Alfabede 29 Harf Var, Türkiye’de 30 Hapishane Tipi Var (Bölüm 4)
KUYUNUN DİBİNDEKİ “TEHLİKELİ MAHKUMLAR” VE İNSANSIZLIK!

Halkın tutsak evlatlarını, tecrit hücreleriyle teslim almak istiyorlar. Tarihten biliyoruz; faşizm, bunu daha önce de defalarca ve farklı hapishanelerde, farklı biçimlerde denedi.
Tutsakları teslim almayı başaramadılar.
Şimdi daha küçük hücreler yaptılar. Tecritin daha koyu uygulanacağı hapishane tipleri yaptılar.
Bu hapishaneler, ortak adlandırma olarak “YÜKSEK GÜVENLİKLİ” olarak adlandırılıyor.
Yüksek güvenlikli S Tipi, R Tipi, Y Tipi hapishaneler, şu an türkiye’nin gündeminde.

Gerçek Haber Ajansı’nda, 6 ay önce, 17 Şubat tarihinden itibaren, S Tipi, R Tipi, Y Tipi hapishaneleri ele alan 5 bölümlük bir yazı dizisi yayınladık.
Tutsaklara bu hapishaneler üzerinden bir saldırı hazırlığı olduğunu duyurduk. Bugün saldırı başlamış durumdadır.
“FAŞİZMİN YENİ HAPİSHANELERİ
S, R, Y TİPİ HÜCRELER” başlıklı ylazı dizimizde bu üç ayrı hapishane tipinin mimari ve idari özelliklerini ana hatlarıyla anlatmıştık.
Bugün Y Tipi hapishanelere sevkedilen tutsaklar anlatıyor.
Tutsaklar, Y Tipi’ni, KUYUNUN DİBİ olarak tanımladılar.
Neden böyle bir tanım kullanılıyor.
Tutsakların anlatımlarından satırbaşlarıyla bu sorunun cevabını alıyoruz:

KUYUNUN DİBİNDEKİ HÜCRELER:

  • Hapishane beş bloktan oluşuyor: A, B, C, D, E. Her blokta beş birim var.
  • Bu birimler üç katlı, her katta 6 hücre var.
    Yani her birimde 18 hücre var, bir blokta da 90 hücre.
  • A, B, C, D, bloklarında SADECE TEKLİ HÜCRELER var.
  • Üç katlı hücrelerin en alt katında, GÜNEŞ HİÇBİR BİÇİMDE GÖRÜLMÜYOR.
  • Gökyüzü bu hücrelerden “çizgi halinde görünüyor”.
    Teller zaten görmenizi iyice olanaksızlaştırıyor.
  • Tutsaklar özetle diyor ki: “Yani burada bize adeta ‘kafes hayvanı’ muamelesi yapılıyor.
    Alt katlara güneş hiç inmiyor, avlunun eni de çok dar.
  • Hücre 8 METREKARE.
    Tutsağın adım hesabıyla;
    6 adım uzunluğunda, 5 adım genişliğinde.
    Bunun 2 adıma 2 adımlık kısmı banyo ile kaplı.
    Masa, dolap, ranza derken doluyor hücre.
  • Ama sorun elbette sadece metrakare meselesi değil.
    Tutsak soruyor ve cevap veriyor:
    “Tecrit kaç metrekareyle hesaplanır?.. bu ayrı bir soru.
    Sonuçta tek başımızayız.”

HAVALANDIRMADA TECRİT!

  • Hiçbir HÜCRENİN HAVALANDIRMASI YOK.
    Her birim için ayrı havalandırma yapılmış.

Tutsaklar, ortak havalandırmaya infaz koruma memurlarınca götürülüp getiriliyor.
İnfaz koruma memuruyla havalandırmaya gidip, SADECE BİR SAAT kalıp geri götürülüyorlar.

  • Dolayısıyla orada da “TEK BAŞLARINA”lar.
  • Havalandırmalar YÜKSEK DUVARLI, penceresiz ve her iki yandaki kamerayla sürekli izleniyorsunuz. (“Kuyu” tanımının bir nedeni bu havalandırma…)
  • Havalandırmanın bir penceresi var; AMA sadece içeriye açılan, gardiyanların tutsakları izlemesi için!
  • HAVALANDIRMANIN ÜZERİ DE TEL ÖRGÜYLE KAPLI!
    ama “yağmur yağsa sığınacak bir alan yok”.
  • A ile D blok arasına çim saha ve kurs alanları, yine B ve D bloklar arasına da çim saha ve kurs alanları koymuşlar. Sahalar tam hapishanenin ortasında ve birimleri ve blokları birbirinden bıçak gibi ayırıyor.”
    Yani, izolasyon sadece hücre ve havalandırmada değil, ortak alan olması gereken yerlerde de en ince ayrıntısına kadar düşünülmüş.

ÇAMAŞIR KURUTACAK YER VE GÜNEŞ YOK!

  • Tabii, havalandırmaya çıkamadıkları için yıkadıkları çamaşırları da asamıyorlar havalandırmaya. Hem yasak, hem de zaten ortak kullanım alanı olduğu için bu mümkün olmuyor.
    Çamaşırları ne yapıyorlar peki?
    Tutsakların cevabı şöyle:
    “Hücre içine birer vida taktılar. Banyo kapısından pencereye ince bir ip asabilirmişiz. 23 saat içerideyiz ve çamaşırlarımızı da bu kuyunun dibinde, güneş görmeyen bir hücredeki ipe asacakmış, orada kurutacakmışız. Burası tasarlanırken giysi konusu hiç düşünülmemiş.”

İNSANSIZLIK!

  • Hücre kapıları elektronik ama infaz koruma memuru olmaksızın açılmıyor:
    “Kapının dışında bir buton var, gardiyan gelip o butona basıp sinyal verince ana merkezden bir görevli kilidi açıyor.
    Yani, her şey elektronik ve çoğunlukla insansız.”
    Sistemle tutsaklar, bir gardiyandan başka insanla karşılaşma imkanına sahip değil.
    Peki, bu tek başınalığın bir istisnası yok mu?
    Var!
    Eğer “uyumlu” olursanız; yani dayatmalara teslim olursanız,
    “kurul kararıyla 1,5 saat havalandırmaya çıkabiliyorsun.”
  • Yine teslim olmuşsan, boyun eğmişsen, halkını, vatanını satarsak, aynı koridorda bulunan tutsaklarla havalandırmaya çıkabilirsin.
  • “Uyumluluk” kriterleri yönetmelikte kesin değil, hapishanede sınırları keskince çizilmemiş tek şey de yönetmelik zaten.
    Bu da faşizmin hapishane yönetimlerine KEYFİLİKTE sınırsızlık tanıyor.

KAÇ YIL CEZA ALMIŞ OLURSAN OL; Y TİPLERİNDE STATÜN AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET!

Y Tipi hapishanelere, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilenler ve “tehlikeli mahkum” statüsündekiler sevkediliyor.
Peki “tehlikeli mahkum” statüsü neye göre belirleniyor.
Bu tamamen keyfi.
Hakkında böyle bir mahkeme kararı olmayan tutsaklar da S, R, Y tiplerine sevkedilebiliyor.

Sadece ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alanlara “yasayla” uygulanabilen tecrit, bu hapishanelerde tüm tutsaklara uygulanıyor.
Yani 10 yıl, 15 yıl cezanız da olsa, ağırlaştırılmış müebbet statüsüne tabii tutuluyorsunuz.
Avukatlar, Y tipinde kalan tutuklu ve hükümlülerin ağırlaştırılmış müebbet hapis mahkumu olmaksızın bu infaz rejimine tabi tutulduklarını açıkladılar.

“Tehlikeli mahkum”, Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un “Yüksek güvenlikli kapalı ceza infaz kurumları” başlıklı 9/3 maddesi uyarınca tanımlanan bir statü.
Bu statü, sadece tutsağın hapishane içerisinde isyan, firar girişimi, insan öldürme gibi suçları işlemesi durumunda verilen bir statü. Yani tehlikeli mahkum statüsü, “hapishane içerisindeki davranışlara göre” belirleniyor.
Ama Y TİPLERİNE SEVKTE bu yasa da çiğneniyor ve YASADIŞI, HUKUKSUZ BİR tehlikeli mahkum statüsü oluşturuluyor.

ZULMÜN OLDUĞU YERDE DİRENİŞ VAR!
Evet Y Tipi hapishaneler açıldı.
Daha küçük hücreler ve daha koyu tecritle başlayan saldırı, direnişle karşılandı.
Özgür tutsaklar süresiz açlık grevine başladılar.
Tecrit sürdükçe, teslim alma dayatması sürdükçe, direniş de sürecek.
Tarih, yine böyle yazıldı, böyle yazılacak.

  • BİTTİ –
Sosyal ağlarda paylaşın