EY TAYYİP! KİBRİNDE BOĞULACAKSIN!

Marmaris’te, yangının orta yerinde kürsüye çıkmış, halka “lütuf” olarak çay torbalarını fırlatıyor. 

Rize’de selin arkasından meydana kürsüsünü kurdurmuş, çay torbalarını lütfediyor, tarifi mümkün olmayan bir kibirle. 

Kimsin sen; şah mısın, padişah mısın? Kral mısın, firavun musun?  

Marmaris’te mavi ışıkları yakıp söndürüp ortalığı velveleye veriyor Cumhurbaşkanlığı konvoyu. Utanmadan arkada itfaiyeleri bekletiyor.   

Başsağlığı dileyecek güya; Armutalan ilçesinde yangında itfaiyecilere motosikletiyle su taşırken hayatını kaybeden Şahin Akdemir’in ailesine AYAĞINA ÇAĞIRIYOR taziye için. 

Kimsin sen? Bu ne hadsizlik, densizlik… Kimsin sen, şah olsan ne olur, padişah olsan ne olur?

Kim Bu? Halktan Gelip Halkı Hakir Gören Bir Faşist Diktatör!

AKP iktidarının ilk yılları hatırlanacaktır. Tayyip’den Bülent Arınç’a, bir çok AKP yöneticisi, sıradan apartman dairelerinde oturuyorlardı. 

Birkaç yıl içinde FABRİKATÖR oldular, ARMATÖR oldular, AYAKKABI KUTULARINA PARALARI doldurdular. 

Sıradan, ayakkabıları kapının önünde çıkarılan apartmanlardan çıktılar. 

Artık mekanları, yatlar, villalar, saraylardı. 

Onların girdiği oteller, moteller, HALKA KAPATILIYORDU. 

Servetleri büyüdükçe KİBİRLERİ büyüdü. 

Ne halka saygıları kaldı, ne dine, ne değerlere. 

Onların en yakın dostu olan işadamları milletin “mna koyuyum” derken, onunla aynı masada aynı vilallarda oturmaya devam ettiler. “Bakara makara” diye halkı aldatmak için kullandıkları dine karşı bile kibirleri büyüdü. 

Halkın karşısında bu kadar kibirlilerse, halktan uzak neler söylüyor, neler konuşuyorlardır kimbilir. 

Kürsüdeki Adama İyi Bakın! 

Adamın yoksul, mazlum, yanmış, yıkılmış, felaketlerden çıkmış halkın üzerine çay torbalarını fırlatırkenki kibrine bakın. 

Kibirleri o kadar büyük, halkla, halkın değerleriyle aralarındaki UÇURUM artık o kadar büyük ki; yaptığının nasıl bir çiğlik, nasıl bir hadsizlik olduğunun farkında bile değil artık. 

Bazı politikacılar, Tayyip’in bu tavrını eleştirirken “ayıp denen bir şey var” dediler. 

Evet, “ayıp” denen bir şey var. 

Fakat o artık Tayyiplerin dünyasında yok. Faşist diktatörlerin dünyasında ayıp yok. Burjuvazinin dünyasında ayıp yok. 

Tayyiplerin dünyasında mütavizilik diye bir kavram yok. Faşist diktatörlerin, burjuvazinin dünyasında mütevazilik diye bir kavram çoktan unutulmuştur. 

Halka tepeden bakarlar. 

Halkı hakir görürler. 

Haziran ayaklanmasında ne demişti Tayyip Erdoğan? “Ayaklar baş mı olacak?”

Şimdi bu cümleyle birlikte ele alırsanız, Rize’de, Marmaris’te kürsüdemn konuşan o KİBRİ çok daha iyi görürsünüz. 

O halka atmıyor çay torbalarını, millete atmıyor, O, torbaları AYAK TAKIMINA atıyor. 

Hakir gören bakışları, hakir gören davranışları ondan. 

Sosyal ağlarda paylaşın