Avrupa’da Irkçılığa karşı yürüyüşler, onbinler sokakta.

21 Mart Irkçılığa Karşı Uluslararası Eylem Günü nedeniyle Avusturya, Londra, Berlin, Köln ve Amsterdam’da yürüyüşler düzenlendi. Yeni Zelanda’da 50 kişinin öldürüldüğü, ırkçı faşist saldırının ön plana çıktığı eylemlere onbinlerce kişi katıldı.

Hollanda'da ırkçılığa ve ayrımcılığa karşı yürüyüş

“Mültecilere kapı açık, kapitalizme değil”, “Irkçılık bir fikir değildir”, “Mültecileri ve göçmenleri değil, kapitalizmi ve ırkçılığı suçla”, yazılı pankartların taşındığı eylemlerde “Herkes eşittir”, ‘’ırkçılığı durdur’’ sloganları atıldı.

10-23 Mart tarihleri arasında ‘Uluslararası Irkçılıkla Mücadele Haftası’ süresince gerçekleştirilen yürüyüşler, bu sene Yeni Zelanda’daki saldırıda hayatını kaybedenler için saygı duruşuyla başladı.

‘Irkçılığa Karşı Ayağa Kalk’ inisiyatifinin çağrısıyla yapılan yürüyüşe, sendika, siyasi parti, dernek ve kurum temsilcileriyle, üyeleri katıldı. Eylemlerde; mültecilerle, farklı etnik kökenlerden ve topluluklardan kişilerinde katılımı yüksekti.


Amsterdam:

Amsterdam’da binlerce kişi, siyasi partiler ve çok sayıda kurum tarafından desteklenen gösteri için Dam Meydanı’nda toplanıp Dokwerker Meydanı’na kadar yürüdü.

Miting alanında yapılan konuşmalarda, ülkede ırkçılığın giderek arttığı, dünyanın her yerinde sağcı ve aşırı sağcı partilerin oylarının çoğaldığı ifade edildi. Hollanda’da da artan ırkçı saldırıların, aşırı sağın siyasette giderek güçlenmesiyle arasındaki ilişkiye vurgu yapıldı.

Londra ve Amsterdam'da ırkçılık karşıtı gösteri

Londra:

Londra’da gerçekleşen yürüyüşte, BBC’nin Portland Place’deki merkezi önünden başlayıp, İngiliz parlamentosunun önünde son buldu.

Yürüyüş, “Irkçılığa Karşı Ayağa Kalk” inisiyatifi tarafından düzenlendi. “Savaşı Durdur Koalisyonu” gibi hareketlerin de desteklediği yürüyüşte sığınmacılara destek sloganları atıldı.

Londra’da 2012’den bu yana her yıl düzenli olarak gerçekleştirilen ırkçılık karşıtı yürüyüşte bu yıl “Sığınmacılar hoş gelsin,” “Trump’a karşı dur,” “AB işçilerinden elinizi çekin” yazılı pankartların çokluğu dikkati çekti.

Berlin ‘de düzenlenen yürüyüşe de binlerce kişi katıldı.

‘Irkçılık alternatif değildir’, ‘Nazilere yer yok’ pankartları taşıyan ırkçı karşıtları, Wittenberg Meydanı’nda buluşup Schonerberg semtine doğru yürüyüşe geçti.

Köln:

Köln’de ki yürüyüşte tarihi Köln Katedrali’nin önünde başladı. Kitle, ırkçılığa karşı pankartlar ve dövizler açarak yürüyüşe geçti.

Almanya’nın Chemnitz kentinde de aynı tarihte bir yürüyüş düzenlendi.

Viyana:

Avusturya Viyana’da 20 binden fazla kişi Avrupa’yı etkisi altına alan aşırı sağcı, ırkçı ve Müslüman karşıtı politikaları protesto etti. İnsan Hakları Meydanı’nda toplanan göstericiler, ‘Irkçılığa başkaldır’, ‘Yönetimde Nazilere hayır’, ‘Terörün dini yoktur, Müslümanlara karşı provokasyona hayır’ yazılı pankartlar açtı. Konuşmacılar, Avusturya ‘da birlikte yaşamı olumsuz etkileyen ırkçı, kışkırtıcı politikaların sonlandırılması çağrısında bulundu. Göstericiler, şehrin önemli caddelerini trafiğe kapatarak Karlzplatz’a kadar yürüdü.


Uluslararası Irk Ayrımı İle Mücadele Günü:


21 Mart 1960 günü, Güney Afrika’da ırkçılığı protesto eden göstericilere ateş açılması sonucunda 69 kişi yaşamını kaybetmişti. BM Genel Kurulu, Her Türlü Irk Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Sözleşme’yi 21 Aralık 1965’te kabul ederek imza ve onaya açmış, bu sözleşme 4 Ocak 1969 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

Her türlü ırksal ayrımcılığın ortadan kaldırılmasını ifade eden bu sözleşmenin üzerinden elli dört yıl geçmesine rağmen, insanların renk, ırk, ulusal veya etnik farklılıkları yönünden üstün veya hakir görülmesi hâlâ devam etmektedir

Irkçılık bir insanlık suçudur.

Avrupa’da bugün güncel olarak en büyük sorunlarımızdan biri ırkçılıktır. Elbette ki ırkçılık sadece bizim sorunumuz değildir. Irkçılık bir toplumu çürüten en büyük dejenerasyondur dersek yanlış olmaz.

Bugün bizim Avrupa’da karşılaştığımız ırkçı saldırılar asıl olarak içinde yaşadığımız toplumların çürümesinin, gericileşmesinin göstergesidir. Irkçılık, kapitalist toplumun bir hastalığıdır. Kökeninde de sınıfsal gerekçeler vardır. Emekçi güçleri bölmenin, ezmenin, parçalayıp yönetmenin baskıcı yöntemlerinden sadece bir tanesidir.

Öyleyse ırkçılığa karşı mücadele de bu çerçevede ele alınmak zorundadır. Sorun bir düzen sorunudur ve sadece ne idüğü belirsiz birkaç ırkçı faşist parti ve grubun varlığı değildir. Irkçı saldırıların temelinde yasal anlamda içinde yaşadığımız toplumlarda eşit haklara sahip olmamak vardır. Yani ırkçılığın temelinde ‘yasal’ sorunlar vardır. Bu ‘yasal’ sorunlar var olduğu müddetçe ırkçı örgütlenmeler ve saldırılar da sürekli olarak besleneceklerdir.

Sosyal ağlarda paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.