Yunanistan’ın Midilli adasındaki göçmen kampında 9 Eylül sabahı göçmen kampındaki sağlıksız yaşam koşullarına karşı isyan başladı. Göçmen sağlıksız yaşam koşullarına tepkilerini dile getirirken, kampın 4 kez kapasitesinin üzerinde insan barındırdığı bildirildi. Kampın kapasitesinin 3175 kişi olmasına rağmen 12700 kişinin barındırıldığı aktarıldı.
Kampta tutulan göçmenlerin zaten durumu içler acısıyken, 9 Eylül sabahı meydana gelen isyan ve isyanın ardından yaşanan yangın ile kamp kul oldu.
Yunanistan’ın Midilli adasında kurulan ve adalarda yer alan en büyük göçmen kampı olan Moria’da 12 700 göçmen barınmaktaydı. Ülkelerinden daha iyi bir yaşam umuduyla göç etmek için yola çıkan insanların barındığı ve en kirli kampı olarakta bilinmektedir.
Göçmenler; Şimdi ne yapacağız? Nereye gidebiliriz?
Meydana gelen yangının ardından kül olan kampta yer alan göçmenler ise “Şimdi ne yapacağız? Nereye gidebiliriz?” diye sormaktaydı. Adada olağanüstü durum ilan edilirken, yangının ardından binlerce kadın, erkek ve çocuk göçmen birden bulundukları çadırlardan, barındıkları konteynerlerden panikten dışarıya fırladı. Bazı göçmenler kül haline dönen kamptan yakınlardaki zeytinlik arazilerine sığınmakta çareyi buldu.
Yaşanan vahşetin karşısında kendini savunmaya çalışan Yunan polisi ise, “Önceden tasarlanmıştı. Çadırlar boştu. Durum kontrolden çıkınca bizde ülkelerine geri göndermemiz gereken 200 kişiyi serbest bırakmak zorunda kaldık” şeklinde açıklamalarda bulundu.
Yunan Ajansı ANA’nın verdiği bilgiye göre bazı anonim kaynaklardan aldıkları bilgilere göre, bundan 15 gün önce Moria kampında koronvirüsün ortaya çıkması üzerine tecrit tedbirleri alındığını aktardı. Alanın tecrit tedbirlerine isyan eden göçmenler ise kampın birçok yerinde yangın çıkardıklarını iddia edildi.
Yunan yetkilileri ise meydana gelen yangının bilinçli olarak göçmenler tarafından çıkarıldığını ve yangın esnasında çadırların boş olduğu ve dumandan etkilelenen bazı insanlar dışında ise her hangi can kaybının olmadığını vurguladı. İtfaiye ekipleri ise yangıma müdahale etmek istedikleri esnada, kampın girişindeki göçmenlerin kendilerini taş atarak engellemeye çalıştıklarını belirtti.
Yunanistan Başbakanı Kyriakos Mitsotakis, Moria’daki yaşanan olaylara değinerek, felaketin kaynağının, kampta 35 Covid-19 vakasının tespit edilmesinin ardından geçen haftadan bu yana gerçekleştirilen “sağlık kontrollerine karşı çıkan göçmenlerin ayaklanması olarak gösterdi.
Kyriakos, “Moria’daki zor koşulların farkındayım ama hiçbir şey sağlık kontrollerine karşı şiddetli tepkilere mazeret olamaz” ve “özellikle bu büyüklükteki kargaşa için” dedi.
Bölge Vali Yardımcısı Aris Hatzikomninos ERT’ye verdiği demeçte, “Artık Moria yok, kamp yok edildi.” dedi.
Göç Bakanı Yardımcısı Georges Koumoutsakos düzenlediği basın toplantısında, “Kimlik kayıt merkezinin ana kısmı tamamen yıkıldı ve pek çok kişi barınma sorunuyla karşı karşıya kaldı. Kampın ana kısmında yaklaşık 4.000 kişi barınıyordu.
Bu ana kısmına ek olarak, Moria kampı komşu zeytinliklere kadar uzanıyor ve burada çadırlarda yaklaşık 8.000 kişi yaşamaktaydı. Bu alanlarda da meydana gelen yangının büyük tahribata yol açtığı görülmekte.” şeklinde konuştu.
AFP muhabiri bir gazeteci ise 9 Eylül sabahı göçmenlerin yaklaşık 3 kilometreyi aşan bir kuyruk oluşturarak yol boyunda oturduklarını aktardı. Göçmenlerin oluşturduğu kuyruğun ise Midilli limanına doğru giden yolun olduğunu belirtti.
Barınmasız kalan göçmenler ise “Şimdi ne yapacağız?” Nereye gidebiliriz? ” diye sormakta.
Midilli itfaiye ve itfaiyeciler sendikası başkanı Yorgos Ntinos ise bir basın kuruluşuna yaptığı açıklamada, Kampın % 99’unun yandığını vurguladı.
Meydana gelen yangının ardından Yerli ve mültecilerden oluşan bir dernek olan Lesvos, Twitter’da harekete geçerek, “Her şey yanıyor, insanlar kaçıyor” şeklinde paylaşımlar yaparken, bazı paylaşımlarda ise çevre köylere kaçmaya çalışan göçmenlerin engellendiğini aktarmakta!
Derneğin sayfasında, “Vaatlerde bulunan, açıklamalarda bulunun yetkililer nerede? Bu adada şimdi biz yanlızız! Adamızda meydana gelen bu yangın tüm Avrupa’daki yangındır. Ancak sadece adamızı yok etmektedir.” paylaşımlarının da yer aldığı görüldü.
Avrupa Birliği’nin dönüşümlü başkanlığını yürüten Almanya, AB ülkelerini kamptan gelen göçmenleri karşılamaya çağırdı. Avrupa ülkelerine acil çağrıda bulunan Almanya, kamptakileri ağırlamalarını istedi. Ayrıca Avrupa içinde göçmenler sorununa acil bir çözüm bulunması ve ortak göç politikasının çözülmesi gerektiğine vurgu yaptı.
Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, AB’nin “yardıma hazır” olduğunu belirterek yaptığı açıklamada, yaşananlardan derin bir üzüntü duyduklarını ve 400 kişiyi derhal Yunanistan’a götürülmesi için destekte bulunacaklarını belirtti.
Türkiye’nin karşısında yer alan Ege Denizi’ndeki Midilli Adası üzerinde kurulan Moria kampı ise en sağlıksız, sağlığa uygunluk ve aşırı kalabalık göçmen kampı olarak bilinmektedir. Son süreçte ise ada halkı Moria kampının kapatılması yönünde eylemler yaparak tepkilerini dile getirmiş ve göçmenlerin ülkelerinde barındırılmasına son verilmesini istemişti. Moria kampında yaşanan vahşetin asıl sorumlusu ABD, AB ve onların işbirlikçileridir! Ortadoğu’yu kendi çıkar politikaları için kan gölüne çeviren emperyalist tekellerin savaş politikaları sonucu binlerce göçmen ülkelerini terk etmek zorunda kalmıştır.