olduğu iddia ediliyor. Ancak, bu saldırının sadece bir tesadüf olmadığı, Rusya’nın stratejik konumunu ve politikalarını hedef aldığı da açıktır.

İşid’in Moskova’ya saldırması, sadece bir terör eylemi olarak değerlendirilmemelidir. Bu saldırı, Rusya’nın Ukrayna ile yaşadığı savaş ve Kırım’a müdahale gibi emperyalistlerin hazmademediği olaylar ile yakından bağlantılıdır. Rusya’nın Suriye’deki direnişe ve Esad rejimine verdiği destek, emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki planlarını altüst etmesi, Ukrayna’da emperyalistlerin dayatmalarına ve saldırganlığına teslim olmayıp direnen Rusya’da iktidarı güçsüzleştirmek amacı güttüğü kesin.

Batı’nın tepkisi ise dikkat çekicidir. Avrupa devletleri, Moskova’daki saldırıya karşı şov amaçlı da olsa, alışılagelmiş o sert(!) tepkilerini vermemişlerdir. Bu da, emperyalist güçlerin Rusya’nın saldırgan emperyalizm karşısında zayıflamak bir yana güçlenmesinden duyduğu rahatsızlığı ve terörizmi bir araç olarak kullanma potansiyellerini göstermektedir.

Rusya’nın Ortadoğu politikası, emperyalist güçlerin bölgedeki planlarını bozmuştur. Suriye’deki müdahalesi, IŞİD’in ilerlemesini durdurmuş ve Esad rejimini güçlendirmiştir. Bu da, emperyalistlerin Ortadoğu’daki nüfuzlarını artırmak ve Büyük Ortadoğu Projesi’ni hayata geçirmek için Rusya’yı önlerindeki bir engel olarak görmelerini beraberinde getirmiştir. Emperyalistler için Rusya’yı teslim almanın stratejik önemi bugün öncelikli gündemdir.

Moskova’daki saldırı, sıradan bir terör eylemi olarak değil, Rusya’ya yönelik bir gözdağı olarak algılanmalıdır. Emperyalist güçler, Rusya’yı çember altına alarak bölgede kendi çıkarları doğrultusunda hareket etmeye çalışmaktadır. Emperyalizmin Ortadoğu’da hakimiyetini istediği şekilde inşa etmesi, NATO’nun sınırlarına kadar büyüyerek ilerlemesi Rusya için varlık yokluk sorunudur. Emperyalizm ne kadar geleceğini Rusya’nın teslim alınmasında görüyorsa, Rusya’da emperyalizmin saldırılarına teslim olmayıp direnmeyi varlık yokluk sorunu olarak görüyor. Ukrayna konusundaki tavizsizliği bu gerçekten dolayıdır.
Emperyalizm bu tür kontra eylemleri tarihi boyunca kullanagelmiştir. Halkı terörize ederek, kaos yaratarak düşmanını güçsüzleştirmek, “istikrarsızlaştırmak” için benzer eylemler gerçekleştirmiştir. Bunu kimi zaman direk kendi istihbarat servisleri ile yaparken, kimisini ise emperyalizmin politikalarına angaje olmuş örgütler eliyle yaptırmıştır.

Sonuç olarak, Moskova’daki terör saldırısı, sadece bir güvenlik sorunu olarak değil, uluslararası ilişkilerin karmaşıklığı içinde derin anlamlar taşımaktadır. Emperyalist güçlerin bölgedeki oyunlarını analiz etmek, Rusya’nın stratejik önemini anlamak ve Büyük Ortadoğu Projesi’nin gerçekleşme potansiyelini değerlendirmek önemlidir. Rusya’nın güvenliği ve bölgedeki istikrar için, emperyalistlerin oyunlarına karşı dikkatli olunmalı ve stratejik bir yaklaşımla hareket edilmelidir.

BOP ve Rusya faktörü

Ortadoğu, tarih boyunca emperyalist güçlerin oyun alanı olmuştur. Son yıllarda, Amerika Birleşik Devletleri’nin başını çektiği Büyük Ortadoğu Projesi (BOP), bölgeyi yeniden şekillendirme ve kendi çıkarları doğrultusunda kontrol altına alma çabalarının bir yansımasıdır. Ancak, bu projenin altında yatan gerçek amaçlar ve ortaya çıkan sonuçlar, derinlemesine bir eleştiriye tabi tutulmayı hak etmektedir.

BOP’un temel iddiası, bölgede demokrasi, özgürlük ve ekonomik kalkınma gibi kavramları teşvik etmektir. Ancak, gerçeklik bunun tam tersini göstermektedir. BOP’un uygulanması, bölgede kaos, istikrarsızlık ve irili ufaklı savaşlar ve çatışmalarla kan dökülmesini amaçlar ve bölgede bunlara neden olmuştur. Irak’ın işgali, Suriye’deki iç savaş ve Yemen’deki kriz, BOP’un getirdiği “demokrasi” ve “özgürlük”ün aslında bölgenin parçalanması ve halkların acı çekmesi anlamına geldiğini açıkça göstermektedir.

BOP’un arkasında yatan gerçek amaçlar ise açıktır. BOP, bölgedeki enerji kaynaklarına ve stratejik konumlara erişimi kontrol altında tutma, bölgesel rakipleri zayıflatma ve İsrail’in güvenliğini sağlama amacını gütmektedir. Bu amaçlar uğruna, bölgedeki diktatörlükler desteklenmiş, demokratik hareketler bastırılmış ve halklar arasında ayrılık tohumları ekilmiştir.

Rusya, BOP’un bölgedeki etkilerine karşı çıkan durumdadır. Rusya’nın Suriye’deki müdahalesi, bölgedeki emperyalist müdahalelere karşı başarı sağlamış, emperyalizmi yenilgiye uğratmıştır. Rusya’nın bölgedeki çıkarları ile emperyalizmin çıkarlarının çelişmesi, Rusya’nın konumlanışını özellikle Suriye olmak üzere bölgede emperyalizme direnen güçlerin çıkarına şekillenmesini sağlamıştır.

BOP’un eleştirisi yapılırken, bölgenin emperyalist güçlerin oyun alanı haline gelmesi ve halkların çıkarlarına karşı yapılan bu müdahalelerin sona ermesi gerektiği vurgulanmalıdır. Bölgede barış ve istikrarın sağlanması için, emperyalist güçlerin bölgeden çekilmesi ve yerel aktörlerin kendi kaderlerini tayin etme hakkına saygı gösterilmesi gerekmektedir.

Sonuç olarak, Büyük Ortadoğu Projesi, emperyalist güçlerin bölgeye müdahalesinin bir ürünüdür ve bölgedeki istikrarı ve barışı tehdit etmektedir. Bu proje, halkların çıkarlarına değil, emperyalist güçlerin çıkarlarına hizmet etmektedir. Rusya’nın BOP’a karşı duruşu, bölgedeki emperyalist müdahalelere karşı bir direnişin ifadesidir ve desteklenmelidir ve Rusya’ya yapılan saldırıyı bu temelde ele almalıyız.

Sosyal ağlarda paylaşın