Baskı varsa, direniş de var.
İki özgür tutsak, keyfi baskılarla karşılaştıklarında, bir kez daha ve yine tereddütsüz, bedenlerini açlığa yatırdılar.
Defalarca yaptıkları, yapmak zorunda bırakıldıkları bir eylem bu.
Ömürlerinin onlarca ayını açlıkla geçirmiş devrimciler onlar.
Tutsaklıkla yıldırılamadılar bugüne kadar.
Şu an başlattıkları direniş de bunun bir kanıtı zaten.
Yunanistan’da Türkiyeli devrimcilere uygulanan “hukuk terörü” devam ediyor. Türkiyeli devrimci tutsakların direnerek kazandıkları haklar gaspedilmeye çalışılıyor.
Halkida davası tutsakları, paraya çevrilen hükümlerinin ödemelerini yapmalarına rağmen serbest bırakılmıyorlar. Bu kez oturum sahibi olmadıkları, kimlikleri olmadıkları gerekçesiyle “idari tutukluluk” saldırısıyla karşı karşıyalar…
Halkida davası tutsaklarının hükümleri paraya çevrilmişti, tutsaklar ödemelerini yapmalarına rağmen serbest bırakılmadılar. Oturum sahibi olmadıkları, kimlikleri olmadığı ve kamu güvenliğini tehdit ettikleri gerekçesiyle haklarında polis tarafından “idari tutukluluk” kararı ve sınır dışı kararı verildi.
BU KARARLARIN GERİ ALINMASI TALEBİYLE ŞADİ NACİ ÖZPOLAT 4 EKİM 2024 TARİHİNDE, ALİ ERCAN GÖKOĞLU DA 5 EKİM 2024 TARİHİNDE AÇLIK GREVİ DİRENİŞE BAŞLADILAR
°°°
HER YANI HUKUKSUZLUK OLAN BIR DAVA
Türkiyeli 5 devrimci tutsak Halkida davası olarak bilinen bir dava nedeniyle, Yunan yasalarına göre “hafif suç” kapsamında hüküm giymişler; sokaklardan, derneklerin önünden gözaltına alınarak tutsak edilmişlerdi.
Halkida’daki yaz kampından dolayı ceza alan devrimciler yaklaşık olarak 1 yıldır tutsaklar ve bu cezayı adil yargılanmadan aldılar. Savunma hakkı verilmedi, itiraz hakkı tanınmadı, hüküm giydikleri kendilerine tebliğ edilmedi… Tüm hukuk ilkeleri çiğnenerek cezalar verildi.
Halkida davası süresinde devrimci tutsakların adil yargılanma haklarının tamamen gaspedildi. Savunma hakkı tanınmadı, hükümleri kendilerine tebliğ edilmedi, yasal olanak geçerli süre boyunca itiraz edemedikleri için bu haklarını kaybettiler, her biri sokaklardan derneklerin önünden gözaltına alındılar ve tutuklandılar.
Adil yargılanma ihlaline ilişkin yaptıkları tüm itirazlar reddedildi. Son hakları olan cezaların paraya çevrilmesi hakkı için mücadele ettiler ve ödemelerini yaptılar.
Şimdi de sınırdışı edilme ve idari tutukluluk saldırısyla karşı karşıyalar.
AKP faşizmi ile iş birliği yapan Yunan hükümeti Türkiyeli devrimcilerin tutsaklığını uzatmak için her şeyi yapıyor. NATONUN İKİ UŞAĞI DEVRİMCİLERE KARŞI TÜM GÜÇLERİNİ BİRLEŞTİRİYORLAR.
Daha önce Bulut Yayla isimli devrimciyi sokaktan kaçırarak Türkiye faşizmine teslim eden Yunan devleti, şimdi yeni saldırı hazırlıkları yapıyor.