TBMM Deprem Araştırma Komisyonu’nun 522 sayfalık raporu açıklandı. Bir kısmı bilinen, bir kısmı tahmin edilen gerçekler bir kez daha bu rapor vesilesiyle açığa çıktı.
Depreme karşı alınacak önlemlerin belirlenmesi için kurulan TBMM Deprem Araştırma Komisyonu, 18 toplantı ve çeşitli araştırmalar sonucunda, 522 sayfalık raporunu açıkladı.
Raporun basına yansıyan bölümlerinde, bir depreme karşı tamamen hazırlıksız durumda olunduğu görülüyor.
– Rapora göre, geçen yıl güçlendirilmesi gereken 381 okul için hala bir şey yapılmadı ve bu okullar halen DEPREME DAYANIKSIZ DURUMDA. Yani 381 okuldaki çocuklarımız, bile bile ÖLÜME TERKEDİLMİŞTİR.
– Rapora göre, ülkemizdeki binaların yüzde 79’u riskli durumda. Bu binalar 2000 yılı öncesinde yapıldığı için büyük risk barındırıyor.
– Deprem Toplanma Alanları’nın büyük bölümü rant uğruna imara açıldığı için artık bu alanlar yok. Bu da depremlerde can kaybının artması demek.
Raporda Çare De Yok! Çözüm De!
Raporda, depreme karşı önlemler için gereken maliyet hesabı da yapılmış: Buna göre,
ülke genelinde dönüştürülmesi gereken riskli konut sayısı 6 milyon 700 bin. Bu konutların depreme dayanıklı hale getirilmesinin tahmini maliyeti ise 2,3 trilyon lira.
Buraya kadar rakamlar tamam. Ancak bundan sonrasında raporda şöyle deniyor:
“Bu kaynağın kamu tarafından kısa sürede karşılanabilmesi mümkün görülmüyor”.
Raporda şöyle deniyor:
“Kentsel dönüşüm çalışmalarında karşılaşılan en büyük problem ise kentsel dönüşüme yeterli finansmanın sağlanamaması. Kentsel dönüşüm çalışmalarında ihtiyaç duyulan 2,3 trilyon TL kaynağın kamu tarafından kısa sürede karşılanabilmesi mümkün görülmüyor.”
Olmayan tek şey para da değil.
İktidarın binaların durumlarının netleştirilmesi ve önlem alınması doğrultusunda bir planı, tesbitleri de yok. Raporda bu durum şöyle anlatılıyor:
“• Ülke genelinde yapı envanteri çıkarılarak buna dayalı risk önceliklendirilmesi yapılmadığından ve deprem riski zararlarını azaltmaya yönelik bir program olmadığından deprem riski altındaki yapıların iyileştirilmesine yönelik yatırımlara düzenli ve ihtiyaçlara dayalı bir kaynak aktarılması yapılamıyor.”
Bunun tek bir anlamı var: Ölün! Başınızın çaresine bakın!
GHA’nın Önerisi:
Önlem, Halk Meclisleri’nde Örgütlenerek Bulunabilir!
TBMM Deprem Araştırma Komisyonu’nun raporu ortada. Bırakın ülke genelinde deprem önlemleri alınmasını, gözbebeklerimiz çocuklarımız için bile henüz bir önlem yok.
“Olası İstanbul Depremi” gerçekleştiğinde, çocuklarımız, okudukları okulların altında kalacak. O zaman geriye yine yalnız “nerde bu devlet?” çığlıkları kalacak.
Çareyi, çözümü devletten bekleyemiyorsak, o zaman tek çare, halkın kendi örgütlenmeleridir. Bu da kolay değil; fakat mümkün.
İşe çocuklarımızın okudukları okulların güçlendirilmesi mücadelesi için örgütlenerek başlanabilir.