HHB: Fransız emperyalizminin baskı ve sindirme politikaları, devrimcilerin kararlılığı karşısında başarısız kalmaya mahkûmdur.

HHB İnternasyonal Büro Paris’te açlık grevi direnişinde bulunan Zehra Kurtay’ın sağlık durumu ve genel durum ile ilgili bir açıklama yayınladı. Açıklamayı olduğu gibi yayınlıyoruz.

ZEHRA KURTAY’IN HUKUKİ SÜRECİ, SAĞLIK DURUMU VE FRANSIZ EMPERYALİZMİNİN BASKI POLİTİKALARINA DAİR AÇIKLAMA

Zehra Kurtay’ın Fransa’da maruz kaldığı adaletsizlikler, Fransız emperyalizminin -Avrupa ve dünya genelinde diğer emperyalist devletler için de geçerli bir durum olan- devrimcileri kriminalize ederek halklar üzerinde baskı kurma politikasının yeni bir örneği olarak karşımızda durmaktadır.

Hukukun giderek daha fazla araçsallaştırıldığı, devrimcilere yönelik sistematik bir sindirme mekanizmasının devreye sokulduğu bu süreç, aynı zamanda Zehra Kurtay’ın haklı direnişinin meşruiyetini bir kez daha gözler önüne sermektedir. Zehra Kurtay, hukuksuzluklarla örülü bir sürecin içine çekilmiş; bu süreçte ilk olarak oturum statüsü kumpaslarla iptal edilmiş, ardından geri gönderme merkezine alınarak Türkiye’ye sınır dışı edilmek istenmiştir. Yoldaşlarının kararlı sahiplenmesi ve yürütülen yoğun hukuk mücadelesi sonucunda Türkiye’ye iade kararı mahkeme tarafından iptal edilmiştir. Bu karar, emperyalizmin planlarını boşa çıkarmış, ancak baskı aygıtları geri adım atmamıştır.

Nitekim Créteil Valiliği, bu kez Zehra’nın “Fransa’yı terk ederek üçüncü bir ülkeye gitmesi” gerektiğine dair yeni bir karar almış; bu karar da hukuki mücadele ile iptal edilmiştir. Valilik ikinci kez itiraz etmiş, o itiraz da reddedilmiştir. Şimdi ise valiliğin son itirazının temel argümanı Türkiye’de artık demokrasi var, Kürt Hareketinin (PKK) silah bırakma kararı bunun göstergesi olduğu ve artık ülkeye dönmesinin önünde bir engel olmadığı, cezaevlerinde artık işkence olmadığı da itiraz başvurularında yer almaktadır.

Bu duruşma 15 Aralık 2025’te Paris’te görülecek ve burada aynı zamanda Zehra’ya oturum verilmesi meselesi de karara bağlanacaktır. Bu süreç, hukuki bir tartışma gibi görünse de özünde devrimci bir kadının iradesini kırmaya yönelik politik bir saldırıdır. Bu hukuki baskılara paralel olarak, Zehra Kurtay yeniden siyasi iltica başvurusunda bulunmuştur. Ancak OFPRA, başvurunun “kendisine gönderildiği iddia edilen bir mektubun teslim alınmaması” gerekçesiyle dosyayı kapattığını bildirmiştir. Oysa başvuru sonrası tüm iletişimin yürütüleceği elektronik hesaba hiçbir belge talebi, uyarı ya da çağrı bildirilmemiştir. Dosyanın özellikle duruşma tarihine günler kala kapatılması, emperyalist bürokrasinin devrimcilerin mücadele ve dayanışma faaliyetlerini boğmak için bilinçli olarak devreye soktuğu bir manevradır.

Bu karar masum değildir; siyasidir, baskıcıdır, manipülatiftir.

Zehra Kurtay bugün 161 gündür bedenini bir direniş mevziisi hâline getirerek açlık grevini sürdürmektedir.

Günbegün ağırlaşan fiziki koşullar altında dahi geri adım atmayan Zehra, iradesiyle emperyalizmin çürümüş adalet düzenini teşhir etmektedir.

Sağlık durumu kritik düzeye ulaşmıştır: Kas kaybı ağırlaşmış, kilosu 38 kilograma düşmüştür. Tıbbi değerlendirmeler kas reflekslerinde ciddi azalma, ileri düzey güç kaybı ve vücudun yaşamsal rezervlerinin tehlikeli biçimde tükendiğini göstermektedir. Kronik uykusuzluk, sürekli yorgunluk ve bacaklarda sıvı birikmesi nedeniyle hareket kabiliyeti büyük ölçüde kısıtlanmıştır.

Bu tablo, Fransız devletinin devrimcilere yönelik tahammülsüzlüğünün, hukuku bir silaha dönüştüren emperyalist zihniyetinin ürünüdür.

Zehra Kurtay’ı yıldırmak, onu yalnızlaştırmak ve devrimci hareketi kriminalize etmek isteyen tüm girişimler karşısında bizler açıkça ilan ediyoruz:

Zehra’nın direnişi meşrudur.

Zehra’nın talepleri haklıdır.

Zehra’nın direnişi halkların hak gasplarına karşı onur ve özgürlük mücadelesinin bir parçasıdır.

Fransız emperyalizminin baskı ve sindirme politikaları, devrimcilerin kararlılığı karşısında başarısız kalmaya mahkûmdur.

Halkın Hukuk Bürosu – Enternasyonal Büro

Sosyal ağlarda paylaşın