Erdal Gökoğlu: Alman devleti devrimcilerle uğraşacağına katil sürüleriyle uğraşsın


Konser düzenlemek, bir Alman üniversitesinde seminere konuşmacı olarak katılmak gibi demokratik faaliyetlerinden dolayı yargılanan Türkiyeli devrimci ve siyasi mülteci Erdal Gökoğlu’nun Almanya’daki mahkemede yargılanması devam ediyor.

Mahkeme; Nisan, Mayıs ve Haziran aylarında da devam edecek. Öte yandan mahkemeyi takip eden Musa Aşoğlu’na Özgürlük Komitesi bir açıklama yaptı. “Devrimciler düşünceleri uğruna yıllarca hapis yatıyor, yıllarca tecrite karşı mücadele ediyorlar. Hücrelerinde tek başlarında kaldıklarında yalnız olmadıklarını biliyorlar elbette. Mahkemelerde yargılayan oluyorlar. Devrimci tutsaklar yapmaları gerekeni yapıyorlar. Biz ise tutsaklarımızı yalnız bırakmamalıyız” denilen açıklamada mahkemeye katılım çağrısı yapıldı.

Mahkemeye katılmak isteyenler komiteden duruşma tarihleri için bilgi alabilirler.
Tel: 0049 174 4549193
Mail: freiheitskomitee@gmx.de

26-27 Mart’ta görülen duruşmalarda Erdal Gökoğlu, hakkındaki suçlamalara yanıt vererek; ırkçılığı, NSU’yu ve Alman devletinin NSU davasındaki rolünü anlattı. “Nerede bir devrimci, anti-faşist var 129 yasaları devreye sokuluyor. Irkçı faşist örgütlere neden duyarlı değilsiniz. Bunların kaçını 129 yasalarıyla yargıladınız. Alman devleti devrimcilerle uğraşacağına katıl sürüleriyle uğraşsın.” diyen Erdal Gökoğlunun savunmasından diğer başlıklar şöyle:

33 gruptan oluşan ve 400 üyesi olan bu katillerden sadece 8 kişi tutuklandı.

Beate Zschape daha çok ölümlerin üstünü kapatmak için yargılandı. Bir sürü silah bulundu bu davalarda. Ben mi silahlı yakalandım? Benim en büyük suç delilim evimde bulunan Mahir Çayan fotoğrafı.

Başta Almanya, Fransa, Hollanda, Belçika, Avusturya olmak üzere DİTİB, UETD, yüzlerce grupla çalışıyorlar. Hepsinin ortak özelliği devrimcilere karşı kontra faaliyetleri yapmak, oligarşiyle işbirliği yapmaktır.

Milli görüş vakıf ve camiilerin, spor kulüpleri gibi faşist örgütler saymak gerekir. AKP’nin Almanya’da uyuyan hücrelerinden bahsediyorlar. Cafer Hofkaya Uluslararası savunma milis örgütlenmesi SADAD, AKP’nin milis örgütlenmesi. Tanrıverdi, Erdoğan’ın danışmanlarından.

Metin Kürük AKP’nin Avrupa sorumlusu. Almanya, İsviçre, Hollanda, Belçika’da sık sık ziyaretler ve cami toplantıları düzenliyorlardı. AKP’nin dernekleri bunlar.

2018 yılında operasyon yapılmak zorunda kaldı Osmanlı Ocaklarına.
AKP çetelerin yasadışı faaliyetlerinin hiç bir engele takılmadan çalışmalarını yürütmüşlerdir. NRW, Hessen, Baden-Würtemberg’te operasyonlar yapıldı.

33 gruptan oluşan ve 400 üyesi olan bu katillerden sadece 8 kişi tutuklandı.
Adam öldürmekten, fuhuşa, silah kaçakçılığına herşey vardı.
Geçtiğimiz yıl tutuklananan bu çete elemanları yargılanmaya başlandı.

Basına yansıyan ses kayıtlarında AKP bağlantıları çıkmıştı.
Metin Kürük. Faşist AKP’nin Avrupa’daki tüm faaliyetlerde bu ismi görmek mümkündür.

Kürük, bu çeteler ile AKP arasında bir köprü olduğu, telefon görüşmelerinde tespit edilmişti. Kürük’ün Avrupa Türklerin İşadamları Derneğinde söylediği sözler ilginçtir: Avrupa’daki türkiyeli göçmenleri hedef alarak, bu örgütler nereye kaçarlarsa kaçsınlar, bu devlet onların peşini bırakmayacaktır. Avrupa Osmanlılar çetesi Anayasayı Koruma Örgütü raporunda belirtiliyor. AKP’nin yönlendirdiği çu çetelere operasyon yapıldı ve sözüm ona yargılandılar. Biliyor musunuz? Çete elemanlarının tahliye olduklarını okuruz gazetelerde veya başka bir olay ortaya çıktığı zaman bunlar tutsak değil miydi diye düşünürüz.

Faşist AKP çetesi çocukları da suçlarına ortak ediyorlar. AKP Avrupa’daki camiilerde çocukları tiyatrolarda oynatıyorlar. Eline silah sıkıştırarak şov propaganda yaptırıyorlar.

Şimdi beni yargılamak için hazırladığınızı gözler önüne getirelim.


Bilinmeyen bir yerde, bilinmeyen bir zamanda aptalca bir suçla itham ediliyorum

2010 tarihinde NRW’de çocuk korosu örgütlemede yer almışım.
NRW’de 9-10 çocukla kanıtlanılamayan bir yerde bir etkinlik yapılmış.
Sözünü ettiğiniz etkinlikte ne yapmış bu çocuklar?
Uyuşturucu mu kullanmışlar?
Tacize, tecavüze mi uğramışlar?
Sikayet mi aldınız bu konularda?

Bilinmeyen bir yerde, bilinmeyen bir zamanda aptalca bir suçla itham ediliyorum.Beni değil, çocuk katillerini, tacizcileri, tecavüzcüleri yargılayın.
Yargılayamazsınız. Kutsal çıkarlarınız buna izin vermez.

Faşist AKP’li Yusuf Ünal, Artvin işgali için 3 aydır Stuttgart’ta çadır açanlara saldırdı. 7 Nisan 2018 tarihinde ‘Reisi Seviyoruz’ diyerek insanlara saldırmışlardı. Reis sessiz kalmadı.

Bir ülkenin Cumhurbaşkanı Tayyıp Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım ve daha başkaları olayın hemen üzerine bu saldırganı arayıp tebrik ettiler.

‘İyi yaptın, bir Türk kimlere bedel gösterin’ dediler.

Hiç kuşku yok ki bu saldırılar ne ilk ne de son olacak.

Tekellerin çıkarları herşeyin üstündedir

Bir ülke yetkilisi arayıp aslanım devam et diyorsa. Ey Avrupa, siz teröre destek verirseniz, o da gelir sizi vuru dedi, Fransa’daki olayı örneği gösterdi.

Hiç bir AB ülkesi de çıkıp haddini bil katil diyemiyor. Var mı?

Diyemezsiniz, çünkü Tayyip’in Nazi artığı dediği yerlerde sessiz kaldı Alman devleti.

Tekellerin çıkarları herşeyin üstündedir. Merkel’de kendisi Nazi suçlamasını önemsemez. Yusuf Ünal 5-6 saat gözaltına alınıp bırakıldı.

Nerede bir devrimci, anti-faşist var 129 yasaları devreye sokuluyor. Irkçı faşist örgütlere neden duyarlı değilsiniz. Bunların kaçını 129 yasalarıyla yargıladınız. Alman devleti devrimcilerle uğraşacağına katil sürüleriyle uğraşsın.

Açın dosyalara bakın kaç tane cinayet var? Adli yaralama, uyuşturucu vs?
Bugüne kadar yargıladığınız devrimcilerin dosyalarına tekrar bakın, hangisinde yüz kızartıcı bir olay vardır? Sizler ne düşünüyorsunuz? Utanılacak bir tablo.

Adaletin ırzına geçmek bu olsa gerek: Almanya katil çetleri korumaktan vazgeçmelidir.

Herşey birbiriyle bağlantılı, hukukçusunuz. Anlattıklarımı alt alta toplayın, çıkan sonuca benim yargılamamı koyun, eşittir işaretir koyabiliyorsanız koyun.


Grup Yorum gibi halklara mal olmuş bir grubu kriminalize etmek imkansızdır.

Terörizmden söz ediyorsunuz? Terörist mi arıyorsunuz?

Devrimcilerle, muhaliflerle uğraşmaktan vazgeçin ve ülkenize, kendinize bir ayna tutun. Aradığınızı orada bulacaksınız. Asıl terörist halkların hak ve özgürlüklerine kastedenler. Yargıyı, hukuku, kendi çıkarı için kullanırlar emperyalistler. Halkların mücadelesi doğru, haklı ve meşrudur. Emperyalizm yenilecek, direnen halklar kazanacak.

Grup Yorum’cuyum. Grup Yorum konserlerine katılmak ve düzenlemekten yargılanıyorum. Görüntüleri çizebilirdim de. Yaparım da. Bu çağda beemer yapmışınız. Bunları kullanmayacaksanız niye var.

Bana yönelik suçlamalarda kültürel etkinlik var. Grup Yorum konseri yapmak, katılmak. Bu konserler hangi kapsamda dahil olduğumu bilinmediğini siz söylüyorsunuz. Grup Yorum ile ilgili verdiğimiz dilekçeler heyet tarafından reddedildi. Reddinizi reddediyorum.

Grup Yorum konseri düzenlemek ve katılmak gibi süç icaz etmeye çalıştınız.
Bu bir suç değil, büyük bir onurdur. Bu nedenle türkülerden güç alan halkını ve vatanını seven biri olarak, 34 yıldır kesintisiz Grup Yorum dinliyorum. Grup Yorum’cuyum.

Her devrimci aynı zamanda sanatçıdır, ressamdır, aydındır. Kiminin yazısı, kiminin çizdiği resimi, kiminin eylemidir eseri.

Grup Yorum demeten ve onları savunmaktan onur duyuyorum. Grup Yorum’u anlatmak zor iştir. Her anı emek ve mücadele dolu 34 yıllık tarihten bahsediyoruz. Ben de bu zorlukları bilerek sadece köşe taşlarına değinmek istiyorum.

Nice kitaplar yazıldı, belgeselleri yapıldı Grup Yorum’la ilgili, ama ne söylesek az olacak Grup Yorum’u anlatabilmek için.

Evet, ben bir Grup Yorum elemanıyım, 34 yıldır onların türkülerini, marşlarını dinliyorum. 1.5 yıldır da hücremde kendime Grup Yorum konserleri veriyorum. Bedenen ve ruhen aynı bir çift göz olarak bakıyoruz dünyaya.

Grup Yorum’un DHKP-C ile bağlantısını kurmaya çalışıyorsunuz, müzik grubunu kriminalize etmeye çalışıyorsunuz. Devrimci bir müzik grubu demek yersiz ve gereksizdir. Zaten kendileri devrimci olduklarını, bağımsız, demokratik ve sosyalist bir ülke istediklerini her fırsatta dile getiriyorlar. Bu ucuz demagojilere kimse inanmaz.

Grup Yorum gibi halklara mal olmuş bir grubu kriminalize etmek imkansızdır.Grup Yorum hayatın ve halkın içinde bir okuldur.
Sanat ve Sanatçı hep halkın bağrındadır.

Grup Yorum’a yapılan saldırı sadece sesini kısmak için değil, bir umudu yok etmek içindir..

Kırmızı kırmızı dalga dalga çoğalıyorlar
İlk adımları ne siz ne de biz gördük.
Geçmişten gelip geleceğe yürüyorlar.
Kırmızı kırmızı dalga dalga yayılarak ve çoğalarak

Adları, yüzleri hatta toprakları değişik bu yürüyenlerin, ama hedefleri, kalpleri aynı halk deryasından beslenip halkların türkülerini söylüyorlar. Ağıtları parsel parsel satılan vatanadır. Marşlarıyla, türküleriyle, şiirleriyle halkların özlemlerini dile getiriyorlar onlar. Acıları birleştiren halkın elleridir, o ellerin değdiği yerde umut, direniş, zafer vardır.

Onları susturmak değil sizin, dünyanın bütün eşkiyalarının, kimsenin gücü yetmez.Kuraldır, savaştığınız düşmanınızı tanımalısınız önce. Sadece bir müzik grubu mu? Halk, milyonlar var. Sadece Grup Yorum’u mu yok etmek istiyorsunuz?

Tarihi, halkların umudunu, tarihini geleceğini yok etmek istiyorsunuz.
Bu mümkün mü? Başarabilen var mı bugüne kadar?
Anlaşılan bu hayaller peşinden giden hala vazgeçmişler değil, onlar da avuçlarını yalayacak.

Ezilenlerin ilk çığlığı ile doğmuş o sanat. Halklara umut ve bilinç taşır. Toplumsal bir varlık olarak. Yaşam biçimi dediğimiz şeyler kültür dışında görmek doğru değildir.

Emperyalizmin kültür politikası ahlaksız diziler, ahlaksız klipler, ses yarışmaları, yetenek sizsiniz, hepsi kültürel saldırının bir parçasıdır. Halkın sanatı yok. Fantastik, polisiye, cinsellik, bencillikten başka birşey yoktur.

CIA denetiminde 800 kültür dergisi var. Tetikçilerin, katillerin ne alakası var sanatla?

Sosyal ağlarda paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.