Bir Kontrgerilla Operasyonu Olarak 15’lERİN KATLİ

Mustafa Suphi ve 15’lerin katledilmesi, yüzyıldır halka ve devrimcilere karşı “binlerce
operasyon” yapacak olan Türkiye
Cumhuriyeti’nin ilk
kontrgerilla operasyonlarından biridir.

RESMİ KARŞILAMA TÖRENİ VE PROVOKASYONLAR
TKP’nin kurucularından Mustafa Suphi
ve 14 yoldaşı, Ankara hükümetinin bilgisi dahilinde 1921 yılının başında Sovyetler Birliği’nden Anadolu’ya geçtiler.
11 Ocak 1921’de TKP önder kadroları Kars’a vardılar.
Onları Kazım Karabekir resmi
törenle karşılar.
Ancak hemen bu resmi törenin ardından çeşitli komplolarla karşılaştılar. Halk, Mustafa Suphi ve arkadaşlarına karşı kışkırtıldı.

KARADENİZ’DE KATLİAM
Suphi ve yoldaşları, yol boyunca protestolara uğrar. Bu protestolar da kendiliğinden değil, tamamen iktidarın tezgahıdır.
Amaç, Suphi ve yoldaşlarını yıldırıp tekrar Rusya’ya döndürmektir. Eğer geri dönmekte ayak direrlerse farklı planlar vardır.
Erzurum’da protestolar iyice artar.
Batum üzerinden Bakü’ya geri yollanmak üzere Trabzon’a gitmeye zorlanırlar.
Onları, Trabzon’da da Kemalist iktidarın örgütlediği Kahya
Yahya çetesi beklemektedir.
Daha girişte kayıkçılar kahyası Yahya Kaptan’ın adamlarının saldırısına uğradılar.
Kahya Yahya ve adamları TKP’lileri “İnebolu’ya götüreceğiz”
aldatmacasıyla bir balıkçı motoruna
bindirdiler. Fakat motor Karadeniz’de fazla yol almadan
çetenin adamları Mustafa Suphi ve
on dört yoldaşına saldırarak onları
katlederler.

KATLİAMIN NEDENİ NEYDİ?
Kemalist iktidar, Mustafa
Suphi ve yoldaşlarının Sovyetler’in ve Komintern’in desteğine sahip olarak Anadolu’ya gelmeleri durumunda, hızla güçleneceklerinden korkuyordu.
Ankara hükümetinin amacı Sovyet
devriminin etkisinin Anadolu’da yaygınlaşmasını engellemektir.
Bunun için Kemalist iktidar devletin denetiminde sahte bir “Komünist Partisi” bile kurdurur.
O günlerde henüz daha ortada kontrgerilla yoktur ama uygulanan yöntem kontrgerilla yöntemidir. Kahya Yahya çetesi, sonradan örnekleri çok görülecek olan bir kontra devlet çetesidir.

KATLİAMIN SORUMLUSU KEMALİST İKTİDARDIR
Sonraki yıllarda, katliamdan iktidarın veya Mustafa Kemal’in haberi yoktu.. tarzında devleti aklayan spekülasyonlar yapılmıştır.
Bu katliam provokasyonu, başında sonuna Kazım Karabekir’in komutasında sürdürülmüştür. Suphilerin Erzurum’a soktulmaması, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde “yaşasın Erzurumlular” diye alkışlanmıştır.
Mustafa Kemal, Kazım Karabekir’i “işin tehlikesini ilk sezen adam olarak” övmüş ve kendi
onayıyla harekete geçtiğini belirtmiştir.
Katliamın sorumlusu ve tertipleyicisi, Kemalist iktidardır.

KARANLIK YOK, KARARTMA VARDI!
Kemalist iktidar, Suphilerin katledilmesi karşısında Sovyetler Birliği’nin gösterdiği tepki sonucunda, Suphilerin katledilmesinin “faillerinin ortaya çıkarılacağı” konusunda söz verdi.
Ama bu söz yerine getirilmedi.
bir dizi cinayet sonucunda katliam tamamen örtbas edildi.
Katliamı gerçekleştiren Yahya Kaptan, devletin o zamanki istihbarat örgütü “Teşkilat-ı Mahsusa”nın Trabzon’daki fedailerinden biridir.
Ankara hükümetinin has adamlarındandır.
Yahya Kaptan, soruşturma açılacağı söylentileri üzerine “Sanki bütün işlerde, ben tek başıma
mı idim. Daha üstüme varırlarsa, herşeyi olduğu gibi ortaya dökerim.” dedi. Fakat dökemedi.
Çünkü 3 Temmuz 1922’de “Soğuksu yolunda hüviyetleri tesbit edilemeyen kişilerce öldürüldü.”
Devlet böyle açıkladı.

Yahya Kaptan’ın ölümü “faili meçhul”dü önce.
Sonra fail, meçhul olmaktan çıktı.
Kaptan’ı “Ankara’dan gelenler” ortadan kaldırmıştı.
Ankara’dan gelenler, Osman Ağa’nın adamlarıdır.
Peki Osman Ağa kimdi?
Mustafa Kemal’in “Muhafız Tabur Komutanı” idi.
Kontrgerilla operasyonu böyle devam etti. Katiller ve azmettirenler, korundu.

Sosyal ağlarda paylaşın