Alman devleti bir kadını öldürmeye çalışıyor

O bir devrimci
O bir gazeteci
O bir kadın
Şu anda Almanya’da Rohrbach hapishanesinde tutuklu.

O bir tutuklu.
Yani henüz ceza almamış, hakkında verilmiş bir hüküm yok! Hukukun evrensel kurallarından biri olan “masumiyet karinesi” onun masum olduğunu söylüyor.

Ancak Alman devletinin devrimci düşmanlığı öylesi bir boyut almış ki tutuksuz yargılanma hakkını elinden aldığı birini insanlık dışı koşullara mahkum etmeye çalışıyor.
Tek tip elbise dayatmasında bulunuyor.
Ölmek pahasına da olsa, suçluluğu sembolize eden tek tip elbise’yi giymeyen geleneğe sahip bir siyasi anlayışa sahip birine tek tip elbise dayatmasında bulunmak ona işkence yapmaktır.

Evet Alman devleti tek tip elbise dayattığı devrimcinin, bu dayatmayı açlık grevi ile karşılayacağını bilmiyor olamaz. Buna rağmen yapıyor.
Açlık grevi yapsın yapmasın bir tutuklunun su şeker ve tuz gibi ihtiyaçları karşılanmak zorundadır. Açlık grevinde olan birinin bu ihtiyaçlarını karşılamamak ona işkence yapmaktır. Ona, ölümle sonuçlanabilecek işkence yapmaktır.
Alman devleti açlık grevi yapan birinin su şeker tuz almadığında ne gibi sorunlarla karşılaşabileceğini bilmemesi imkansız, çünkü hem kendi hapishanelerinde hem de kadim ortağı Türkiye faşizminin hapishanelerinde yüzlerce açlık grevi olmuştur. Açlık grevlerinde yüzlerce devrimcinin ölümünden sorumludur.

Şimdi alman hapishanesinde keyfi bir şekilde tek tip elbise dayatması yapılıyor. Sözde,alman yüksek mahkemesi’nin kararına uymayan(!) hapishane müdürünün tasarrufuymuş. Bir nazi artığı müdüre alman devletinin söz geçiremediğine inanılmasını isteniyor.

Kadın hakları savunucuları, feministler neden sessiz?

Bir kadına işkence yapılıyor.
Henüz yargılanma aşamasında olan,
hakkındaki iddialar ispatlanmamış, bir hükme bağlanmamış bir tutukluya tek tip elbise dayatması yapılıyor. Yüksek mahkeme (Bundesgerichtshof) kararına rağmen yapılıyor bu. Alman adalet mekanizmasının anayasa mahkemesinden sonra en üst mahkeme olan Bundesgerichtshof’un kararına bir hapishane müdürü uymuyor(muş).
Avrupa’nın göbeğinde bir kadın öldürülmek isteniyor.
Şu anda ancak açlık grevinin çok ileri aşamalarında yaşanan sağlık sorunlarıyla karşı karşıya. Kusma, sıvı alamama hali açlık grevlerinde ölümden önceki evreleri hatırlatıyor.
Bunun sebebi Nazi bir hapishane müdürünün yeterince su, şeker, tuz vermemesi.
Kadın hakları savunucuları, feministler bu konuya neden yokmuş gibi yaklaşıyor.
Bir kadına işkence yapılması onları ilgilendirmiyor mu?
Tamamiyle yasa dışı, tamamiyle keyfi uygulamaya direnen bir kadını neden sizin gündeminize almıyorsunuz?
Özgül Emre kadın değil mi?

Sosyal ağlarda paylaşın