EMEKLİLER:
“Borçlu Değil Alacaklıyız…”

2025 Ocak ayı zammıyla birlikte SSK ve Bağ-Kur emekli aylığı yüzde 15.75 arttırılarak 14.469 lira oldu…
Emeklilerin büyük bir kısmı en düşük sınır olan 14.469 lira maaş almış olacaklar.
… Sayıları 17 milyona yaklaşan emeklilerin yarıdan fazlası en düşük emekli maaşı olan 14.469 lira aylık alacaklar.
Kapitalist faşist iktidar, emekliye verilen bir kuruşu dahi “devlet kaynaklarının boşa harcanması” olarak görüyor.
AKP için en iyi emekli, “mezarda emekli”dir. Açlık sınırının 22 bin 104 lira olduğu ülkemizde 14.469 lira emekli aylığının anlamı budur. Emeklilere “ne kadar az para ödersem o kadar
kârdır” gözüyle bakıyor devlet.
Bunun yolu da emekliyi öldürmek. 14 bin 469 lira ile yaşanmaz ölünür.

EMEKLİYE ÖDENEN PARA, SADAKA DEĞİL,
EMEKÇİDEN ÖNCEDEN KESİLEN PARALARDIR!
EMEKLİYE ÖDENEN, EMEKÇİNİN EMEĞİ, ALINTERİDİR!

AKP iktidarı emeklileri açlık sınırının altında bir yaşama zorlayarak erkenden ölüme mahkûm eden bilinçli bir politika izlemektedir. Aynı zamanda emeklileri toplumun sırtında bir yük olarak göstermeye çalışmaktadır. Oysa emekliye ödenen hiçbir kuruş sadaka veya lütuf değildir.
Birincisi; emeklilik hakkı tarihsel mücadelelerle kazanılmış bir haktır. İkincisi; bedeli çalışanlar tarafından çalışırken ödenmiş bir haktır ve işçi sınıfının koruması gereken hayat güvencesidir.
Emekçiler, emekli olduktan sonra aldıkları her kuruşun karşılığını çalıştıkları süre boyunca devlete peşinen emeklilik pirimi olarak ödemiştir. Ancak devlet, emeklinin zamanında prim olarak ödediği kendi parasını sanki kendi kesesinden sadaka verir gibi veriyor.
Emekliye ödenen her kuruşun karşılığını emekliler misliyle zamanında ödemişlerdir. Emekliler devlete borçlu değil, tam tersine alacaklıdırlar.

Emekli Meclislerinin açıklamalarında, eylemlerinde
sık sık dile getirdiği “Borçlu Değil Alacaklıyız” söylemleri çok yerinde ve doğrudur. …
Devlet çalıştığı sürece emekçilerden daha hiçbir hizmet vermeden her şeyin parasını peşinen doğrudan vergi olarak kesmektedir.
Emekli olduğunda alacağı maaşın primleri zaten çalıştığı süre içinde kendisinden peşinen alınmıştır.
Devlete borcu olmayan tek kesim emeklilerdir.
Devlet bütçesinin çok büyük bir kısmını zaten emekçi halktan
kesilen doğrudan vergiler oluşturmaktadır. Bu yanıyla emeklilerin aldığı her kuruş, kendi emeği, kendi alın
teri ve kendi yarattığı değerleridir. Kimseden sadaka
dilenmiyor emekliler, hakkı olanı istiyor. Kendi yarattığı
emeğin, kendi yarattığı değerlerin karşılığını istemektedir.

EMEKÇİLERE VE EMEKLİLERE ÖDENMEYEN,
SADAKA OLARAK GÖRÜLEN PARALAR,
PATRONLARA MİLYAR MİLYAR PEŞKEŞ ÇEKİLMEKTEDİR!

Emekliye sadaka verir gibi bir lira bile fazladan verilmezken AKP faşizmi işbirlikçi tekellerine hazineden
milyarlarca lira kaynak aktarıyor. 2025 yılında şirketlerin ödemesi gereken 701 milyar lira kurumlar vergisi,
“teşvik” adı altında alınmayacak. Bu, AKP faşizminin kimin
iktidarı olduğunu, emekliye nasıl baktığını göstermektedir.
31 Mart 2024 yerel seçimler sürecinde “emekliye 1 lira bile kaynak yok” derken Bursa’da yaptığı mitingde patronlara tek kalemde 27 milyar kaynak aktardığını açıklamıştı. Emekliye verilmeyen emekçinin kendi paraları, patronlara milyar milyar aktarılmaktadır. …
Emekliye zam yapılacağı zaman ya da emeklilerin
haklarını tırpanlama bahanesi olarak “kaynak yok”
diyenler sermayeye gelince kasanın ağzını sonuna
kadar açıyor. Sermayenin ödemediği ve cebe indirdiği vergiler de aslında işçi sınıfının emeğinin ödenmemiş kısmının bir parçasıdır.
İşçiye, emekçiye, emekliye aktarılmayan kaynaklar
vergi indirimleri, teşvikler, fonlar yoluyla, üretilen
değerde alın teri olmayan asalak burjuva sınıfına aktarılıyor.
Mesela bu yıl işbirlikçi tekellerden alınmayan vergi
tutarı 1,8 trilyon liraya ulaştı (2024 yılı için planlanan 2
trilyon 210 milyar liradır. Bu rakam toplam vergi gelirinin yüzde 24’ü) ki bu rakam buzdağının görebildiğimiz
kadarı.

İşsizlik Fonu’nun istihdamı arttırma amacıyla tekellere aktarılan yüzde 30’luk payı geçtiğimiz yıl
Cumhurbaşkanlığı kararıyla yüzde 50’ye çıkarıldı.
Kamu-Özel İşbirliği (KÖİ) ile müşteri garantili yapılan
köprü, otoyol, havaalanı, hastaneler aracılığıyla tekellere 2017-2023 yılları arasında 221 milyar lira aktarıldı.
Diğer taraftan, yukarda belirtildiği üzere bütçeden
SGK’ya ayrılan pay ise sürekli azaltılıyor. Yani kaynak bol
ama AKP iktidarı bunu emekliye değil, patronlara veriyor. Çünkü kapitalizmde işçiler çalışıp patronlara artı
değer üretebildiği müddetçe öyle ya da böyle yaşama
hakkına sahiptir.
Yaşlanıp çalışamaz hale geldiğinde ise kapitalistlerin gözünde sadece yüktür. Onun için dünyanın birçok yerinde emeklilik 65 yaşın üzerine çıkartılmış,
emekçiler emekli olduktan sonra ne kadar az maaş ödenirse o kadar kardır mantığıyla bakılmaktadır.

EMEKÇİLER, EMEKLİLER BİZ NE YAPCAĞIZ?

“Mezarda emeklilik”, patronların sınıfsal çıkarlarının sonucudur. Kan emici patronlara kalsa emekçileri sadece karın
tokluğuna çalıştırmak ister ve emeklilik diye bir hakkı
hiç tanımazlar.
Fakat, emeklilik hakkı emekçilerin yüzyıllardır kan
revan içinde yürüttükleri mücadelenin bir kazanımıdır.
Ancak emeklilik hakkından diğer sosyal haklara kadar
onlar da her geçen gün adım adım gasbedilmektedir.
Buna karşı sendikaların tutumu ise patronların bu
denli pervasız olmalarının temel nedenidir. Sendikalar,
bugün hak alma mücadelesinde emekçilerin önündeki
en güçlü barikatlardan birisidir. Doğrudan patronlar
adına emekçilerin önündeki barikattırlar. Her ay üyelerinden aidat almaktan başka bir şey yapmayan emekçilerin sırtındaki kamburdurlar.

İKTİDARLARA CESARET VEREN, SENDİKALARIN PASİFİZMİDİR!

Emekliler de yıllarca sendikalar içinde yeraldılar. Sendikalara umut bağladılar. Ancak çalışan üyelerinin bile hakkını savunmayan işbirlikçi sendikaların emeklilerin haklarını savunmaları, talepleri için mücadele etmeleri hayaldir. Nitekim bağlı bulundukları tüm konfederasyonlar bugüne kadar emeklilerin hiçbir talebine sahip çıkmadılar. Sendikalar da emeklileri sırtlarında kambur gibi gördüler.
Emekliler Sendikaların Değil, Sendikalar Emeklilerin Sırtındaki Kamburdur
Emekliler, Sırtımızdaki Kamburlardan Kurtulalım;
Emekli Meclislerinde Örgütlenelim!
Emekli Meclisleri, emeklilerin kendi öz örgütleridir.

EMEKLİ MECLİSLERİNE ÇAĞRI:

Emekli Meclisleri, tüm bu gerçekler karşısında, tüm emeklileri Emekli Meclisi çatısı altında örgütlenmeye çağırıyor. Emekli Meclisleri çağrısında şöyle deniliyor:
“Emekli Meclisleri, 16 milyon emeklinin söz ve karar hakkına sahip olduğu tek örgütlenme biçimidir. Söz ve karar
hakkımızı patron sendikacılarına teslim etmeyelim.
Bugün patron sendikaları emekçilerin ve emeklilerin sırtındaki kamburdur. Mücadelenin önündeki en
büyük barikatlardan birisidir. Emekli Meclislerinde
örgütlenelim ve sırtımızdaki kamburlardan kurtulalım.”

Sosyal ağlarda paylaşın