Halkın Tutsak Avukatı Aytaç Ünsal’ın Bayram Mesajı:”Bayramlarımız, Halkın Hayata Yenilmemesidir”

BAYRAM
“Sevince acıdan daha çok cesaret gerekiyor.”
Eduardo Galeano

Bayram özel olarak kutlanan gün demektir. Halkın bin yıllardır sürdürdüğü kutlama geleneğidir. Koşullar ne olursa olsun, hayat zulümler arasından tercih yapmayı sunsa da halk o kutlamayı yapar.
Aslında kutlamanın da tam olarak nedeni bu değil midir? Acılarla kuşatılmış bir hayatın bir an dışına çıkmak. Koşullardan soyutlayabilmek kendini. En ağlanacak haline gülebilmek. Acı sağanağı yağarken üzerine neşeyi üretebilmektir bayramın anlamı.
Halk denilen büyük aile hiç vazgeçmez bu geleneğinden.
Zamanların en zorlusunda her şeye rağmen kurar o ekmek, soğan ve tuzun belkemiği olduğu sofraları.
Göz yaşları sel gibi birikip göz kapaklarının baraj setlerine yüklense de inatla ağzının kenarına o tebessümü konduracaktır.
Bayramın mecaz anlamının sevinç verici olması da bundandır.

Acılar, yaşadığımız ve yaşamak zorunda bırakıldığımız hayatlardan doğar. Hayatlarımız hakkında karar verenler çekeceğimiz acılara da hükmetmişlerdir.
Acı çekmek özel bir çaba gerektirmez, sıradandır. Edilgendir. Yaşarsın biter ve yenisi başlayacaktır. Cesarete ihtiyaç yoktur.
Acı çekmenin edilginliği karşısında acıları göğüsleyip sevince dönüştürmenin eylemi ve iradesi vardır.
Emperyalizmin bireyciliği, acıları kabul eder. Sadece kabul etmekle kalmaz; acılardan beslenmeye başlayan hastalıklı bir kültür geliştirir.
Acılarla birlikte yaşamanın teorisidir bu.
Acı çekmek hayatlarımızın kader planını oluşturanların yazdığı kadere boyun eğmektir. İlkel, cahil diye aşağılanan halk ise o kaderciliğinin içinde bile acılara teslim olmaz çoğu zaman. Bin yılların deneyimiyle acılarla savaşmayı öğrenmiştir.
Artık acılardan sevinçleri yaratmanın, acıyı tersine çevirmenin sıra neferi olmuştur. Yani Mahsuni’nin “..Bazı acılardan al ilacını..” sözleri güzel sözden ibaret değildir.

“Acılarımız karşısında sevincimizi, azmimizi, direncimizi büyüttüğümüz günler bizimle olsun. Halkımızın, hepimizin Kurban Bayramı kutlu olsun.”

Şimdi de deprem çadırlarında, yoksul mahallelerde, köylerde her şeye rağmen en güzel dost sofralarını kuracaktır halkımız. Ellerini kenetleyip dayanışmayı büyütecektir. Ağız dolusu gülecektir. Hayata yenilmediğini gösterecektir. Biz de sonuna kadar sahip çıkacağız halkımızın bayram geleneğine. Acıların altında ezilmeyeceğiz hiçbir zaman. Direndiğimiz, mücadele ettiğimiz her gün özeldir ve kutlamalıktır bizim için. Ödediğimiz bedeller bayram gibidir. Bu kararlılıkla gerçek bayramları, çocuklarımızın şeker gibi gülebildiği bayramları Anadolu’muza biz getireceğiz.
Acılarımız karşısında sevincimizi, azmimizi, direncimizi büyüttüğümüz günler bizimle olsun. Halkımızın, hepimizin Kurban Bayramı kutlu olsun.

Edirne F Tipi Hapishanesi Özgür Tutsaklarından AVUKAT AYTAÇ ÜNSAL

Sosyal ağlarda paylaşın