Combat 18: Alman Emperyaliziminin Himayesinde Bir Nazi Artığı Örgütü

Almanya’da 2 Haziran 2019 gecesi, Hessen Eyaleti Kassel İl Meclis Başkanı Walter Lübcke, evinin terasında, yakın mesafeden başına ateş edilerek öldürüldü.
Lübcke, “göçmenler ve siyasi mülteciler konusunda insancıl yaklaşımları dolayısıyla”, ırkçı kesimler tarafından sürekli tehdit edilen bir politikacıydı.
Cinayeti, Combat 18 adlı neo-Nazi örgütünün gerçekleştirmiş olabileceği açıklandı.
Combat 18, bu cinayetten yaklaşık altı ay sonra Ocak 2020’de yasaklandı!
Fakat “güya” yasaklandı dememiz gerekiyor.
Çünkü o günden bu yanada bu Nazi örgütü faaliyetlerini sürdürüyor.
Çünkü, işledikleri bütün suçlara karşın, ne tutuklanıyor, ne ağır cezalara çarptırılıyorlar.
Bu nedenle Combat 18’i tanımak, Alman emperyalizmini, onun polisini ve yargısını tanımak demektir.

COMBAT’IN ADI VE KURULUŞU

Combat 18, 1992’de kurulmuş bir neo-Nazi terör örgütüdür. Örgüt ilk olarak İngiltere’de kuruldu. Sonrasında Almanya da dahil olmak üzere diğer ülkelere yayıldı.
Combat 18 ismi ise, şuradan geliyor:
Combat 18 isminde yer alan 18, alfabedeki birinci ve sekizinci harfe gönderme. Alfabedeki birinci harf A, sekizinci harf ise H ve bunlar faşizmin, Nazizmin lideri Adolf Hitler’in isminin ilk harfleri.
“Irk savaşı” yürüten grubun ambleminde bir de ejderha bulunuyor. Grubun üyeleri üzerinde C 18 yazan ceketler ve tişörtler giyiyor.

Örgüte “OPERASYON” ve YASAKLAMA

Combat 18 adlı Neonazi grubu Almanya İçişleri Bakanlığı kararıyla 2020 yılının Ocak ayında yasaklandı.
Yasaklama kararıyla birlikte altı eyalette gruba yönelik “operasyon” düzenlendi.
Rheinland-Pfalz, Thüringen, Hessen, Brandenburg, Mecklenburg-Vorpommern ve Kuzey Ren-Vestfalya eyaletlerinde düzenlenen operasyonlarda,
“cep telefonu, dizüstü bilgisayar, veri taşıyıcıları, CD, kıyafet, nasyonal sosyalist figürlere ve propaganda malzemeleri”ne el konulduğu, ayrıca “silah yasasına konu olabilecek nesnelerin ele geçirildiği” açıklandı. Bu “nesnelerin” ne olduğu kamuoyuna açıklanmadı.

OPERASYON ÖNCEDEN HABER VERİLDİ

Yasaklama kararından sonra yapılan operasyonda aslında çok ciddi malzeme ele geçirilmediği anlaşılıyordu. Çünkü, yasaklama konulması yaklaşık 6 ay boyunca tartışılmıştı.
Sol Parti Başkan Yardımcısı Martina Renner, yasağın “sembolik bir darbeden başka bir şey olmadığını” açıkladı o zaman.
Yasak kararının altı ay boyunca tartışıldığını belirten Renner bunun Neonazi gruba “silah, mali dokümanları örtbas etmek ve aralarındaki iletişimi silmek için” yeterince zaman kazandırdığını söyledi.

AÇIKLAMALAR VE GERÇEKLER

Almanya İçişleri Bakanı Horst Seehofer, yasaklama kararını açıklarken çok keskin bir dille “Aşırı sağcılık ve antisemitizme toplumumuzda yer yok” diye konuştu.
Seehofer, Combat 18 hakkındaki açıklamasını şöyle sürdürdü;
“Nasyonal Sosyalist Yeraltı’nın (NSU) terör serisi, (Kassel Valisi) Walter Lübcke’nin iğrenç bir biçimde öldürülmesi ve Halle’de geçen yılki terör saldırısı aşırı sağcılığın ve antisemitizmin özgürlükçü toplumumuza büyük bir tehdit oluşturduğunu en vahşi şekilde gözler önüne serdi”.
İçişleri Bakanlığı Combat 18’in yasaklanmasına gerekçe olarak yaptığı açıklamada ayrıca şunu vurguladı; “Grup yaydığı etkiyle aşırı sağcılar arasında örnek olma rolü oynuyor ve şiddete hazır aşırı sağcılığın sembolü olarak övülüyor”.
Keza;
Almanya’nın büyük partilerinden SPD, bu yasaklama kararının ardından şu açıklamayı yapmıştı:
“İçişleri Bakanı Seehofer’in aşırı sağcı grubun üstüne kararlı bir biçimde gitmesinden dolayı memnunum… Sağcı provokatörler ve saldırganların Almanya’da insanları tehdit ettiği ve hatta öldürdüğü bir dönemde net sınırlar koyan ve aşırı sağcılara hareket alanı tanımayan güçlü bir devlete ihtiyacımız var”. (SPD Genel Sekreteri Lars Klingbeil)
Fakat ne o zamanki iktidarın, ne daha sonra iktidara ortak olan SPD’nin, ırkçı örgütlere karşı bu sözlerine denk düşen bir pratikleri yoktur. Olmamıştır.
Lübcke’yi öldüren Stephan E. isimli Nazi artığı, bir çok Neonazi gruba üyeydi. Bir çok ırkçı saldırıyı gerçekleştirmişti. 1993 yılında göçmenlerin kalyrer bir yurda bomba atmıştı ve bunlara rağmen elini kolunu sallayarak ortada dolaşıyordu.

ALMANYA ANAYASAYI KORUMA ÖRGÜTÜ, COMBAT18’İ DE KORUYOR!

Combat 18 adlı faşist grup, aslında 2002 yılında Almanya’da zaten yasaklanmıştı. Ama faaliyetlerini sürdürdü. Naziler, özellikle 2012 yılından sonra ırkçı müzik gruplarının koordinatörlüğü ile, faaliyetlerini yaygınlaştırdı.
Combat faşistleri, paylaşımlarında bomba yapımı yayınlıyorlar, hedef aldıkları politikacıların isim ve adreslerini yayınlıyorlar. Diğer Nazi gruplarıyla birlikte Almanya dışında silah eğitimi alıyorlar. Bu durum, 2017 yılının eylül ayında Çek Cumhuriyet’inden dönerken yakalanan 12 Neonazi’nin arabalarında çıkan silah ve cephaneyle de açığa çıkmıştı.
Antifaşist Bilişim Ağı EXIF’e göre, C18’in Almanya ayağındaki çekirdek grubu 50 kişiden oluşmaktadır. C18 üyeleri, üç ayda bir Almanya çapında genel toplantı yapıyorlar. Yukarıda belirtildği gibi, listeler yayınlıyor, silahlarla ve kendi sembolleri olan kıyafeteriyle dolaşıyorlar.
Nazi grubun bu kadar rahat hareket edebilmesi Alman Anayasayı Koruma Örgütü (BfV) ve Alman devletinden bağımsız değildir.
BfV, ve ilgili kurumlar, doğrudan veya dolaylı Nazi gruplarını himaye etmektedirler.
Bütün veriler bunu kanıtlamaktadır.
O kadar ki, Almanya Anayasayı Koruma Örgütü BfV, raporlarında Lübcke suikastına kadar olan dönemde bu örgütün faaliyetlerini “tehlikesi olmayan faaliyetler” arasında göstermiştir.
BfV, C18’in çökertilmesini engellemek istemiştir.
C18 Almanya’nın şefi durumundaki Thorsten Heise’nin iki oğlu, iki gazeteciyi feci şekilde dövmelerine, kameralarını ellerinden almalarına rağmen, Thüringen polisi tarafından tutuklanmadılar bile.
EXIF yaptığı araştırmalarda, BfV’nin 4/2017 sayılı Sonbahar 2017 bülteninde, C18’in gizli servis tarafından “zararsız” gösterildiğini, ‘egolarını tatmin için ağzını doldura doldura konuşanlardan oluştuğunu’, bir kişinin yaptıklarının tüm örgüte mal edilmemesi gerektiğini, ne yapılmışsa hemen bir sağcı/ırkçı bir terör olayı olarak görülmemesi gerektiğini ve son olarak da gizli servisin her şeyi kontrol altına almasının olanaksız olduğunu yazdığını tespit etmiştir.
BfV’nin ve devletin koruması bu kadar açık ve alenidir.

Sosyal ağlarda paylaşın