MAYIS’IN KANLI GÜNÜ HAZİRAN’A DÖNÜYOR

71 sıcağında

Canım Nurhak dağında

Üç gerilla vurulmuş

Son Mayıs sabahında”


1970’li yılların başı… 12 Mart Muhtırası verilmiş, fiilen cunta yönetimi başlamıştır. Halklar üzerinde yoğun bir terör estirilmektedir. Ama asıl olarak devlet terörünün öncelikli hedefi cuntaya karşı silahlı savaşı sürdüren THKP-C ve THKO’dur.

THKP-C ve THKO’ya azgınca saldırmaktadır düşman. THKO’lular savaşı sürdürmek için Nurhak dağlarında oluşturdukları üste toplanmaya başlarlar. Ancak bu kararın hayata geçirildiği dönemde, oligarşinin ağır baskı ve takip koşullarında 1971 Mart ayında Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve ardından da Hüseyin İnan tutsak düşerler.

Ancak başta Sinan Cemgil olmak üzere Nurhak’ta THKO’nun yirmiden fazla önder kadro ve savaşçısı toplanmıştır. Mayıs sonlarına kadar eğitim ve hazırlık yaparlar. 31 Mayıs’ta bir grup THKO savaşçısı, Malatya Kürecik’deki Amerikan Radar Üssüne karşı gerçekleştirecekleri eylem için yola çıkarlar. Amerikan üssü basılarak içerdekiler rehin alınacaktır. Plan, bu rehineler karşılığında Denizlerin kurtarılmasını da hedeflemektedir.

Birliğin komutanı SinanCemgil‘dir.

*

Sabah saatleridir. Birlik yürüyüş halindedir. Sıkı bir meşe topluluğunun orta yerinde genişçe bir çukur bulup oraya yerleşirler. Sinan Cemgil bir yoldaşıyla çevreyi keşfe çıkar. Önlerinde aşmaları gereken upuzun Gölbaşı Ovası, arkalarında İnekli Köyü ve İnekli Dağı vardır. Keşfe çıkanlar işleri bitince tekrar arkadaşlarının gizlendiği çukura dönerler. Sinan gördüklerini anlatır. Kararlaştırılan hedefe ulaşmak önemlidir onlar için. “Çok kötü bir yere takılıp kaldık” der Sinan. Ama geri dönüş yoktur artık. Sonuna kadar gidilecektir. Eylem yerinin son kontrolü için iki kişi önce gidecektir. Sinan da yola çıkan yoldaşlarıyla birlikte belli bir yere kadar gidecek ve buluşma yeri ayarlandıktan sonra geri dönecektir. Geride kalanlarla birlikte arkalarındaki meşeliğe gizleneceklerdir.

Sinan elinde dürbünü ile ovayı inceler. Meşeler gittikçe seyrelmiş, onları koruyan bir sığınak olmaktan çıkmıştır. Ansızın çalı yığınının içinden üzerlerine çevrilmiş tüfek namlularını fark ederler. Geride, çukurda kalan arkadaşlarından en az beşyüz metre açılmışlardır. Kadir Manga bu sırada çukurdan çıkıp çatışma yerine yoldaşlarının yerine gelir. Düşmanın “teslim ol” çağrılarına Sinan Cemgil ve Kadir Manga ateşle karşılık verir. Pusuya düştüklerini anlarlar.

*

Gerilla birliğinde o an 7 kişidirler. Sinan önce bacağından vurulur. Bir an yere kapaklanır ama tekrar kalkarak ateşe devam eder. Alpaslan ve Sinan yan yana ateş ederek yürürler. Çatışma saatlerce sürer. ’71 Mayıs’ının son sabahında üç THKO gerillası Sinan Cemgil, Kadir Manga ve Alparslan Özdoğan çatışarak şehit düşerler. Gerillalardan ikisi kuşatmayı yararken, diğerleri ise yaralı olarak tutsak düşer. Bu çatışma tarihe 70’li yılların ilk büyük silahlı çatışmalarından biri olarak geçer. İlktir; ama son değildir.

***

Mayıs’ın kanlı günü Haziran’a dönüyor…

Dağda isyan ateşi Alev alev yanıyor.

Mayıs Haziran’a dönmek üzereyken Nurhaklar’da yaşanan çatışmaya bir yenisi de eklenmek üzeredir. THKP-C önderleri Mahir Çayan ve Hüseyin Cevahir Maltepe’de bir evde kuşatılır. İsrail Başkonsolosu Efraim Elrom’un 22 Mayıs’ta THKP-C tarafından cezalandırılması, emperyalizm ve oligarşi üzerinde panik ve şaşkınlık yaratmış, tüm güçleriyle Parti-Cephe’ye karşı saldırıya geçmişlerdir. Peşpeşe tutuklamalar, gözaltılar yaşanır; saldırı ve operasyonlar iki önderin Maltepe’de kuşatılmasına kadar uzanır.

Aslında çatışma dışarıda Maltepe caddelerinde başlamış, Mahir ve Cevahir çatışarak çekilirken bir eve girmişlerdir. Evin alt katı çatışmaya uygun olmadığı için üst kata çıkarlar. Bu arada evin her tarafı asker ve polisler tarafından sarılmıştır. Mahir ve Cevahir ev halkına zarar gelmemesi için herkesi dışarı çıkarırlar. Yalnız Sibel Erkan adlı 14 yaşındaki bir kızı yanlarında rehin olarak tutarlar.

Sibel Erkan’ı rehin tutma amaçları ikilidir. Birincisi, zayıf bir ihtimal de olsa başka bir ülkeye iltica hakkı sağlamak; asıl önemli olan ikinci amaçlan ise şehit düşerken THKPC’nin adını bütün Türkiye’ye duyurmaktır. Bunun için isimlerini de vererek THKP-C savaşçısı olduklarını bütün dünyaya duyururlar. Polis ve askerlerin “teslim olun” çağrılarına iki önderin verdikleri cevap nettir: “Asla teslim olmayacağız. Buradan ancak ölümüz çıkar… Silahımızı asla teslim etmeyeceğiz… Bizi teslim almaya gelirseniz silahımız size dönecektir.”

*

Kuşatma sürer. Mahir ve Cevahir soğukkanlı ve tereddütsüzdürler. Tereddütsüzdürler; çünkü devrime, sosyalizme inanmaktadırlar. İktidar yolunun silahlı mücadeleyle açılacağını bilirler ve bu çizgiye güvenirler. Orada şehit düşebilirler ama onların düşündüğü son nefeslerini verirken geleceğe bir miras bırakmaktır. İşte her “teslim olun” çağrısına verilen “teslim olmayacağız” cevabı yaratılan ve geleceğe taşınacak olan bir geleneğin şiarı olacaktır. Mayıs Haziran’a dönmektedir artık. Ortalığı sessizlik kaplamıştır. Mahir ve Cevahir kuşatmada direnişi sürdürürken Nurhak’ta THKO savaşçılarının şehit düştüklerinin haberini alırlar. Nurhaklar’daki şehitleri çatışmanın ortasında marşlarıyla, türküleriyle selamlar iki yiğit Adalı. Dağda yanan isyan ateşi Maltepe’de harlanmaktadır şimdi. Tarih 1 Haziran’ı, saatler ise sabah 11.00’i gösterirken düşman ilk atışını yapar. Her tarafa keskin nişancılar yerleştirilmiştir. Polis ve askerler binanın arka tarafından, cepheden açılan destek ateşiyle içeri girerler. Mahir ve Cevahir içeriye girmeye çalışan düşmanla çatışmayı sürdürür. Bu sırada ellerinde bulunan rehineye zarar gelmemesi için onu çatışma alanının dışına, zarar gelmeyeceği bir yere çekerler. Düşman kapıya dayanmıştır. Mahir ve Cevahir yaralıdır ama içeriye kadar giren düşmanla çatışmayı sürdürürler. Düşmanın kurşun yağmuru altında Cevahir şehit düşer, Mahir ise yaralı yakalanır. Türkü söyler Adalılar Susar faşist namlular Cevahir’im vurulmuş Savaşır gerillalar Maltepe’deki bu evde iki yiğit Adalı, Mahir Cayan ve Hüseyin Cevahir 51 saat süren bu destansı direnişi tamamlarken; artık PartiCephe’yle özdeşleşecek olan gelenek mayalanmıştır.

Nurhaklar’da yaratılan ilke Maltepe’de yeni bir halka eklenmiş, zincirin bu halkası Kızıldere manifestosuyla taçlanmış ve bugüne kesintisiz uzanan kopmaz bir geleneğe dönmüştür. Nurhaklar’da, Maltepe’de, Kızıldere’de sıcak çatışmanın ortasındayken THKP-C ve THKO önder ve savaşçılarının cüretini ve kararlılığını belirleyen; devrimci dostluk dayanışma duygusu, saflıkları, temizlikleri, vatana ve halka duydukları derin sevgidir.

Hepsini kuşatıldıkları yerlerde ölümün üzerine hesapsız yürüten bu duygulardır.

(*) Bu yazı, 30 Mayıs 1998 tarihli Kurtuluş Dergisi’nde yayınlanmıştır

HÜSEYİN CEVAHİR KİMDİR?

Doğum Yeri: Dersim Mazgirt ilçesi Mohundu (Darıkent) nahiyesi

Doğum Tarihi: 1950

Şehit Düştüğü Tarih: 1 Haziran 1971

Şehit Düştüğü Yer: İstanbul Maltepe

Mezar Yeri: Şöbek – Yeldeğen Mazgirt, Dersim

Kürt-Alevi bir köylü ailesinin çocuğu olan Hüseyin Cevahir, THKP-C önderlerindendir. 1 Haziran 1971’de İstanbul Maltepe’de yoldaşı Mahir’le birlikte kuşatıldılar. Kuşatma altında direnişin ilk görkemli örneklerinden birini yaratarak şehit düştü.

Mahir, Hüseyin, ve Ulaş, THKP-C tarihinin hemen her aşamasında birliktedirler. Birbirinden ayrı direnişlerin yaratıcısı olarak ölümsüzleştiler üçü de; ama birlikte sayısız eylemler gerçekleştirdiler.

Cevahir THKP-C’nin SBF kökenli kadrolarından biriydi. Önce İstanbul Tıp’a girmişti, ama SBF onun için daha çekiciydi. Okul değiştirip SBF’ye geçti. Okula gelir gelmez Fikir Kulübü’nün üyesi oldu. O dönem o da TİP üyesiydi. Araştırıcıydı. Bu özelliğiyle TİP’e karşı yürütülen ideolojik mücadelenin de önde gelen savaşçılarından biri oldu.

SBF’deki anti-faşist mücadeleyi omuzlayan ilk militan kadrolaşma içinde de Cevahir yeralır. Sonra adım adım THKP-C’nin oluşumu geldi.

Hüseyin Cevahir, bu süreçte 1970 Aralık’ında Ankara Küçükesat’taki bir evde yapılan toplantıda oluşturulan 11 kişilik Geçici Genel Komite‘nin üyelerinden biri olarak yeraldı. Sürecin ilerleyen evresinde Genel Komite “geçicilikten” çıkıp kesinleştiğinde de Hüseyin Cevahir yine THKP-C’nin sorumluluğunu taşıyan bu yapı içindeydi. Genel Komite’de yapılan ilk işbölümünde Hüseyin Cevahir Kürdistan sorumluluğunu üstlendi.

Ancak Cevahir, Parti kendisine nerede ihtiyaç duyduysa oradaydı. Sinan Kazım Özüdoğru, Hüdai Arıkan ve Sebahattin Kurt’la birlikte sık aralıklarla Karadeniz bölgesinde bulundu. THKP-C önderleri, masa başı önderleri değillerdir. Bu yüzden silahlı savaşın örgütlenmesinde doğrudan yeralmışlardır hep. THKP-C’nin Ankara’da gerçekleştirdiği ilk eylemlerde Cevahir de vardır.

Hüseyin Cevahir Şubat 1971’de içlerinde Ulaş’ın da olduğu bir ekiple birlikte, İstanbul’a geldi ve İstanbul’daki hazırlıkları örgütledi.

17 Mayıs 1971’de İsrail’in İstanbul Başkonsolosu Ephrahim Elrom’un kaçırılması eyleminde Ulaş Bardakçı ve Mahir Çayan’la birlikteydi.

12 Mart Cuntasının ağır baskı ve takip koşullarında geri çekilmeyi değil savaşı örgütlemeyi düşünmüş ve bunu hayata geçirmişlerdi. Elrom eylemi sonrası yaşadıkları süreç onları bir direniş üssüne çevirecekleri Maltepe’ye götürdü.

Tarih 1971’in 1 Haziran’ıydı. Cevahir orada şehit düştü.

Sosyal ağlarda paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.