Bataklıktaki Bir Çiçek… Bir HFG Savaşçısı: Salih Kanza (2)…

Direnen Bir Salih, Yok Olmalıydı!

Halkın mücadelesine katılan herkes gibi, Salih de tutsaklıkla tanıştı. Bağımlılıktan kurtulup mücadeleye katılmaya başladığı andan itibaren gözaltılar, tutsaklıklar eksik olmadı yaşamından.

Salih Kanza, kt bir rnekti. Hem de ok kt!

Şimdi yine Silivri Hapishanesi’ndeydi Salih Kanza. Silivri Hapishane Kampüsü’ndeki 9 Nolu  hapishanede.

Tecritin, işkencenin, hak gasplarının sürekli olduğu bu hapishanede tutsaktı.

Hapishanede, bazı tutsakların sürekli tecritte tutulmasını protesto etmek için eylemler yapıyorlardı.

İşte o günlerde, Salih Kanza’nın bir mektubu yayınlandı gazetelerde.

Kanza, hapishaneden gönderdiği mektupta, hak gasplarına ve tecride karşı haziran ayından bu yana havalandırmalarda yaptıkları oturma eylemine saldıran gardiyanlar tarafından her gün darp edildiklerini anlatıyordu.

Kanza, arkadaşlarının vücutlarının darptan dolayı yara bere içinde kaldığını… saldırılar sırasında Olcay Abalay’ın dudağı patlarken, Rıza Özçolak’ın çenesinin yarıldığını ve 6 dikiş atıldığını aktarıyordu.

Salih şöyle bitiriyordu mektubunu:

“Yani anlayacağınız bizler hakkımızı istediğimiz için direniyoruz ve her defasında hakaret, küfür ve işkencelere maruz kalıyoruz… büyük bedellerle kazanılan hakların gasp edilmesine izin vermeyeceğiz.”

Bir uyuşturucu bağımlısı Salih, şimdi kalkmış, hiç yüzünü bile görmediği tutsaklar için direniyor… kalkmış, haklarını gasp ettirmeyeceklerini haykırıyordu.

İşte bunun için HFG’ler olmamalıydı.

Salihler kurtulmamalıydı.

Salihler, kendi bataklıklarında boğulmalıydılar.

Salihler, yok edilmeliydi.

Salih Yüksel’de!

Tarih, 2018 yılının 24 Eylül’ü…

Yer, Ankara Yüksel Caddesi.

KHK ile yapılan ihraçlara karşı kamu emekçilerinin gerçekleştirdiği direnişin o günkü destekçilerinden biri de Salih Kanza.

Devamını o günkü basından okuyoruz:

“Ankara’da “İşimi Geri İstiyorum” Eylemine Polis Müdahalesi…

KHK ile ihraç edildikleri işlerine geri dönmek için bir süredir direnişte olan kamu emekçileri tarafından Ankara Yüksel Caddesi’ndeki İnsan Hakları Anıtı önünde 24 Eylül 2018 tarihinde saat 13.30 ve 18.00’de yapılmak istenen basın açıklamalarına polis müdahale etti.

Basın açıklamasına yönelik polis müdahalesinde 3 kişinin (Nazan Bozkurt, Gülnaz Bozkurt ve Mehmet Dersulu) ve saat 18.00’de yapılmak istenen basın açıklamasına yönelik polis müdahalesinde 3 kişinin (Mehmet Dersulu, Salih Kanza ve Nazan Bozkurt) gözaltına alındığı bildirildi.”

İşte bunun için yok olmalıydı Salihler.

Uyuşturucu batağından kurtulduğu yetmiyormuş gibi, kamu emekçilerinin eylemine destek veriyordu şimdi de.

Bütün bağımlıların böyle olduğunu düşünün bir an.

Hepsi bağımlılıktan kurtulmuş, yaşamlarındaki boşlukları doldurmuş…

Bir düşünün, hepsinin halkın mücadelesine katıldıklarını düşünün..

Egemen sınıflar için kabus gibi değil mi..

İşte bunun için yokettiler Salihler’in evlerini.

Bunun iin lme mahkum ettiler Salihler’i.

Salih İdil’de

Tarih 4 Ekim 2018… İstanbul Okmeydanı’nda bulunan İdil Kültür Merkezi’ne polis tardafından baskın yapıldı ve 8 kişi gözaltına alındı: Özgür Zafer Gültekin, Hasan Farsak, Şirin Ayaz, Gianfranco Castellotti, Taylan Gültekin, Gönül Bozkurt…

İnsanlar, bu baskın ve gözaltına karşı sessiz kalmadılar.

İdil Kültür Merkezi’ne yapılan polis baskınını protesto etmek amacıyla hemen o gün bir basın toplantısı düzenlendi. Polis bu basın açıklamasına da saldırdı ve açıklama yapmak isteyenleri gözaltına aldı.

İçlerinde Salih Kanza da vardı.

Mulla Zincir, Ezgi Kul, Salih Kanza ve İlknur Karadeniz, bu haklı meşru eylemleri nedeniyle 4 gün gözaltında tutulduktan sondra, “yurtdışı yasağıyla” serbest bırakıldılar.

Yurtdışından gelmişti Salih.

Ama yurtdışına çıkması yasaklanıyordu.

Neden?

Baskı, zulüm, ceza, eziyet..

Hem uyuşturucu bağımlılığından kurtulup, üstüne bir de devrimci olmanın bedeli ağır olmalıydı.

Başkaları, başka Salihler, aynı yoldan gitmemeliydiler.

Oğlunun Peşinde Bir Anne

20 Mayıs 2018’de, Almanya’nın Duisburg şehrinde bir açılış töreni vardı. Yurtdışındaki ilk uyuşturucu ve kumarla mücadele merkezinin açılış töreniydi bu.

Açılış için gelenlerin içinde, Almanya’nın çeşitli şehirlerinden gelenlerin yanısıra, Belçika’dan gelen HFG gönüllüleri de vardılar.

Onlardan biri de Salih Kanza’nın annesiydi.

Açılış haberinden aktarıyoruz:

“Türkiye’de HFG’nin faaliyetleri, faşizmin tüm baskılarına rağmen HFG çalışmalarının çabaları anlatıldı. Avrupa’dan Türkiye’ye tedaviye giden, hızla tedavi olup HFG çalışanı olarak şuan tutsak bulunan Salih Kanza’nın annesi konuşma yaptı. Yıllardır bağımlılığa karşı nasıl mücadele ettiğini, oğlunun HFG kurtardığını anlattı.”

Aileler, tek başlarına çaresizdiler. HFG onlar için bir çareydi.

Anne Kanza, bunu en iyi bilenlerden, pratik olarak yaşayanlardan biriydi.

Herşey çok somuttu onun iin.

Dün, bir uyuşturucu bağımlısının annesiydi.

Şimdi halkın mücadelesine katılmış ve bu nedenle tutuklanmış bir tutsak yakını idi.

Ama o bundan şikayetçi değildi.

Esas olan Salih’in uyuşturucuya karşı savaşı kazanmasıydı.

Salih’in Son Sözü!

Geçen yılın -2019’un 6 Ekim’inde tüm HFG’lilerin yüreğini dağlayan bir haber çıktı gazetelerde:

“Manisa Turgutlu’da bir şahıs üzerine benzin döküp kendini yaktı.”

O şahısın adı gazetede Salih K. diye geçiyordu.

Salih Kanza’ydı o.

HFG savaşçısı Salih Kanza.

Bataklıktan HFG ile çıkan çiçek Salih Kanza.

O çiçek, şimdi vücudunda birinci derecede yanıklarla Turgutlu Devlet Hastanesine kaldırıldı. Hayati tehlikesi vardı. Oradan Manisa Celal Bayar Üniversitesi Hastanesi’ne sevk edildi.

Kurtarılamadı.

Kaybettik onu.

Kazanmışken…

Sıradan bir intiharı tercih etmedi.

Kuşku yok, isyanını haykırdı son adımında.

Birşeyler söylemek istedi bu alçak düzene.

HFG savaşçısı olarak yaşadığı yıllar boyunca, söyleyecek sözü hep vardı ve hiç durmadan söyledi.

Son sözü de buydu.

Böyle olmamalıydı ama, böyleydi.

Vücudundaki birinci dereceden yanıklar mı sebep oldu ölümüne?

Uyuşturucu mu?

Hayır.

İkisi de değil.

Kanza’nın katili, uyuşturucu politikasını dünya çapında uygulayan emperyalistlerdir.

Gazi HFG’yi kapatanlardır.

Salih’e yeni HFG’leri açtırmayanlardır.

Salih’i uyuşturucudan kurtulup halkın mücadelesine katıldığı için defalarca tutuklayanlardır.

Katili belli Salih’in…

Salihlerin katili belli.

Salih… Ölümünün birinci yılında onu anıyoruz.

Düştü kalktı… Battı çıktı… Savaştı…

Bu savaşta yendi, yenildi… Onlarca gencin uyuşturucuya karşı savaşına öncülük etti… Mücadelenin bir çok alanında direnenlerin yanında olarak kendi mücadele mirasını bıraktı şu alçak dünyaya.

Bir HFG savaşçısı olarak yaşayacak hep.

Bir HFG savaşçısı olarak hatırlanacak. 

Sosyal ağlarda paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.