İstanbul Depremi İçin UYARI ÜSTÜNE UYARI

Alman Uzman Uyarıyor:
İhtimal Daha Fazla
Olası Sonuçlar Daha Dramatik

Bugün 17 Ağustos 1999 depreminin yıldönümü.
40 bin insanımızı toprağa gömen katliamın yıldönümü.
O günden bu yana 20 yıl geçti. 20 yılda, İstanbul ve çevresindeki olası depremler üzerine onlarca rapor yayınlandı.


Bu raporların ortak noktası, İstanbul’da 30 yıl içinde 7 şiddetinde büyük
bir depremin olacağıdır. Bu, bilimsel olarak kesine yakın bir bilgidir ve bu nedenle bu ülkede “Beklenen İstanbul Depremi” diye bir kavram ortaya çıktı. Alman sismolog Prof. Dr. Marco Bohnhoff, Almanya’da DW’ye yaptığı
açıklamada, “büyük bir deprem yaşanması tehlikesinin her geçen gün daha
da arttığını, sonuçlarının da dramatik olacağını” söyledi.


Potsdam merkezli Jeolojik Araştırmalar Merkezi’nin uzmanlarından biri
olan Bohnoff, “depremin İstanbul merkezine çok yakın bir mesafede
yaşanacak olması nedeniyle etkisinin de büyük olacağını” belirtiyor.
Bohnoff, İstanbul depremiyle yakından ilişkili bir bilim adamı;
Türkiye’deki Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) ile birlikte
çalışıyor.


Olacak Mı Olmayacak Mı Sorusu Yok!
Bohnoff, DW Türkçe’den Değer Akal’ın yaptığı röportajda İstanbul
depremine ilişkin soruya şu cevabı veriyor:
“Yürüttüğümüz sismik gözlem çalışmalarımızı son dönemde yoğunlaştırdık…
Bu gözlemlerimizden yola çıkarak İstanbul’da büyük bir deprem yaşanması tehlikesinin yüksek olduğunu söyleyebilirim. Deprem olacak. Ve ne yazık ki geçen her gün İstanbul için büyük deprem tehlikesi daha da artıyor. Doğrusu soru şu ki, mesele İstanbul’da bir deprem olup olmayacağı değil, çünkü olacak. Asıl büyük soru işareti ne zaman olacağı konusunda…”


Büyük Olacağı Kesin!
Röportajın devamında da somut bilgiler veriyor Bohnoff:
“Üç önemli parametre var. Birincisi depremin büyüklüğü. İstanbul’da
beklenen deprem 7,0 ile 7,4 arasında bir büyüklükte olacak.
Bu, gerçekten çok güçlü bir deprem, özellikle depremin İstanbul merkezine
çok yakın bir mesafede yaşanacak olması nedeniyle etkisi de büyük olacak.
İkinci parametre depremin nerede olacağı. Bunu da, tektonik plaka
sınırlarını bildiğimiz için yine göreceli olarak öngörebiliyoruz. Bir
sonraki büyük deprem, İstanbul’dan sadece 20 kilometre uzaklıkta, Marmara Denizi’nde olacak. Geriye depremin ne zaman olacağı sorusu kalıyor. Ancak bunu yanıtlamak için sistemi yeterince iyi bilmiyoruz. O nedenle sadece ihtimallerden söz edebiliriz: İstanbul bölgesinde, önümüzdeki 30 yıl içerisinde, 7,4 büyüklüğüne ulaşabilecek bir deprem olasılığı yüzde 70. Bu da çok yüksek bir değer


Erken Uyarı Sistemi İşe Yaramaz!
İktidar sözcülerinin, yıllardır bu konuda bir şey yapmamalarını gizlemek
için sanki sinirli bir değnekmiş gibi ikide bir “erken uyarı sistemi
kurulacak” açıklamalarına ilişkin de şunları söylüyor:
Deprem erken uyarı sistemi, deprem yaşandığında ya da yaşanmaya
başladığında devreye giriyor. Sismik dalgaların algılanmaya başladığı an ile bunların kente ulaşması için geçen süre aslında uyarı için
kullanılıyor. Ama ne yazık ki tıpkı Los Angeles’ta olduğu gibi İstanbul
için de erken uyarı için koşullar çok kötü. Çünkü deprem bölgesi kentin çok yakınında. İstanbul için depremin başlaması ile şehirde şiddetli sarsıntıların yaşanması arasında en fazla 2 ila 6 saniyelik bir süre var. Bu ne yazık ki çok az bir süre.”


Kaç Kişi Ölecek?
“Beklenen İstanbul depremi”yle ilgili en çok spekülasyonu yapılan
konuların başında depremin kaç şiddetinde olacağı ve o şiddette kaç
kişinin öleceği soruları geliyor.
Evet, bu bir spekülasyon.
Depremle ilgili klasik bir söz vardır:
“Deprem öldürmez, çürük bina öldürür”.
Doğrudur ve daha doğrusu şudur:
Deprem öldürmez, bozuk düzen öldürüyor.
Bozuk düzenin çürük binaları öldürüyor.
Sömürü, soygun, yağma, aldatma üzerine kurulu ekonomik düzende, binalar olması gerektiği gibi yapılmıyor.
Müteahhiti, belediyesi, tekelci burjuvası, hükümeti, ordusu, polisi,
hepsi bu yağma talan düzeninin içinde olduğu için, bu durum bilinmesine
rağmen değiştirilemiyor.


Alman sismolog Bohnhoff şunu vurguluyor:
“Depremden korunmanın en etkili yolu depreme dayanıklı binalardır. Bu ne yazık ki çok maliyetli. … Soru, belli şiddetteki bir sarsıntıya dayanıklı
olacak şekilde bir binanın ne ölçüde gerekli tadilatı yapılıyor ya da
yeniden inşa ediliyor? Bu nedenle, tıpkı dünyanın pek çok ülkesinde
olduğu gibi İstanbul bölgesi depreminde de büyük bir deprem olması
halinde çok sayıda can kaybı olacaktır…
Bazı uzmanlar, İstanbul depreminde 150 bin, hatta 300 bin kişinin
hayatını kaybedebileceğini söylüyor…”
O halde geriye şu kalıyor:
Ya Katliamı Durdurmak İçin Örgütlenilecek
Ya Büyük Katliamın Kurbanı Olunacak
!!!

Sosyal ağlarda paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.